BUNU HİÇ DÜŞÜNDÜK MÜ?
Adına küresel iklim dedik, kuraklık başladı, yağmur duasına bile çıkmıyor artık millet o güzelim göller teker teker kuruyor tıpkı Kars'ta ki kuyucak gölü gibi, ama insanlar hiç kendilerini eleştirmiyorlar daha çoğuda bizleri yönetenler sanki onları biz seçtiğimizde gidin bu ülkeleri bombalayın kaç kişi ölürse ölsün dedik onlarda bir ana kuzusu değilmiydi, bombayı attığın yerde yavrusuna yiyecek götürmek için yola çıkan tavşanda bir canlı değilmiydi.
Fakat yapacak bir şey yok insanın fıtratında var hırs dilerim insan oğlu yok olmayla karşı karşıya olan dünyamızı için düşünürler belki. Bakın yanıyoruz yanan yerlerde o doğa artık 50 yıl sonra belki eski haline dönecek ama bir nesil bunu göremeyecek bal arıları artık Marmaris’te çam balı üretmemizi sağlayamayacak. Arıların yok olması insanlığında yok olması demek değil mi?
Her şeyin bir başlangıcı vardır, Her başlangıcında bir sonu, oysa ki yalanların ayyuka çıktığında anlarsın hiç görmediğin sonsuzluğun koca bir hayal olduğunu.
Hafızanın aslında en büyük düşmanı olduğunu görürsün;. ..öyle kolay harcar ki değer verdiklerini ve o kadar kolay siler ki içine sinmiş vazgeçilmezlerini,
utandırır insanı kendisinden, bir iğne deliğine girercesine yok olur gidersin.
Zaman o kadar acımasızdır ki sana olan değerleri alır götürür, sessizce, sonra da dalga geçercesine önüne uzatır fakat sen yetişemezsin çünkü onlar senden uzaklaşmışlardır.
Sen kendini sorumlu tutarsın tüm olan bitenden, zamanın günahını üzerine alırsın ve hafızanın yarattığı koskoca bir uçurumda yuvarlanır durursun ve tüm bu olumsuzlukları unutursun.
Sonra bir umutsuzluk kaplar içini denizden çıkmış balık misali çırpınır durursun. Bu kadar çabuk nasıl unutulduğunu düşünürsün bu kadar kısa sürede nasıl unutulduğunu aklının içerisinden geçirir kendi kendini yargılarsın. Belki bunları gece rüyanda görmüş gibi düşünür durursun şaka mı gerçek mi diye saatlerce kafa yorarsın.
Bu kadar hayallerin içerisinde unutulduğunu anlarsın artık sana hayat bir oyun havası, belki kulaklarına söylenen küfür, beklide suratına atılan bir tokattan bir parça olduğunu düşünürsün. Yazın sıcakları bile olsa sen kara kışı yaşarsın çünkü içinde fırtına ve kara bulutlar vardır. İliklerine kadar üşürsün.
Artık çalan her kapının ziline fırlamak, ve koşmaktan vazgeçersin. Eline kalemi alıp iki satır karalamaktan umudunu yitirirsin.
Bilirim hiç bir teselli fayda etmez şu an sana, her söylenen söz sadece bir harf yığınıdır aslında.
Unutursun, şimdi zor gelir biliyorum.
Korkarsın kendi benliğinden, bir köşede iki büklüm olur, büzülürsün.
Fakat ben şunu derim hep hayatımız bir kısır döngüden başka bir şey değildir. Her başlangıcın bir sonu vardır. İnsan ömrü de o kadar kısadır ki düşünün bir kere ezanla gelip sela ile gittiğimizi iki kaşın arası kadar yakın olan ölümün hissini duymadığımızı geleceğe bakarak neler yaptık dediğimizin hiç olmadığı bir dünya da ne için yaşadığımızı bile anlamış değiliz. Ne yaptık ki insanlık için arkamızdan neler söyleyecekler bunu hiç düşündük mü?
O zaman bu kısa zaman içinde düşünelim değil mi?