İNSANLIK HALİ
İstanbul Okmeydanı şubesindeyim. Şubemize yeni müdür yardımcısı tayin oldu. Günlerden cuma, pazartesi göreve başlayacak. Heyecanlıyız, eski şubesine sorduk. Şöyle soylu, böyle boylu hep övgüyle bahsettiler. Hepimiz sevinçliyiz, heyecanla bekliyoruz...
Pazartesi sabah mesai başlamak üzere. Kapıdan orta boylu, hafif göbekli, beyaz tenli, kırarmış saçları özenle taranmış, jölelenmiş, gözkapaları gözlerinin üzerine düşmüş olduğu için göz rengi seçilemeyen, kalın kaşlı, kara bıyıklı, lacivert çeket, beyaz gömlek, bordo kravatlı biri girdi içeri. Yaklaştı bize doğru, yaklaştıkça bir garip görünmeye başladı, belden alt tarafı. Açık kahverengi, tüylenmiş, eskimiş, yırtılmaya yüz tutmuş, dizleri öne doğru bombe yapmış, kışlık içlik. İçliğin paçaları, yeni olduğu belli olan siyah çorabın içine sokulmuş, bacaklarının yarısına kadar çekilmiş. Siyah rugan ayakkabıları oldukça şık ve ilgi çekici, yeni cilalanmış, hiç yere basılmamış gibi pırıl pırıl parlıyor...
Başı dik, omuzlar yukarıda, emin adımlarla, gururla yaklaştı yanıma.
-Günaydın Hanımefendi.
-Ben yeni müdür yardımcınız O...n.
- Günaydın efendim, ben Göher.
Tokalaştık.
-Hoş geldiniz O...n Bey!
-
-Pantolonunuzu giymeyi unutmuşsunuz.
-
Adamcağız eğildi, bir kendisine bakıyor, bir etrafına...
Gülmemek için elimi ağzıma götürdüm. Ne mümkün! İçim fıkır fıkır kaynıyor.
-Ben de herkes niye pür dikkat bana bakıyor, diyordum. Yeni takım elbisem, çok yakıştığı için bakıyorlar sanmıştım, dedi ve koşar adımlarla çıkıp gitti. Adamcağız utancından iki gün sonra gelebildi şubeye.
Geldiği günün akşamı mesai bitiminde toplantı yapıldı. Müdür yardımcımız kendisini tanıtacak. Personelden istedikleri konuşulacak.
Ben önce personelde ciddiyet isterim, diyerek başladı söze.
Herkes gülmemek için yere bakıyor. Kimse kimsenin yüzüne bakamıyor. Ağzımızı elimizle kapatmış vaziyette müdür yardımcımızı dinliyoruz...
-Arkadaşlar ben kılık kıyafete çok önem veririm! Üstünüz başınız temiz olacak. Kravatsız gelinmeyecek..!
Bir ara arkadaşla göz göze geldik. Kahkaha koptu. Diğerleri durur mu...
Sonra başka bir arkadaş muavin Bey, ya pantolonu giymeyi unutursak...
Hahahah!
-Arkadaşlar bakın anlatayım. Pantolonu ütülemek için salona götürmüştüm.
Hahahah, gülüyoruz!
Kahkahadan müdür yardımcımızın sesi zor duyuluyor.
-Gece uyuyamadım, sabahta altıda kalktım. Uyku sersemi pantolonu giymeyi unutmuşum. İçlik de kalın olduğu için bacaklarım üşümeyince pantolon olmadığını fark etmemişim, ne var bunda. Ümraniyeden buraya gelmek için kaç otobüs değiştirdim haberiniz var mı?
Herkes gülmeye devam ediyor.
En sonunda dayanamadı kendisi de bizim kahkahalarımıza ortak oldu.