SELANİK ANKARA'DA!
Eskiden köyle okullarında bütün sınıflar bir arada olurdu. (1, 2, 3, 4, 5). Ben de köy okulunda okuyanlardanım. İlkokul 3. Sınıfa gelince şehire yerleştik. MERZİFON ABİDE HATUN İLKOKULU'na kayıt oldum. (Merzifon) Okul müdürü "bu kızda ışık var" dedi, babama. Babam gururlandı tabi. "Öyledir benim kızım..."
Ders başladı, ne çok şey öğrenmişler. Bense sadece okumayı yazmayı sökmüştüm.Oya ip atla. Ali top at. Tut Ali tut. Suna ılık süt iç. Jale yat uyu...vb. Fişleri rahat okuyabiliyordum. Hayat bilgisi görmemiştim.
Müfettiş geldi okula. Öğretmenimiz sürekli bizi tembihliyor, şöyle deyin şöyle yapın...
Nihayet, müfettiş bizim sınıfta.
-Adın ne kızım?
-Göher Güler
-Cumhuriyeti kim kurdu
-ATATÜRK!
- ATATÜRK kaç yılında doğdu?
-1881
- Başkentimiz neresi?
- Ankaraaa!
- Aferin kızım.
- Peki söyle kızım, ATATÜRK, Selanikte doğmasına rağmen, neden Selanik'i başkent yapmamış da Ankarayı başkent yapmış?
Soğuk bir ter boşaldı benden. Hiçbir fikrim yok.
- Susuyorum.
- Kızım dilini mi yuttun, konuşsana!
-O zaman Selanik Ankaradaydı öğretmenim!
-Neeee!
- Neeee!
- ...
-Selanikliler Ankaradaydı öğretmenim.
- Ne diyor bu çocuk öğretmen Hanım!
- Köyden yeni geldi Hocam!
Öğretmenimin gözleri öfke saçıyor! Müfettiş gidince ben yandım!
Keşke hiçbir sey söylemeden sussaydım. Oldu bir kere.
- Müfettiş gitti.
Öğretmenim, fırladı müdürün odasına.
Köyden gelen ne kadar geri zekalı aptal varsa benim sınıfıma veriyorsunuz, Hocam.
Alın bu aptalları sınıfımdan.
Ben hüngür hüngür ağlıyorum. Yer yarılsa da içine geçsem. Bu kelimeleri duymasaydım.
Öğretmenim benimle uzun süre konuşmadı. Soru da sormadı...
Ta ki ben sınıfın çalışkan òğrencileri arasına girinceye kadar.
Aylar sonra şehirde okuyan sınıf arkadaşlarımı sollayıp geçmiştim