CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, tarım sektörünün karşı karşıya olduğu ekonomik sorunları çarpıcı verilerle gündeme taşıdı. Borçlar, ithalat ve dış ticaret açığı dikkat çekti.
CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, Türkiye tarım sektörünün mevcut durumuna ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Tarım emekçilerinin borç yükü, dış ticaret açığı ve yüksek ithalat rakamları sektördeki darboğazı açıkça ortaya koydu.
Karagöz’ün açıkladığı verilere göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde tarımsal ürün ihracatı %1,6 azaldı, buna karşın ithalat %25,6 oranında arttı. 2024’ün ilk çeyreğinde 3,6 milyar dolar olan tarımsal dış ticaret fazlası, 2025’in aynı döneminde 2,5 milyar dolara geriledi.
Türkiye tarım sektörü tarihinde bir ilk yaşandı. Nisan 2025 itibarıyla tarım sektörünün bankalara olan toplam kredi borcu 38,4 milyar lira artışla 1 trilyon 9 milyar liraya yükseldi. Böylelikle tarım sektörünün bankalara olan kredi borcu tarihte ilk kez 1 trilyon lira eşiğini aştı.
Milletvekili Karagöz, bu artışın en büyük nedenlerinin yüksek girdi maliyetleri, yetersiz devlet destekleri ve üreticiye verilen teşviklerin reel değer kaybı yaşaması olduğunu vurguladı.
Tarım sektörünün yaşadığı zorluklar yalnızca borç seviyeleriyle sınırlı kalmadı. Karagöz, açıklamasında şu çarpıcı veriye de yer verdi: “Tarım sektöründe faaliyet gösteren emekçi çiftçilerimizin bankalara olan ve zamanında ödenemediği için icra takibine alınan borçları, %74,8 oranında artarak 6,3 milyar liraya ulaştı.”
Karagöz’ün açıklamalarında yer alan bir diğer dikkat çekici veri ise tarım ve gıda ithalatı oldu. Türkiye, 2025’in ilk üç ayında:
545 milyon dolarlık canlı hayvan,
1 milyar 41 milyon dolarlık sebze ve meyve,
1 milyar 13 milyon dolarlık kahve, çay, kakao ve baharat ithal etti.
CHP’li Reşat Karagöz, tarımın yalnızca ekonomik değil aynı zamanda gıda güvenliği açısından stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekerek hükümete çağrıda bulundu: “Çiftçinin sırtındaki borç yükü her geçen gün artıyor. Faizler yükselirken, mahsul fiyatları düşük kalıyor. İthalata yönelmek yerine yerli üreticiyi desteklemeliyiz. Tarımın yok olması, ülkenin gıda egemenliğini kaybetmesi demektir.”