YAŞAMIN GETİRDİKLERİ
Hayat ne yazık ki engelsiz olmaz. Hep bir şekilde beklesek de beklemesek de çıkar karşımıza.
Hayat bu işte kime ne zaman ne getireceği hiç belli olmaz. Bir anda mutlusun, havalarda uçuyorsun yüzünde güller açıyor ama bir saniye sonra bir bakmışsın ki yerle bir olmuşsun. Az önceki halinden eser kalmamış ne yazık ki. Hayat her zaman bizi güler yüzüyle karşılamıyor.
Biz insanoğlunun o temiz güzel yüzünün altında nasıl ki bazen korku saçan yüzü varsa; hayatta bize o korku, dehşet saçan yüzünü gösterebiliyor. Ve ne yazık ki bizler yüzünden, hayata bakıldığında bizden intikamını çok iyi bir şekilde aldığını görüyoruz. Hayatta bazen kötü insanlar kötü olabiliyormuş.
Sokaklara baktığımız da küçücük bir çocuk aslında, fakat yaptığı işe bakıldığı zaman kendinden oldukça büyük sorunlarla karşılaşıyor ve büyük bir insan gibi onlarla başa çıkmaya çalışıyor, omuzlarında ondan daha büyük engeller ve yükler taşıyor.
Düşünüyorum o da isterdi sıcacık evde annesinin yeni pişirdiği çorbayı televizyon izleyerek içmeyi. Ama maalesef o diğer çocuklar kadar şanslı olamadı. Ne hayat acıdı ona , ne soğuk havalar ve belki ne de biz.
Ama o buna hiç aldırmadı. Evet hava soğuktu ama o hala mendil satmaya devam etti. Çünkü buna mecburdu ya da birileri tarafından mecbur bırakılmıştı. Hayat bu dünyada çok büyük bir yük vermişti omzuna ama o bundan hiç gocunmadı, üzülüyordu belki ama oda biliyordu ki eğer bu mendiller satılmazsa hem ben hem de ailem aç kalacak. Affet çocuk hem hayatı hem de bizi.
Ama bizler de haklı olabiliyoruz bazen bu konuda güvenemiyoruz. Buradaki güven sorunu çocukta olmadığı asla onu bu işe zorlayan ya da bu işi yapmaya iten sebep kısacası çocuğa değil de onu belki de mecburen kullanmak zorunda kalan ailesi dünya işte böyle acımasız bazıları için.