42,9373 %0.07
50,5998 %0.07
6.173,49 % -1,23
88.078,65 %0.197
Amasya
Kapalı
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Takvimdeki Rakam Değil, Kalpteki Mesafe: Büyümek

YAYINLAMA:

​Mutfak masasında duran o eski takvimin son yaprağı, rüzgârda hafifçe sallanırken aslında sadece bir yılı değil, bir devri de beraberinde götürmeye hazırlanır. Biz yetişkinler için yeni yıl; planlar, bitmeyen listeler ve biraz da yorgun bir "umut" demektir. Ancak bir çocuğun gözlerinde yeni bir yıla girmek, o devasa, gizemli ve bir o kadar da heyecan verici "büyümek" kavramının ete kemiğe bürünmüş halidir.

 

​Bir çocuk için yeni yıl, sadece rakamların değişmesi değildir. Geçen kış dizlerine gelen pantolonun bu yıl biraz kısa kalmasıdır. Kapı pervazına kurşun kalemle atılan o küçük çentiğin, bir parmak boyu yukarı taşınmasıdır. Çocuklukta zaman, bizdeki gibi akıp giden bir kum saati değil, üzerine kat çıkılan sağlam bir bina gibidir. Her yeni yıl, o binanın çatısına konan yeni bir kiremit, pencerelerinden bakılan daha geniş bir ufuktur.

 

​Büyümek, sadece boyun uzaması ya da ayakkabı numarasının değişmesiyle sınırlı kalsaydı ne kadar sade olurdu... Oysa asıl büyüme, o sessiz yıl geçişlerinde ruhun derinliklerinde yaşanır. Bir çocuğun, artık tek başına karanlık koridordan geçebilmesi, paylaşmanın tadını bir elmayı ikiye bölerken alması veya "teşekkür ederim" derken gözlerindeki o samimi parıltı… işte gerçek takvim değişikliği budur. Yeni yıl, çocuk kalbinde "yapabiliyorum" demenin diğer adıdır.

 

​Eskiden, kar taneleri cama vurduğunda sadece dışarı çıkıp oynamayı düşünen o küçük zihin, zamanla kışın bereketini, baharın müjdesini ve zamanın kıymetini anlamaya başlar. Biz onlara "Mutlu yıllar" dilerken aslında "Güzel büyü, incinmeden büyü, merakını kaybetmeden büyü," demek isteriz. Çünkü her yeni yaş, dünyayı biraz daha anlamlandırma çabasıdır.

 

​Bu yılbaşı gecesi, saatler gece yarısını vurduğunda sadece havai fişeklere ya da ışıklara bakmayalım. Yanımızdaki çocuğun gözlerine bakalım. Orada, bir yılın biriktirdiği cesareti, öğrenilen yeni kelimelerin gururunu ve yarının belirsizliğine duyulan o saf güveni göreceğiz. Büyümek, bir çocuğun elini tutarak yürürken bizim de onlarla birlikte yeniden çocuklaşabilme ihtimalimizdir.

 

​Takvimler değişsin, mevsimler birbirini kovalasın, yeter ki çocukların büyüme hikâyeleri hep sevgiyle yazılsın. Çünkü her çocuk, aslında insanlığın her yıl yeniden başladığı o taze umudun ta kendisidir.

 

​"Yeni bir yıl, taze bir başlangıç ve henüz yazılmamış bembeyaz sayfalar demek... Bu yılın size ve sevdiklerinize neşe, eksilmeyen bir umut ve kalbinizi ısıtacak güzel anılar getirmesini dilerim. Sağlıkla, sevgiyle ve tüm hayallerinizin gerçekleştiği bir sene olsun. Mutlu yıllar!"

 

Sevgilerle,

Ayşe Can

Takip etmeyi unutmayın!

E-mail: [email protected]

Web Sitesi: https://birazayse.blogspot.com

Sosyal Medya: @biraz_ayse (Ayşe Can)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *