BABALAR İÇİN
Bugün babalar günü değil ama nereden çıktı bu baba yazısı derseniz inanın çok üzülürüm. İlla da babalarımızı bir güne sığdırılan zaman dilimi içinde mi anacağız. Bende artık baba değil dedeyim demekten geride kalamıyorum. Ama baba özlemi yıllardır içime öyle oturmuş ki tarifi mümkün değil?
‘Baba nedir?’ sorusuna bile net cevaplar veremiyorum. Altı dolu, anlamı büyük, ne söylesen aktaramayacağın bir kelime çocukluğum, gençliğimin önder kişiliğine sahip olan öğretmenimdi babam zaten kendisi de öğretmendi, hem de eli öpülesi. ‘Babalar bizim kim olacağımıza karar veren bir kara kutumuzdu. Sen bu kara kutuyu bugün araladığında ne hissediyorsun ve kimsin? Babamı babam olduğu için sevip saymadım. Babamı kendi olduğu için sevdim. Bir insan olarak baktım.
Şanslıydım ki babam insan olarak da baba olarak da harika biri. Ne olursa olsun eğitimciliğinde verdiği bir vakurla bakardı bizim yüzümüze bizi kıracak hiç bir şey yapmadı tabi ki gençliğimizde biz onu çok üzdük bizim gençliğimiz 68 kuşağı gençlikti hiç rahat durmadık ne yalan söyleyeyim.
Biz 6 kardeştik hepimizi okuttu meslek sahibi yaptı 3 kardeş onun mesleği öğretmenliği seçtik. Dilediğimiz gibi yaşamamıza müsaade etti. O’na mantıklı gelmeyen hayallerimize bile saygı duydu. Ve ‘Hallederiz merak etme’ güvenini hep hissettirdi. Ne çocukken ne yetişkinken düştüğümde baba demedim çünkü babam geleceği zamanı hep bildi.
Çok üzdük fakat hep yanımızda olan o değerli kişiliği kaybettik onun içindir ki bir yanımız hiç olmadı. Biz evlatlarımıza baba olduk mu onu da onlar bizim yüzümüze şimdilik söylemeseler de öldük mü arkamızdan neler söyleyecek bilemeyiz.
Fakat şunu hiç unutmadık o eğitimci babanın eğitimci oğlu olarak onun yüzünü hiç karatmadık.
Kısacası kaybettiğimiz babalarımıza rahmet dilemekten başkaca yapacak hiç bir şeyimiz kalmadığı bu dünya da gözlerimizi kapatıncaya kadar onlarla olmamız dileği ile....