reklam
reklam
41,0511 %0,51
48,0483 %0,57
4.434,32 % -0,22
111.590,73 %-2.754
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Oyun Oynamayı Unutan Çocuklar

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz hafta kitapların çocukların iç dünyasında nasıl pencereler açtığını konuştuk. Şimdi o dünyaların inşa edildiği bir başka temel taşına dönelim: oyuna.

 

Ünlü eğitimci Maria Montessori, "Oyun çocuğun işidir" der. Gerçekten de oyun, bir çocuğun kendini ifade etme, dünyayı anlama ve çevresiyle etkileşim kurma biçimidir. Oyun oynarken çocuk sadece eğlenmez; hayal kurar, problem çözer, empati geliştirir ve sosyalleşir.

 

Ancak bugün birçok çocuk, oyun oynamayı unutur hale geldi. Neden mi?

 

Çünkü tabletten ayrılmayan minikler, sokakta top koşturmayı değil ekran kaydırmayı tercih ediyor artık. Elbette dijital dünya tamamen zararlı değil. Ama fiziksel oyunların yerini tamamen ekranların alması, çocukların hareket etme, yaratma ve sosyal bağ kurma becerilerinin körelmesine neden oluyor.

 

Eskiden sokakta oynanan oyunlar, çocukların doğaçlama yeteneğini, kurallara uymayı ve takım çalışmasını öğrenmelerine yardımcı olurdu. Bugün ise çoğu çocuk tek başına ve çoğu zaman hareketsiz şekilde zaman geçiriyor.

 

Peki Oyun Eksikliği Ne Getirir?

 

*Yaratıcılık azalır. Hazır içerikler çocukların hayal gücünü köreltebilir.

 

*Fiziksel gelişim yavaşlar. Koşmak, zıplamak, tırmanmak sadece eğlence değil, beden gelişimi için de gereklidir.

 

*Sosyal beceriler zayıflar. Oyun sırasında yaşanan küçük çatışmalar, paylaşma ve uzlaşma pratiğidir aslında.

 

*Duygusal boşluk artar. Oyun, çocuğun stresini atmasının doğal yoludur. Bu yoksunluk, duygusal patlamalara neden olabilir.

 

Biz yetişkinlere ve öğretmenlere burada çok iş düşüyor.

 

Mesela serbest oyun zamanları yaratmalıyız. Çünkü planlı etkinliklerin yanında çocukların kendi oyunlarını kurabileceği zamanlara da ihtiyaçları var.

 

Sokak kültürünü canlandırmalıyız. Çocuk için güvenli alanlar oluşturmalıyız, açık hava da oynayabilsinler diye.

 

Bizler de oyunlara katılmalıyız. Unutmayalım ki yetişkinlerin ilgisi, çocuk için oyunun değerini artırır.

Dijital süreyi sınırlamalıyız. Oyun, dijitalin alternatifi değil; çocuğun gelişimi için temel ihtiyaçtır.

 

Bir çocuk oyun oynarken aslında hayata hazırlanır. Doktorculuk oynarken meslekleri keşfeder, kuklalarla konuşurken duygularını dışa vurur, arkadaşlarıyla oynarken paylaşmayı öğrenir. Eğer çocuklarımız oyun oynamayı unutuyorsa, aslında biz onların çocuk olma hakkını ellerinden alıyoruz demektir.

 

Bu hafta biraz yavaşlayalım… Ve bir çocuğun yanına oturup onun oyununa dahil olalım. Belki de asıl oyunu unutan biz büyükleriz.

 

Ayşe Can

Takip etmeyi unutmayın!

E-mail: [email protected]

Web Sitesi: https://birazayse.blogspot.com

Sosyal Medya: @biraz_ayse (Ayşe Can)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *