ÇEŞİTLEMELER
Kilisenin birinin önünde bir gün iki yaşlı dilenci peyda olur. O günden sonra bir daha kilisenin önünden ayrılmazlar. Her gün gelip kilisenin önünde dilenmeye başlarlar.
Dilencilerden biri temiz, pak, güler yüzlü bir ihtiyardır. Boynundaki halkada “Ben yoksul, kimsesiz, gariban bir Hristiyan’ım, lütfen bana yardım ediniz” yazısı asılıdır. Öteki dilenci de pis, pasaklı, asık suratlı, aksi bir ihtiyardır. Boynundaki halkada ise “Ben kumar oynamaktan, içki içmekten, hovardalık yapmaktan dolayı iflas etmiş bir Yahudi’yim. Lütfen bana yardım ediniz” yazısı asılıdır.
Tabi haliyle kilise cemaati Hıristiyan dilenciye yardım eder, sadakalarını ona verirler. Yahudi dilenciye hiç kimse metelik bile vermez. Günler, haftalar, aylar geçer, Hıristiyan dilenci neredeyse ihya olmuştur, Yahudi dilencinin siftahı yoktur daha.
Kilisenin papazı Yahudi dilenciye acır, her gün kilisenin önünde akşam etmektedir ama bir Allah’ın kulu ona sadaka vermemektedir. Bir gün Yahudi dilenciyi çeker bir köşeye ona nasihat eder. “Bu boynundaki asılı yazıyı çıkar. Anlamadın mı daha, bunun için kimse sana sadaka vermiyor. Kumarı, içkiyi, hovardalığı karıştırmadan iste yardımı” deyince Yahudi dilenci diğer dilenciye dönerek alaycı bir biçimde “Solomon bak bak” der “Papaz bize ticareti öğretmeye kalkıyor”