reklam
reklam
38,4901 %-0.01
44,0983 %0.14
4.102,40 % -0,07
94.499,11 %-0.717
AMASYA
00:00:00
Güneş vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM ‘BU İŞ SINAVLA OLMAZ!’

‘BU İŞ SINAVLA OLMAZ!’

Türk Eğitim-Sen Amasya Şubesi tarafından Yavuz Selim Meydanında üyelerin de katılımıyla bir basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasını yapan Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriğinin beklentileri karşılamaktan uzak kaldığını söyleyerek, “Bu iş sınavla olmaz, sınava hayır” dedi.

Öğretmenliğin sınavla ölçülmesini kabul etmediklerini de söyleyen Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, “Öğretmenlik Meslek Kanunu dediler, Öğretmenliğimizi sınavla ölçmeye karar verdiler. Kabul etmiyoruz, sınava hayır diyoruz.

Bir milyonu aşkın öğretmenimizin umutla beklediği, Öğretmenlik Meslek Kanunu nihayet 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Ancak görüldü ki kanunun içeriği beklentileri karşılamaktan çok uzak  kalmış ve adeta kadük bir halde yürürlüğe girmiştir. Yani dağ, fare doğurmuştur” dedi.

Terzi, yaptığı basın açıklamasının devamında; “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda; öğretmenlerin işine yarayacak derli toplu tek düzenleme, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ünvanı olacaktı ki  o da sınav şartına bağlanarak  kabul edilemez hale gelmiştir. Bütün öğretmenler meslek itibarlarının zedelendiğini düşünerek sınava karşı çıkmaktadırlar. 

Türk Eğitim Sen olarak açıklıkla ifade ediyoruz: Öğretmenlerin kariyer planlaması sınavla olmaz. Çünkü sınav sadece bilgiyi ölçer; oysa ki, öğretmenlik sadece bilme mesleği değil, bildiğini aktarma mesleğidir. Dolayısıyla burada esas alınması gereken tek ölçüt, deneyim, tecrübe,yani hizmet yılı olmalıdır.

Sendikamız 17 yıldır bunun mücadelesini yürütmekte ve her platformda 10 yılını dolduran her öğretmen uzman öğretmen, 20 yılını dolduran her öğretmen de başöğretmen olarak ilan edilmelidir, demektedir.

Sınavla Uzman ve başöğretmenlik konusu bugün değil, ilk kez 2005 yılında  gündeme gelmiş, Türk Eğitim-Sen o zaman da sınava karşı çıkmış ve 13 Ağustos 2005 tarihinde yönetmeliği yargıya götürmüş, ne yazık ki tüm karşı çıkışlarımıza rağmen 2006 yılında uzman ve başöğretmenlik sınavı yapılmıştır.

2018 yılında 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılacağının açıklanmasıyla birlikte; Türk Eğitim Sen ÖMK ile kariyer basamaklarının sınavsız kıdeme göre düzenlenmesi ve öğretmenlerin ilk atamadan, emekliliğine kadar esaslı düzenleme  getirilmesi için birçok talepte bulundu, her fırsatta konuyu gündemde tuttu, beklentilerini rapor haline getirip Milli Eğitim Bakanlığı’na iletti, kamuoyu oluşturdu. 

Sendikamız, 8 Aralık 2021 tarihinde kariyer basamaklarının sınavla olmayacağı başta olmak üzere öğretmenlik meslek kanununun içeriğine dair önerilerini 81 ilde alanlara inerek eş zamanlı kitlesel etkinliklerle kamuoyuna ve muhataplarına bir kez daha duyurdu.

Kanun teklifinin 31 Aralık 2021 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmasıyla birlikte komisyon ve Genel Kurul aşamalarına bizzat katılarak meslektaşlarımızın beklentileri en üst düzeyde dile getirdik.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun uygulamasına dair hazırlanmış olan  yönetmelik  yayınlanır yayınlanmaz, özellikle sınav şartının  ve öğretmenlerimizi mağdur, edebilecek hususların iptali için 25.05.2022 tarihinde Danıştay’a başvurduk.

 Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. 1739 Sayılı MEB Temel Kanunu’nda  öğretmenliğin uzmanlık mesleği olduğuna yer verilmiştir. Hatta çıkartılan yeni  Öğretmenlik Meslek Kanunu dahi mesleği böyle tanımlamıştır. “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir” denilmiştir.

Hal böyleyken soruyoruz: Öğretmenlik, hem ÖMK’da hem de 1739 sayılı kanunda madem bir ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor, o halde neden sınavla uzmanlık unvanı veriyorsunuz? Öğretmenlerin bilgi birikimi, tecrübesi, sınıf içi performansını hiçe sayarak sınavla kariyer planlamasının yanlışlığını göremiyor musunuz?

Şunu da hatırlatmak isteriz ki; öğretmenlik mesleğindeki kariyer sistemi, kamudaki diğer kariyer sistemleri ile karşılaştırılmamalıdır. Çünkü kamunun diğer alanlarındaki bir çalışan uzman olduğunda yaptığı işin niteliği değişmektedir. Fakat öğretmenler uzman öğretmen/başöğretmen olduğunda yaptığı işin niteliği değişmeyecektir. 

Öte yandan; sınavla yapılacak bir tasnifin öğretmenlerimizi yeni ve gereksiz bir tartışmanın göbeğinde bırakacağı aşikardır. Son yıllarda zaten yıpratılmış olan mesleki saygınlığımızın bu vesileyle farklı bir süreçte tartışma konusu yapılmasını asla kabul etmiyoruz.

“Elbette sınava  hayır!” diyoruz.

Bu noktada beklentimizi bir kez daha ifade ediyor ve TBMM’ye çağrıda bulunuyoruz:

Gelin öğretmenlerin sesine kulak verin. Eğitim sendikaları ile istişare edin. Siyasi partilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalar, öğretmenler omuz omuza vererek, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çıkarılan bu kanunun tatmin edici olmasını sağlayalım.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Sayın Talip Geylan, sınavsız hizmet yılını esas alan kariyer düzenlemesi ile ilgili kanun değişikliği teklifini TBMM’ne iletmiştir. Amacımız, öğretmenlik mesleğinin itibarının incitilmemesi, mesleğin statüsünün yasal bir zeminde yükseltilmesi, öğretmenlerin moral ve motivasyonlarının artırılması ise;  

Sınavın olmadığı ,sadece hizmet yılının esas alındığı uzman öğretmen ve başöğretmen  düzenlemesini el birliğiyle yapalım” ifadelerini kullandı.

PROMOSYON İHALESİNDE EĞİTİM ÇALIŞANLARI YOK SAYILDI

Son günlerin gündem konusu olan banka promosyonları hakkında da açıklamalarda bulunan Terzi, “Yüzde 400 e varan karlar ettiği söylenen bankalar, promosyon ihalesinde eğitim çalışanlarını yok saydılar. Alay edercesine verilen rakamlardan dolayı hepsini protesto ediyoruz. 

Daha birkaç  ay önce bir çok kuruma  çok yüksek miktarlarda promosyon veren bankaların Milli Eğitimle yapılan anlaşmanın ticari açıdan da  karlı bir anlaşma olduğunu belirtmelerine rağmen takındıkları bu gayri ciddi tutumları manidardır. Eğitim çalışanlarının bankalarla olan ilişkilerinde bu durumu dikkate almalarını istiyoruz.

Doğru olan MEB’le anlaşması olan bankanın promosyonu güncellemesidir. 1 yıl önce yapılan anlaşmaya göre bankaya yatan aylık ücretler çok fazla artmış, yılbaşında yine artacaktır. Zaman geçmiş  değildir. Örnekleri vardır. Güncelleme teklifimiz hala geçerlidir. Bankalarımızı keser gibi değil, testere gibi olmaya davet ediyoruz” dedi.

EĞİTİM ÇALIŞANLARI GEÇİNEMİYOR

Eğitim çalışanları olarak maaşlarda ekonomik iyileştirme istediklerinin de altını çizen Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, “Eğitim çalışanları Geçinemiyor! Fiyat artışlarına yetişemiyor! Ekonomik iyileştirme istiyoruz.  TÜİK’in açıkladığı enflasyon piyasa gerçeklerine uymuyor. Ev kiraları Amasya’da bile 3 bin- 5 bin lira  oldu. Faturalara bakmaya korkar olduk. Kış gelmeden doğal gaz faturasını düşünür olduk. Üniversitede çocuğu okuyan bir baba, neredeyse maaşının tamamına yakınını bu çocuğuna harcamak zorunda kalıyor. Ulaşım giderleri o kadar arttı ki, köy ve kasabalarda görev yapan arkadaşlarımızın ,ek ders ücretleri yol parasına gitmeye başladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi  vergi dilimleri yüzünden de yapılan zamlar anlamsız hale geliyor.

Bir nebze de olsa rahatlamak için,

TÜİK’in  piyasa gerçeklerine göre enflasyon açıklamasını,

Enflasyon farklarının altı ayda değil, her ay maaşlara yansıtılmasını,

Kamu çalışanlarının  gelir vergisinin   %15’ te sabitlenmesini

Mahrumiyet bölgesinde çalışanlara zorunlu bölge tazminatı verilmesini,

Eğitime Hazırlık Ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesini, 

Memurlara da bayram ikramiyesi  verilmesini talep ediyoruz.

Ayrıca; 10-15 yıl taşrada çalışıp yüksek puana sahip olduğu halde merkeze gelemeyen öğretmenlerimiz var. Sıra atama sistemi olmadığı için bir türlü, boş kadro bulamamakta, yer değiştirememektedirler. MEB, il içi atamada 2006 yılına kadar olduğu gibi sıra sistemi getirmelidir. Mağduriyetler önlenmelidir.

Artık, Ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenliğe son vermenin zamanı da gelmiştir. Her yıl ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılmalı, tüm öğretmenler kadrolu çalıştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *