reklam
reklam
38,5992 %0.33
43,6545 %0.2
4.018,80 % 0,37
96.121,01 %-0.785
AMASYA
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Amasya
Kapalı
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

ANADOLU'DA AÇMADAN SOLAN BİR GÜL -7-

YAYINLAMA:

- N'oldu hatun ne bağırıp duruyon, ateşe düşmüş gibi. Hayvanların yemini veriyom görmüyon mu!

- Ben görüyom da sen görmüyon, duymuyon. Gulaan sağır oldu, gözün kör.

Oğlanı cendermeye

 vereceemiş ikisi.

- Ne cendermesi gız, cenderme mi geldi.

- Gelmedi de, eli kulağanda ha geldi, ha gelecek.

- Tövbe tövbe, ne diyon sen hatun.

- Gulaamnan duydum, ekmek çarpsın, yalan demiyom. Emine Dursun'a bar bar bağırken duydum. Seni don göynek soyacam. Seni dımdızlak bırakacam. Her şeyini elinden alacam. Cendermeye verecem seni, deyi veryansın ediyodu.

- Güldürme beni hatun, Emine mi Dursun'a bağırıyodu.

- He vallah, yemin billah bağırıyodu. Yetiş diyom sana!

- Dellenme be kadın. Emine Dursun'a bağırabili mi heç.

- Allah çarpsın doğru diyom. Aha şurdan şuraya kavuşmayım.

- Anaam, essah diyo bu kadın, diye geçirdi içinden.

- Dursun, Dursun oğlum!

Bağıra bağıra çıktı, ahırdan Memet Ali. Yüreği ağzına gelmişti.

Avluya geldiğinde Dursun, bir taşın üstüne oturmuş, ellerini şakaklarına koymuş, kara kara düşünüyordu. Zaten kırmızı olan burnu ve suratı biraz daha kızarmıştı.  

- Cendermeler gitti mi oğlum?

- Ne cendermesi baba. İki tane cenderme var benim başımda on cendermeye bedel.

- Anan dedi, cenderme gelip seni götürecemiş.

- Ah anam ah, hep lafı yarım yamalak anlar, ortalığı birbirine katar.

- De hele n'oldu.

- N'olacak baba, benim hatunlar delirdi. Hökümet nikahı istiyorlar.

- Nerden bilmişler hökümet nikaanı?

- Öğretmenin karısı girmiş bu kuş beyinlilerin kanına.

- Geç sen içeri. Ben bi öğretmenin oraya varıp gelecem baba dedi, Dursun. 

- Dur ben de geliyom, bekle üstümü, başımı değiştireyim....

...

- Merhaba öğretmen Bey, oğlum!

- Merhaba, Memet Ali emmi.

- Öğretmen Bey oğlum. Bilirsin seni çok severiz, köylü de sever sayar emme senin bu hatun, köylü kadınların aklını çeliyomuş. Aha Dursun'un garılarının ikisini de doldurmuş, Dursun'un üstüne salmış. Neyi var, neyi yok elinden alın, cendermeye verin, siz iki kişisiniz bi Dursun'a gücünüz yetmiyo mu demiş. Bu ne demek oluyo Öğretmen Bey!

- İşin aslı öyle değil,  Memet Ali emmi. Eşime sormuşlar, hökümet nikahı nasıl oluyor diye, Eşim de onlara yol göstermiş. Nikahsız olunca Dursun kocanız sayılmıyo demiş. Bu devirde resmi nikahsız olur mu demiş. 

- Haa, öyle mi demiş.

- Evet öyle demiş. Muhtar kıyar nikahınızı demiş.

- Haa, anlaşıldı mesele Öğretmen Bey, sağ olasın.

- Siz de sağ olun Memet Ali emmi.

- Sen niye küçücük çocuğun kanına girdin Dursun efendi. Yazık değil mi o kıza. "Ben okuyacaktım, öğretmen olacaktım, beni zorla verdiler" demiş eşime. Hüngür hüngür ağlamış.

- Oldu bir kere öğretmen Bey. Anamla babamın zoruyla oldu. Git gözü açılmadan al getir gızı, bizim evde büyüsün dediler.

- Yazık etmişsiniz kıza yazık, geleceğini çalmışsınız dedi, öğretmen...

Yolda gelirken Dursun:

- Baba ben Gül'e hökümet nikahı gıydıracam. Emine yaşlandı artık n'etsin nikahı. Anama deme emi, anam ortalığı garıştırır şimdi.

- Oğlum bana kalırsa nikah, Emine'nin hakkı. Üstümüzde çok emeği var garibin.

- Yok baba yok, Gül'e yaptıracam nikahı.

- Uykusunda hep sayıklıyo garip, "öğretmen olacaam" diyo, "istediğime varacaam" diyo. "Çocukları okutacaam" diyo. "Öğretmen Hanım diyecekler bana" diyo.

Sonra uyanınca rüya olduğunu anlıyo, sabaha kadar ağlıyo baba. İçim acıyo garibe. Ganına girdik gızın, hayatını gararttık. Hep anamla senin yüzünden oldu. Siz sebep oldunuz. Belki de okuyup altın bileziğini dakardı goluna. Garışma bana, anama da söyleme emi.

- Eyi, eyi tamam N'eydersen et yav!..

Dursun sırıta sırıta geldi Gül'ün yanına.

- Gel hele gız yanıma. Sana bi diyecem var.

- Ne diyecen ki.

- Gel sen, gel hele gız, ne bakıyon öyle.

- İlişme bana, akşama kadar çamaşır yudum, haşat gibi oldum.

- Senin sevinecen bi şey diyecem emme.

- Ne diyeceen.

- Hafta başında şehire gidecez biliyon mu?

- Şehire mi?

- He gız şehire.

- Niye ki?

- Senin fotoğrafını çektirecez. Ordan Üsük Emmigile gideriz. Bir iki gün kalırız orda.

- Anaam okula mı yazdıracan beni! Ben öğretmen mi olacam şincik...

Devamı Pazartesi günü

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *