Merzifon Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş, yaptığı basın açıklamasında, tarımsal sulamada yaşanılan sorunların yanı sıra elektrik fiyatlarının da çiftçiler için ciddi sorun haline geldiğini söyledi.
Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş, “Bilindiği üzere faturalardan yaklaşık yüzde 2’ye tekabül eden TRT payı 2022 yılı itibariyle kaldırıldı. Ancak TRT payının kalkmasının hemen arkasından tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı.
Mesken abone grubuna göre yüzde 16,34 oranında daha pahalı elektrik kullanan çiftçilerimiz, 104,1 kuruştan elektrik kullanmak zorunda kaldı. 31 Aralık 2021 gece yarısı elektriğe gelen ve 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan astronomik zamlar sonucunda elektrikte indirim bekleyen üreticilerimiz büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Üreticilerimiz üretim yapamaz hale gelmekten büyük endişe duyuyor.
Bunun yanı sıra son günlerde gündemde olan elektrik kesintileri seracılıkla geçimini sağlayan ve maliyet artışına karşın zorlanan çiftçilerimizin tedirginliğini artırdı” dedi.
Merzifon Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş, konuya ilişkin gazetemize yaptığı açıklamanın devamında; “Elektrik fiyatları seracılıkta dönemsel olarak ve ürün çeşidine göre farklılık göstermekte olup, geçtiğimiz yıl kış aylarında dekara aylık ortalama 200-250 lira elektrik faturası ödeyen çiftçilerimiz, kış şartlarının ağırlaşması ve gelen zamlarla birlikte bu yıl dekara 300-400 lira arasında fatura ödemek zorunda kaldılar.
Acilen elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV oranı artan maliyetler karşısında ezilen çiftçilerimiz için yüzde 1’e indirilmelidir. Elektrik mutlaka desteklenmeli, tarifede ciddi bir indirim yapılmalıdır. Diğer taraftan aylık fatura düzenlenmesi de üreticilerimizi sıkıntıya sokuyor. Gerekli düzenlemeler yapılarak aylık fatura tahakkuku şirketlerin ihtiyati kararı olmaktan çıkarılmalı, ürünlerin hasat dönemi dikkate alınarak, hasattan hasada, yılda bir ya da iki kez olacak şekilde tahsilat yapılması sağlanmalıdır.
Bir diğer önemli beklenti de; üreticilerimizin elektrik borçlarının hak ettikleri desteklerden mahsup edilme uygulamasının kaldırılmasıdır. Böylece, zaten yeterli olmayan desteklerin sürekli nakit para ihtiyacı duyan üreticilerimizin elini bir nebze de olsa rahatlatması sağlanacaktır.
Ayrıca Destekleme bütçesi milli gelirin yüzde 1’in altına düşmeyecek şekilde oluşturulmalıdır.
2022 yılında girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi gıda fiyatlarına yansıyacak ve tüketicilerin gıda ürünlerini satın alması zorlaşacaktır. Bu yıl gıda yokluğu yaşamak istemiyorsak çiftçimizi tarımda tutmalıyız ve üretmesini sağlamalıyız. Ayrıca üreticilerimizin topraklarını üretim değil, yatırım ve rant amaçlı satın almak isteyenlere satmasının önüne geçilmelidir.”
Son günlerde ülkemizi etkisi altına alan kar yağışının buğday üretimine olan etkisine değinen Merzifon Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Buğday, dünyada stratejik ürün olmasının yanı sıra ülkemizde de ekim alanları ve üretici sayısı bakımından önemli bir üründür. Ülkemizde buğday ve buğdaydan yapılan gıda maddeleri tüketiminin birinci sırada yer alması, buğday üretimine verilmesi gereken önemi gözler önüne seriyor.
2020 yılı verilerine göre ülkemizde 5,27 milyon hektar kıraç alanda ve 1,21 milyon hektar sulu alanda buğday üretimi yapılıyor. Son 5 yılda kıraçta buğday ekim alanı 662 bin hektar azaldı. Bu durum ilk bakışta buğdayda sulu tarıma geçildiğini akıllara getirse de veriler durumun böyle olmadığını gösteriyor. Çünkü suluda buğday ekim alanı da son 5 yılda 88 bin hektar azaldı. Ayrıca son 5 yılda buğday ekim alanlarında 750 bin hektar azalma yaşandı.
Bu yıl yağışlar, özellikle kar yağışları yeterli olmuş ve hububat için zamanında gerçekleşmiştir. Buğday üretimimizin yüzde 76’sının kıraç alanda gerçekleşmesi nedeniyle kar yağışı elbette ki verimi artıracaktır. Ancak kar yağışı azot, fosfor ve potasyum gibi hayati öneme sahip, bitki besin elementlerini içermediğinden gübre yerine geçemez.
Ne yazık ki bu üretim sezonunda çiftçilerimizin önemli bir kısmı, arazisine gübre atamadı ya da atması gereken miktarın oldukça altında gübre kullandı.
Gübre ile verim doğrudan ilişkili olduğundan, uygun miktarda ve doğru zamanda gübre atılmasıyla birlikte bahar yağışlarının da zamanında gelmesi verimi artırır. Kısacası yağışlar rekoltenin daha da düşmesini bir miktar engelleyebilecek, ancak bu yıl yaşanan gübre fakirliği yüzünden geçmiş yıllara göre rekolte artışı beklendiği ölçüde olmayabilir.
Buğdayda 2021 yılında 8,1 milyon ton ithalat gerçekleştirildi. Üretimimizi artırmak ve ithalatımızı azaltmak için birçok üründe olduğu gibi buğdayda da uzun vadeli stratejilere dayanan ciddi bir üretim planlaması yapılması gerekiyor. Türkiye, buğday üretim potansiyelini iyi değerlendirmek için üreticilerin gelir istikrarını koruyacak, tarımsal yapısına uygun bir piyasa düzenini oluşturmak zorundadır. Destekler maliyeti azaltıcı yönde ağırlık kazanmalı ve mutlaka çiftçinin tam ihtiyaç duyduğu zamanda verilmelidir.
Kar yağışı barajların ve yer altı sularının beslenmesi açısından önem arz ediyor. Ancak kuraklık için konuşmak erken, kuraklık riskinin azaldığını söylemek için mart-nisan dönemindeki yağışları görmek gerekir. Birçok ürünün bu yağışlara ihtiyacı olacak. Yağışlar yeterli olursa risk azalır. Ülke olarak dikkatli olmalıyız. Kuraklıkla ilgili tedbirleri hayata geçirmeliyiz.
Çiftçimiz suyu bulsa da kullanması sorun olacaktır. Özellikle çok su isteyen şeker pancarı, pamuk, mısır, çeltik gibi ürünlerde artan elektrik maliyetleri ciddi bir problem oluşturacaktır. Çünkü sulama elektrik maliyetleri son yıllarda çok yükseldi. Üretimde ciddi düşmelere neden olabilecek bu maliyet hızla aşağı çekilmelidir. Sulama elektrik maliyetinin aşırı yükselmesi üretimde çok ciddi olumsuzluklar yaşamamıza neden olabilir.” Dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: