HAYATA SIKI SIKI TUTUNALIM
İnsan oğlunun kişiliği, ilk olarak yaşadığı aile ortamında şekillenir. Bu şekillenme ancak çocuk yaşlardayken başlayacağı gibi, ailenin çocuk üzerindeki yaratacağı bu nedenle ilk etkileri çok büyük önem kazanır.
Bu dönem içerisinde ailede sağlam temelleri olmayan bir kişilik süreci yaşandıysa o zaman o kişinin ileriki yaşamında kendini ispatlayamayan, sosyal korkuları olan zayıf karakterli , endişe ve kaygıları olan bir insan yapısı içerisinde yaşayacağı için ne kendisine nede toluma faydalı bir olamayacağı kesindir.
Bu durum karşısında bu insanın hayata nasıl tutunabilme şansı oldukça zayıflayacağı için, kendi ayakları üzerinde durması da güçleşecektir.
Yaşantısı içerindeki yanlış aile baskısı ve bu baskının sonucu aile içerisindeki ortak dili bozmuşsa, orada yetişen çocuğun kişiliğinin gelişmesinden bir şeyler beklemek tabi ki mucizelere kalacaktır.
Bu nedenle problemlerini yaşadığı ailesiyle paylaşamayan ve ailesinden kopan çocuklarda yaşantısı içerisinde şiddete meyilli evden kaçarak kendisine dışarlarda bir şeyler arama ihtiyacı, çocukluk çağında ailesi tarafından sevilmeme düşüncesi ezik ve silik bir kişilik yapısı içine düşmesi görülecektir.
Bu tür insanların hayata tutunmaları da git gide zorlaşacağı gibi bu tür yaşantılar içerinsin de intihar vakalarına bile rastlanacaktır.
Bu tür davranış bozukluğu içerinde yetişen bireylerin daha sonra bu duygular içerinde arkadaş ilişkilerini bozar, okul başarısını düşürür, değersizlik ve hiçlik duyguları ile hayata tutunamaz olurlar.
Artık ne gençliğinde nede evlilik hayatında başarı sağlamadıkları görülecek, bu şekilde yetişen insanların çok ciddi sarsılmalar yaşayacağı görülecektir.
O zaman sonuca bakacak olursak ana ve babaların birbirleriyle kavgalarını bu aile ortamı içerinde yapmamaları gerekecek çünkü şiddet travması çocukları aşırı etkilediği için onların yaşamlarını da alt üst etmeye yettiğini bilmek gerekir.
O halde sağlıklı bir nesil yetiştirmenin en güzel yolu aile bireylerinin birbirlerine sıkı sıkı tutunarak hayatı beraber yaşayacaklarını unutmadan gözlemlemeleri gerekir.
O zaman hayat hep beraber tutunalım mı?