reklam
reklam
40,5737 %-0.01
46,9330 %0.1
4.345,32 % 0,12
118.221,62 %-0.63
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İMAM- HATİP OKULLARI

YAYINLAMA:

Osmanlılarda imam ve hatiplerin medrese eğitimi dışında özel bir öğretime tabi tutulmadığı, zamanla yaygınlaşan cehaletin bu meslek erbabına da sirayet ettiği görülmüştür. İlk defa 1913 yılında imam ve hatip yetiştirmek üzere “ıslah-ı medaris” programı çerçevesinde Medresetü’l-eimme ve’l-hutaba adıyla bir okul açılmıştır. Ancak 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 2. maddesine göre kanunun neşrinden on üç gün sonra Maarif Vekâleti’nin yayımladığı bir genelge ile bütün medreseler kapatılmıştır. Aynı kanunun 4. maddesi gereğince 29 merkezde ilkokula dayalı olarak dört yıllık İmam-Hatip mektepleri açılmış, bir talimatname ile bu okulların yönetimi ve öğretim şekli düzenlenmiş, okutulacak dersler şu şekilde belirlenmiştir. Kur’an-ı Kerim, musiki, tefsir, hadis, ilm-i tevhit, din dersleri, Arabi, hitabet ve irşat, ahlak ve malumat-ı vataniye, Türkçe, Türk edebiyatı, tarih, coğrafya, hesap, hendese, hayvanat, nebatat, ruhiyat, fizik ve kimya malumatı, tabakat, hıfzıssıhha, yazı, terbiye-i bedeniye. 

 

İmam-Hatip okullarına öğrenci ilgisi giderek azalmış, bu yüzden okul sayısı 1924-1925 öğretim yılında yirmi dokuzdan yirmi altıya, 1925-1926’da yirmiye düşmüş, bir yıl sonra sadece İstanbul ve Kütahya’da birer okul kalmış, 1929-1930 öğretim yılında ise tamamen kapanmıştır. 

 

Genel kabule göre bu okulların kapanmasının asıl sebebi sorumlu makamların ilgisizliği ve mezunlarının, gerek öğrenimlerini sürdürme gerekse meslek elemanı olma açısından istikbale dair bir beklentilerinin kalmamasıdır. Nitekim mezun olanlardan isteyenlere öğrenimlerine devam etme imkânı sağlanmadığı gibi 1926’da bir kısım din görevliliği kadroları kaldırılmıştır. Dolayısıyla İmam-Hatip Mektebi mezunları için din görevliliği cazip olmaktan çıkmış, bu görev tamamen fahri olarak yürütülmeye başlanmıştır. 

 

1946 yılında dönemin Diyanet İşleri reisi Ahmet Hamdi Akseki bir raporunda camilerde halka namaz kıldıracak ve hutbe okuyacak imam ve hatip yokluğundan şikâyet ediyor, bazı köylerde cenazelerin kaldırılamadan günlerce ortada kaldığını bildiriyor, öte yandan birtakım batıl inanç ve yalancı tarikatların memleketin her tarafına yayılmakta olduğu uyarısında bulunuyordu. Devrin Maarif Vekili Hasan Tahsin Banguoğlu da bu dönemde halkın en önemli şikâyetinin din hizmetleri ve din öğretimi meselesi olduğunu bildirerek bu hususta ayrıntılı bilgi vermektedir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki Müdürler Komisyonu’nun 13 Ekim 1951 tarih ve 601 sayılı kararıyla Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 4. maddesine istinaden İmam-Hatip okullarının açılmasına karar verildi. Bu karardan dört gün sonra yedi ilde (İstanbul, Ankara, Adana, Konya, Kayseri, Maraş, Isparta) ilkokula dayalı ortaokul seviyesinde dört yıllık İmam-Hatip okulları öğretime başladı. İmam-Hatip okullarının ilk mezunlarını verdiği 1954-1955 öğretim yılında bu okulların üç yıllık lise kısmı da açıldı. İmam-Hatip okullarının orta kısmında Kur’an-ı Kerim ve tecvid, Arapça, tefsir, akaid, kelam, din dersleri, fıkıh usulü, siyer ve ahlak, hadis ve hadis usulü, Türkçe, Türkçe hitabet, el yazısı, psikoloji, tarih, coğrafya, yurttaşlık ve kanun bilgisi, matematik, fizik, kimya, beden eğitimi, müzik, tabiat bilgisi, sağlık bilgisi, Türk-İslam sanatı, yabancı dil, resim-iş dersleri; lise kısmında ise Kur’an-ı Kerim ve tefsir, Arapça, İslam felsefesi ve kelam, fıkıh ve feraiz, dinler tarihi ve İslamiyet, hadis ve hadis usulü, psikoloji, sosyoloji ve ahlak, mantık, Türk-İslam sanatları, Türk dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, fizik, kimya, biyoloji ve sağlık bilgisi, matematik, kozmografya, beden eğitimi, müzik, milli savunma, resim, yabancı dil dersleri bulunuyordu. İmam-Hatip okullarının müfredatındaki meslek derslerinin ağırlığı yaklaşık % 40, kültür derslerinin ağırlığı ise % 60 olarak tespit edilmiş olup bu oran daha sonraki düzenlemelerde de korunmuştur.

 

İmam-Hatip Okulu mezunlarının yüksek öğrenim görmesine imkan vermek amacıyla ilki 1959’da İstanbul’da olmak üzere Yüksek İslâm enstitüleri açılmıştır. 4 Kasım 1981 tarih ve 2547 sayılı kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan 20 Temmuz 1982 tarih ve 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile İlahiyat fakültelerine dönüştürülene kadar bu okullara sadece İmam-Hatip Lisesi mezunları kabul edilmiştir.

 

Başlangıçtan itibaren İmam-Hatip okullarının binalarının büyük kısmını halk yaptırmıştır. Çeşitli dernek ve vakıflar tarafından, devlet tarafından, devlet-millet iş birliğiyle inşa edilmiş binalarda eğitim ve öğretim sürdürülmüştür.

 

Toplumun İmam-Hatip okullarına olağan üstü ilgi göstermesi ve destek olması sebebiyle bu okullar açıldığı günden itibaren zaman zaman siyasi polemiklere konu olmuş, bu arada sayılarının azaltılması veya tamamen kapatılması yönündeki teklif ve çalışmalara, bir takım uygulamalara rağmen sayıları sürekli artış göstermiştir.

 

1972’de yayımlanan “Milli Eğitim Reformu Stratejisi”yle ilgili kararname ile İmam-Hatip Okulu adı İmam-Hatip Lisesi şeklinde değiştirilmiş,1973’te çıkarılan 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile İmam-Hatip liseleri “imamlık, hatiplik ve Kur’an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle ... hem mesleğe hem de yüksek öğretime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumları” şeklinde tanımlanarak bu okulların, kuruluşundan itibaren ilk defa güçlü bir kanuni dayanağa kavuşturulması yanında o güne kadar sadece Yüksek İslam Enstitülerine girebilen mezunlarına çeşitli yüksek öğretim kurumlarına girme imkânı verilmiş, bu kanunu değiştiren 16 Haziran 1983 tarih ve 2842 sayılı kanunda da aynı haklar korunmuştur.

 

İmam-Hatip okullarının açılmasını sağlayan kamuoyunun başlangıçtan itibaren bu okullardan asıl beklentisi, din hizmetlerini yürütecek ve toplumun dinî konularda bilgilenme ihtiyacını karşılayacak ehliyetli elemanların yetiştirilmesiydi. 

 

Halkın dini ve din dışı konulardaki bilgi ve kültürünün yükseltilmesinde İmam-Hatip liselerinin büyük katkısının olduğu muhakkaktır. Her şeyden önce İmam-Hatip liseleri, halka örgün ve yaygın din eğitimi ve öğretimi veren başlıca kurumlar olup Türk toplumuna dinin doğru öğretilmesi büyük ölçüde İmam-Hatip liseleri sayesinde mümkün olmuştur. Bu okulların gelişmesiyle çeşitli gruplarca yürütülmeye çalışılan dini görünümlü bazı oluşumlar tutunamamış, yine bu okulların öğretime başladığı 1950’li yıllardan itibaren toplumda bid‘at ve hurafe türü inanç ve uygulamalarda düşüş gözlenmiştir.

 

Öte yandan ülkenin birçok yerinde çocuklarının okullarda öğrenim görmesini istemeyen, özellikle kız çocuklarını okutmamakta direnen halk kesimlerinin bu zihniyetten kurtarılmasında en büyük pay İmam-Hatip Lisesi’nden yetişmiş gençlere aittir. Büyük çoğunluğu köy çocuğu olan bu yeni nesil, daha okul sıralarında iken düzenlenen halka açık dini ve kültürel programlarla çeşitli yarışmalardaki başarılarıyla toplumun güvenini, ilgi ve desteğini kazanmış, halkla bütünleşerek onlara İslam dininin ilme ve okumaya verdiği önemi anlatmayı başarmıştır. Ayrıca yurt dışındaki vatandaşların dini ve ahlaki değerlerini, millî kimliklerini korumalarında, bu ülkelerde din görevlisi olarak hizmet veren İmam-Hatip Lisesi menşeli elemanların katkıları olmuştur. Aynı zamanda Türk toplumunun dini ve millî kimliğini koruması, yozlaşmaya uğramaması hususunda da önemli görevler üstlenmiş, bunun yanında İslam dininin birlik, beraberlik, kardeşlik gibi ilkelerini halka taşıyarak millî birliğin geliştirilmesi ve güçlendirilmesinde hizmet etmiştir.

 

İmam-Hatip liselerinin kuruluşundan itibaren daima halkın teveccühüne mazhar olması, zaman zaman bu okullar üzerinden lehte ve aleyhte siyaset yapma sonucunu doğurmuş, siyasi ve ideolojik sebeplerle okulların kapatılması veya sayılarının azaltılması, mezunlarının yüksek öğretim imkânlarının kısıtlanması gibi talepler gündeme gelmiştir. Fakat bu okulların siyasî hareketler karşısında tarafsızlığını koruması sayesinde bu tür talepler genellikle kabul görmemiştir. (Bkz: Tdv İslam Ans.)

 

Bu vesileyle bu yıl LGS ve YKS’de üstün başarılar elde eden öğrencilerimizi özellikle de İmam-Hatip Ortaokulu ve Lisesi öğrencilerimizi tebrik ediyor başarılarının artarak devamını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.

 

En emin olan rabbime emanet olunuz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *