SORU ÇALIŞMADIĞIMIZ YERDEN GELDİ!
17 Ağustos depreminde ve diğer depremlerde yaşanan acıları çabucak unuttuk. Kaderimize boyun eğdik. "Allah verdi, Allah aldı" dedik, manevi olarak rahatladık.Ta ki, 6 Şubat depremine kadar...
Oturup; coğrafya, felsefe, matematik, kimya, fizik çalışmadık, insanlık dersi almadık. En iyi çalıştığımız, din dersi oldu. Sular seller gibi ezberledik ama soru yine coğrafyadan geldi. Topluca sınıfta kaldık ne yazık ki...
Öte yandan, üç maymunu oynadık, yıllarca. "Görmedim, bilmiyorum, duymadım." Çalanı görmedik, yalanı duymadık. Sorana; "ben bilmiyorum" dedik. Doğal felaketteki yıkımları Allah'a yükledik. İçinden çıkmadığımız sorunları "dış güçler"e yükledik. Ters giden olaylarda "kandırıldık" dedi. Hal böyle olunca; her bir köşesi cennet ülkem, cehenneme dönüverdi.
Bize her gün; öbür dünyanın cennetinin güzelliklerini anlatanlar, "Haram yemek günah" diyerek, kul hakkı yiyenler, sabi sübyana tecavüz edip "bademleme" diyenler, "bir kereden bir şey olmaz" diyenler, dilinden yalan düşmeyenler, pabuç yalayanlar, bu dünyada cenneti tam anlamıyla yaşamaya ve sefasını sürmeye başladılar. Emek harcamadan, insani duygularımızı sömürerek, servetlerinin üstüne servet kattılar. Çalan çaldı, soyan soydu, yükünü tutan tuttu...
Çalana; "bal tutan parmağını yalar" dedik. "Çalıyorlar ama çalışıyorlar dedik.
"Benim memurum işini bilir" dedik. "Çalıyorlar ama dinimize sahip çıkıyorlar, yoksa din elden gidiyordu" dedik. Kafamızı kaldırıp, "etrafımızda neler oluyor" demedik.
Uzun lafın kısası; bizi ayakta uyutanlar, çalanlar çırpanlar, bademleyenler, hesabını tutamayacak kadar büyük servetlere kavuştular. Bizler ise, az çok kendi yağımızla kavrulurken; fakirleştikçe fakirleştik. Keşke tek derdimiz fakirleşmek olsadı. Ekmeğimizi suya bandırır yerdik. Ne yazık ki; telef olmuş tavuklar gibi, kimimiz toprağa, kimimiz acıya gömüldük...
Umarım bu büyük felaketi çabucak unutmak yerine, yaşanan acılardan biraz olsun ders alırız. Artık ne acıya dayanacak gücümüz, ne de yaşayacak takatimiz kaldı.
Biz tükendik!
Biz öldük!