reklam
reklam
38,7432 %-0.06
43,2837 %-0.84
4.047,30 % -2,32
105.466,12 %1.719
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Kapalı
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

KURBAN İBADETİ -1-

YAYINLAMA:

Kurban, insanlık tarihi kadar eski ve bütün ilâhî dinlerin önemli ibadetlerinden biridir. Kurbanın temel felsefesi, “Allah’a yaklaştıran” bir ibadet olmasıdır. Gerek hac ve umre yapanların gerekse diğer şahısların kurban kesme yükümlülüğü ve kurban türleri hakkındaki hükümler Hz. Peygamber’in söz ve uygulamasıyla belirlenmiştir. Resul-i Ekrem’in (s.a.s.) hicretin II. yılından (624) itibaren kurban bayramlarında kurban kesmeye başlaması, hac ve umre esnasındaki uygulaması ve kurbanla ilgili çeşitli açıklamalarından oluşan zengin hadis rivayeti bu alandaki dinî geleneğin, fıkhi yorum ve değerlendirmelerin ana zeminini teşkil etmiştir. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Bunu yaparken de malını Allah için telef etmesi değil en yakınlarından başlayarak insanlara yararlı olacak tarzda gerçekleştirmesi istenmiştir. Kur’an’da, kurbanın kan ve etinin değil kesenlerin dinî duyarlılıklarının (takva) Allah’a ulaşacağının belirtilmesi buna işaret eder. 

 

“Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tazimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele!” (Hac: 37)

 

Kurban, Allah’a, verdiği nimetlerden dolayı şükür anlamı da taşır. Müminler, her kurban kesiminde, Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in Cenab-ı Hakk’ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri, Kur’an’da da özetle aktarılan (Saffat, 102-107) başarılı sınavın hatırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduklarını simgesel davranışla göstermiş olmaktadırlar. 

 

Kurban ibadetinin şüphesiz maddî ve manevî pek çok hikmeti vardır. Bunlardan en önemlisi fedakârlık ve Allah’ın emrine bağlılıktır. İslam’ın ibadet anlayışı, insana kendinden Allah’a doğru bütün varlıkları hatırlatan bir yapıya sahiptir. Böylece Müslüman kendinden başlayarak bütün varlıklara karşı fedakârlık ve sorumluluk bilinciyle hareket eder ve bu yolla Allah’ın rızasını kazanmaya çaba gösterir. Bu bağlamda kurban edilen hayvanın eti ve derisi, yoksullar ve unutulmaya yüz tutan dostluk-komşuluk ilişkileri için bir imkân ve fırsattır. Bir anlamda kurbanın eti ve derisiyle birlikte insanlık ve kardeşlik duygularının da toplumun fertleri arasında dolaşımı sağlanmaktadır. 

 

Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar; sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Zengine malını Allah’ın rızası, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir; onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah’a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur. Bu yönüyle ele alındığında kurban, zengini fakir kardeşlerine yaklaştıran önemli bir vesiledir. 

 

Komşuları, akrabaları, dostları, yakın olsun uzak olsun kardeşleri birbirine yaklaştıran ve kaynaştıran bir ibadettir. Afrika’da, Asya’da, adını dahi duymadığı birçok yoksul ülkede yaşayan, hiç tanımadığı, görmediği aç ve muhtaç kardeşlerine uzatılan bir eldir. Binlerce kilometre uzaktaki kardeşleriyle yakınlaşmanın, bütünleşmenin, ümmet olmanın adıdır kurban. Yoklukların ve afetlerin yaşandığı coğrafyalara ulaşmak, fiziki mesafeleri gönül coğrafyasında aşmak, onların dertlerini paylaşmak, onlara umut ışığı olmaya çalışmaktır kurban.

 

Bir sonraki yazımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

Sağlık ve afiyetle Kurban bayramına erişmek duamızla en emin olan Rabbime emanet olunuz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *