İlkokulu bitirdikten sonra çırak olarak başladığı mesleğini yarım asrı aşkın süredir severek sürdüren Terzi Rahmi Zengin (66), "Terzilik mesleğinde emeklilik yoktur" dedi.
Amasya'da ikamet eden Terzi Rahmi Zengin henüz çocukken çırak olarak başladığı terzilik zanaatını ilerleyen yaşına rağmen ilk günkü heyecanla severek sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor. 1968 yılında ilkokulu bitirdikten sonra zanaat öğrenmek için kentin sayılı terzilerinden olan bir esnafın yanında çırak olarak işe başlayan Zengin çocuk yaşta tanıştığı iğne ve ipliği yarım asırdır elinden hiç düşürmemiş.
1968 yılında ilkokulu bitirdikten sonra meslek öğrenmesi için ailesi tarafından çırak olarak verildiği bir terzinin yanında yetişerek mesleğe başlayan Rahmi Zengin, 52 yıldır terzilik yapıyor.
Terzilik mesleğine halen ilk günkü aşkla bağlı olduğunu ifade eden Zengin, insanların mesleklerine saygı duyduğu takdirde başarılı olabileceklerini belirterek, 52 yıldır her işi en iyi şekilde yapmaya çalıştığını ifade etti.
Küçük yaştan itibaren başladığı terzilik mesleğinde bir süre çırak olarak çalıştıktan sonra kendi iş yerini açan ve yıllardır müşterilerine takım elbise diken Zengin, terziliğe başlama hikâyesini ve mesleğinin inceliğini anlattı.
ilk günkü aşkla yapmaya devam ettiğini belirten Zengin, bu meslek ile 5çocuk büyüttüğünü, meslek sahibi yaptığını anlattı.
Her ne kadar yaşı ilerlese de çalışırken kendisini daha dinç ve genç hissettiğini belirten Zengin , bu yüzden ömrünün sonuna kadar çalışmaya devam edeceğini belirterek, "Diktiğim takım elbiseyi ve gömleği müşterinin üzerinde görünce veya bir müşterim bana 'Eline sağlık usta.' dediği zaman tarifi imkânsız bir şekilde mutlu oluyorum." diyerek tüm mesleklerde olduğu terzilik mesleğinde de müşteri memnuniyetinin çok önemli olduğunu söyledi.
"MESLEKTEKİ O ESKİ CANLILIK KALMADI"
Mesleklerinin önceleri daha çok ilgi gördüğünü belirten sayfa 2'de
Zengin, "Eskiden biz gece saat 22.00'ye kadar çalışıyorduk. Her dükkânda 5-6 tane eleman çalışıyordu. Ben usta oldum, yanımızda 5-6 tane elaman çalışırdı. Ama şimdi meslekteki o eski canlılık kalmadı. Şimdi ne kalfa ne de çırak var. Halkımızda bu mesleğin kıymetini bilmiyor. Sonra da terzi arayacaklar ama terzi bulamayacaklar. Vatandaşlar hazır elbise alıyorlar. Dar veya bol, uzun ya da kısa geliyor. Ama bu gidişle bunları yaptıracak terzi bile bulamayacaklar. Normal mağazalarda terzi var ama diğer ısmarlama terzi pek fazla yok." ifadelerini kullandı.
"MESLEĞİMİZİN ESKİ DEĞERİ YOK"
Kendi döneminde insanların okumadan çok zanaat öğrenmeyi tercih ettiğini belirten Zengin, şöyle devam etti: "Okuma olmadığı için o zaman herkes bir meslek peşindeydi. Ben de terzilik mesleğini seçtim. Terzilik mesleğine Araban'da başladım, Gaziantep'te devam ettim, halen devam ediyoruz. 1965 yılından beri bu mesleğin içerisindeyim. Mesleğimizi severek yapıyoruz. Çok severek yapıyoruz ama mesleğimizin eski değeri yok. Halk gözünde mesleğimizin bir değeri kalmadı. Terzilik mesleğinde tamamen el emeği var. Biz, sadece emek sarf ediyoruz. Ancak müşteri hazır elbiseyle bizim diktiğimiz elbiseyi bir kefeye koyuyor. Bundan dolayı mesleğimizin halk gözünde pek bir değeri yoktur."
Terzilik mesleğinin sabır isteyen bir meslek olduğunu belirten Zengin, her işin zorlukları olduğu gibi terziliğin de zorlukları olduğunu belirterek, terzi olarak en büyük sıkıntılarının ise mesleği öğretecek elaman bulamamak olduğunu belirtti.
"BİZİM MESLEKTE EMEKLİ OLMAK YOKTUR"
Terzilik mesleğinde emekliliğin olmadığını belirten Zengin "Mesleğimize devam ediyoruz. Mesleği yapabildiğimiz yere kadar yapacağız. Ömrümüz yettiği sürece de mesleğime devam edeceğim. Bizim meslekte emekli olup, evde oturmak yoktur. Hayat bittiği zaman meslekte biter." dedi.
"TERZİLİK ÇOK İNCELİK VE HASSASİYET İSTEYEN BİR MESLEK"
İnsanların mesleklerine saygı duyduğu takdirde başarılı olduklarını ve müşteri memnuniyetinin önemli olduğu gibi zor da olduğunu belirten Zengin, mesleğini sevmenin önemine vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Bu mesleği öğrenmek için sabır ve fedakârlık gerekiyor. Bu meslek kolay değil. Bu meslek çok zor bir meslek. Kendini tam olarak mesleğe vermezsen, mesleği zor öğrenirsin ve başarılı olamazsın. Kendini tam olarak mesleğe vermen gerekiyor. Bu her meslekte böyledir ama bizim meslekte daha önemlidir. Çünkü bizim meslek çok incelik ve hassasiyet isteyen bir meslek. 'İğne ile kuyu kazmak' derler. Bizim meslek de aynı bu şekilde. İğneyle kuyu kazıyoruz."
"İNSANLARA BİR ŞEY BEĞENDİRMEK KADAR ZOR BİR ŞEY YOKTUR"
Yıllardır geçimini bu meslek ne sağladığını belirten Zengin, "Hiçbir şeyim yoktu. Ev ve araba sahibi oldum. Halen kazancımı bu meslekten sağlıyorum. Fakat bu meslek çok zor bir meslek. Çok incelik ve hassasiyet isteyen bir meslek. İnsanlara bir şey beğendirmek kadar zor bir şey yoktur. Ama Allah'ıma hamd olsun biz bunu başardık. Zaten yaptığın meslek ne olursa olsun meslekte önemli olan insanları memnun etmektir. İnsanları memnun edeceksin ve yaptığın ürünü beğenerek yapacaksın ve kendini mesleğine tam olarak vereceksin. Hangi meslek olursa olsun, mesleğini severek yapacaksın." şeklinde konuştu.