ne lokma ekmek nede damla su içen
mahsun aşığın inzivadaki günleri
ne yazık ki uzun sürmedi.
kahrından dal gibi
eriyip giden
güzeller
güzelinin
narin bedeni
sisli bir akşam vakti
ruhunu ebediyete teslim etti.
-
bu
talihsiz aşığın
savrulan külleri de,
cennetin merdivenlerinden
yani dünyanın en yüksek tepesi
himalaya'lardan yeryüzünün
dört bir tarafına saçıldı.
küllerin düştüğü
yerlerde
ise
su gibi duru
ahu gibi kokulu
rengarenk çiçekler açtı.
-
o
zarif
güzellere
mor dağların
gelinleri denildi.
sevenleri hep sevdi
her biri aşkın samimi
hüznün mecazi resmiydi.
yani onlar yasemin çiçeğiydi.
-
geceye renk düşe ahenk katan
gönüllerin aşk kelebekleri
sevgi gibi ulvi olup
ümit kadar da
lahutiydi.
-
daima
yüksekte açan
gündüzlere küs olan
bahtsız yasemin çiçekleri,
çin'lilerin teselli motifleriydi.
hint'lilerin de sevda simgesiydi.
sarı mor beyaz pempe renkleriyle
sadakatin dili yeryüzünün prensesiydi.
Tüm ifadeler:
44
Yorumlar
Kalan Karakter: