reklam
reklam
38,6567 %-0.35
44,1611 %0.21
4.207,55 % 0,59
99.022,00 %2.608
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

DEPREM GERÇEĞİ VE İNSAN

YAYINLAMA:

Geçmiş olsun Türkiyem... Maalesef ki yeni güne ve haftaya afet haberleriyle başladık. Belki bizzat deprem afetine şahit olduk

Deprem gibi doğal afetler, krizler ve travmalar insan yaşamında unutulmaz ve derin izler bırakan, geri dönüşü olmayan değişimler yaratan zorlu yaşam olaylarıdır. Afet olayları ise beklenmedik zamanlarda aniden ortaya çıkan, bireysel ve toplumsal stres yaratan, önemli kayıplara yol açan ve toplumsal yaşamı sekteye uğratan doğal veya insan kaynaklı olaylardır.

Yaşadığımız afetler ve travmatik olaylar sonrasında gösterdiğimiz tepkiler de gayet normaldir.  

            Bireylerin zorlu yaşam olaylarına ve krizlere gösterdikleri tepkiler “anormal duruma verilen normal tepkiler”dir. Depremden sonra verilen tepkileri yaş düzeyine göre ayırmakla birlikte genel anlamda verilen tüm tepkilerin ilk bir hafta içerisinde geçmiş olmasını beklemekteyiz. Yani travmatik bir olay sonrasında verilen tepkilerin çoğu kalıcı değildir.

Deprem/travmatik bir olay sonrası sık gözlenen tepkiler dört başlık altında sıralanabilir:

1. Duygusal Tepkiler: Şok, öfke, çaresizlik, boşlukta hissetme, hissizlik, aşırı korku hali, suçluluk, yas, ümitsizlik, sinirlilik hali, karamsarlık vb. gibi tepkilerimiz oluşabilir. Travmatik bir olay sonrasında bu duyguların farkına varmamız ve kendimizi kötü hissetmemiz gayet normaldir.

2. Bilişsel Tepkiler: Konsantrasyon güçlüğü, karar vermekte güçlük, hafıza ile ilgili sorunlar, yanlış inançlar geliştirme, kafa karışıklığı, kendine olan inancını yitirme, kendini suçlama, endişe hali gibi tepkiler ortaya çıkabilir.

3. Fiziksel Tepkiler: Yorgunluk, uykusuzluk hali, uyku düzeninde bozulma, tedirginlik, yaygın ağrılar, baş ağrısı, mide ve sindirim sistemi sorunları, gergin olma hali, göğüs ağrıları ve mide bulantısı gibi tepkiler oluşabilir.

4. Davranışsal ve Sosyal Tepkiler: Depremi hatırlatan uyaranlardan kaçınma, yerinde duramama ve ani irkilmeler görülebilir. Kendine ve çevresine yabancılaşma, sosyal geri çekilme, güvensizlik/şüphecilik tepkileri gözlenebilir.

Bu tepkiler afetin hemen sonrasında gözlendiğinde normal tepkiler olarak kabul edilebilir. Ancak bu tepkilerin yoğunluğunun giderek azalması ve ortadan kalkması beklenir. İlerleyen dönemde devam eden ve gündelik yaşamı olumsuz yönde etkileyen tepkiler için uzman desteği almanız gerekebilir.

Peki Ne Yapmalı?

-Depremden veya diğer afetlerden birincil olarak etkilenen kişilere birincil afetzede adı verilmektedir. Öncelikli olarak afetten zarar gören kişilere fiziksel anlamda yardımcı olunmalıdır. Yiyecek, içecek, giyecek gibi öncelikli ihtiyaçlar karşılanmalı, akabinde güvenlik ve barınma ihtiyaçları giderilmelidir.

-Afetzedelere güvenli alanlar oluşturulmalıdır. Oluşturulan alanlar barınma ihtiyacını arttırmasının yanında aslında sosyal anlamda güvenli alanlar olmalıdır. İlişkisel bağ kurmalarına yardımcı olunmalıdır. Hayatın günlük akışına uygun devam ettirilmesi ve rutinlerin uygulanması oldukça önemlidir.

 -Tekrardan işe yaradıkları ve toplumun bir parçası olduğu hissettirilmeli, sosyal ortamdan uzaklaşmalını engelleyerek toplumsal hayatla bağ kurmalarını sağlayacak görevlendirmeler yapılabilir. (Diğer afetzedelere çorba dağıtımına yardımcı olmak, çadır düzenlemesi yapmak vb. gibi)

-Yaşanılan travmatik olayı ve hissettiklerini anlatmalarına izin vermek. Burada önemli olan afetzedenin yaşanılan olayı dakikası dakikasına travmayı destekleyecek şekilde anlatmasına izin vermekten ziyade duygularını paylaşacağı bir ortam yaratarak rahatlamasına izin vermek, sosyal destek mekanizmalarını kullanmak yerinde olacaktır.

-Her şeyden önemlisi insani bağ kurmak… Onlara pratik bakım desteği sunmak, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve kaygılarıyla başa çıkmalarını sağlamak, dinlemek ve sakinleştirmek önemlidir.

Hayatımızın gerçeği ve soğuk yüzü olan depremden maalesef ki kaçış yok. Ancak bu zorlu süreçle başa çıkabilmemiz mümkün. İlk anda soğukkanlı olmak ve yukarıda belirttiğim davranışlarda bulunmak faydalı olacaktır. Bir sonraki yazımızda ise Depremlerin Çocukları Üzerindeki Etkisi ve Psikososyal Destek üzerinde detaylı bir şekilde duracağız.

Herkese sağlıklı, mutlu ve umutlu bir hafta olması temennisiyle… UĞUR KURS/SULUOVA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *