OTUZ İKİ GÜNLÜK
İnsan yaş alınca, morali bozulunca, üzülünce geçmişi düşünüyor, nedense. Gülmek istiyor hep! Gençlik yılları canlanıyor gözünde, anılar geliyor aklına. Oturdum kara kara düşünürken; yıllar önce yaşadığım bir anım geldi yine aklıma...
Son günlerde yaşanan felaket, hepimizi yerle bir etti. Uykusuz geceler, tedirgin edici gündüzler. Hüzün yumağına döndük. Biraz tebessüm edelim istedim. Öyle ihtiyacımız var ki; tebessüm etmeye, gülmeye, güldürmeye. Ülkece hepimizin tebessüm edeceği günlerin tez zamanda gelmesi dileğimle...
HESAP AÇTIRACAKTIM, OTUZ İKİ GÜNLÜK OLSUN
Doksanlı yılların başı, serde gençlik var, hayatımın baharı. Ziraat Bankası Okmeydanı Şubesi'nde görev yapıyorum. Sabah mesaimiz başladı. Bilgisayarımı açtım. Karşımda; otuzunda ya var ya yok yakışıklı bir delikanlı duruyor. Oldukça şık giyinimli. Hani "filinta gibi" derler ya işte öyle. Üzerinde, lacivert takım elbise, jelatinden yeni çıktığı belli olan beyaz bir gömlek, koyu kırmızı kravat, ayağında parıl parıl parlayan, rugan ayakkabı, elinde siyah bavul çanta. Tam bir iş adamı edasında...
- Buyurun Beyefendi, nasıl yardımcı olabilirim?
- Günaydın Hanımefendi! Vadeli hesap açtırmak istiyorum, yüz milyonun (altı sıfır atılmadan önce) faizini hesaplar mısınız?
Yüz milyon o zaman büyük mevduat, banka için.
- Memnuniyetle hemen hesaplayım! Kaç aylık istersiniz? Seçenekleri sundum.
- Otuz iki günlük, bir aylık, üç aylık, altı aylık ve bir yıllığını hesaplar mısınız?
Başladım faiz hesaplamaya. Otuz iki günlük, üç aylık, altı aylık... ne varsa hesapladım. O arada müdürümüz duydu camenkandan, koştu geldi yanıma.
- Ek puan verelim Göher Hanım, Beyefendi'ye.
- Peki müdür Bey!
Ek puanlı faizi de hesapladım.
Nihayet Beyefendi, otuz iki günlük vadeli hesap açtırmaya karar verdi.
- Otuz iki günlük cazip geldi bana. Otuz iki günlük yapalım...
Beyefendiyi vezneye yolladım, paranın sayılması için. Veznedar Bey ile uzun uzun konuşuyorlar, muhabbet bitmiyor. Vezne uzakta olduğu için duyamıyorum konuşulanları...
Uzun bir konuşmadan sonra, Beyefendi yanıma geldi.
- Siz hayatımda gördüğüm; en duyarlı, en ilgili, en güler yüzlü memursunuz, Hanımefendi. Bankanız da mükemmel! Epeyce uğraştırdım sizi, kusura bakmayın.
- Estağfurullah Beyefendi, görevimiz.
- Çok çok teşekkür ederim, ilgilinize alakanıza. Ben şimdi Taşkızak Tersanesi'ne (İstabul'da gemi yapılan yer) gidiyorum. Orada işe gireceğim. Yüz milyon biriktireceğim, getirip size yatıracağım söz veriyorum.
---
- Nasıl?.. yani... siz... işe mi gireceksiniz?
- Evet, işe gireceğim. Yüz milyonu biriktiriceğim. Getirip size yatıracağım. Hoşçakalın, dedi ve gitti.
---
Sonrası tam bir komedi.
Müdür Bey;
- Kibarlıktan ölecektiniz Göher Hanım. "Buyurun Beyefendi, nasıl yardımcı olabilirim Beyefendi" diyerek, saatlerce kahkahalarla güldü.
- Siz de koşa koşa gelip ek puan verdiniz müdür Bey!..
---
Arkadaşları hiç sormayın. Bankonun öbür tarafına geçen; "hesap açtıracaktım Hanımefendi, otuz iki günlük olsun" diyerek, günlerce alay edip durdular..