reklam
reklam
38,4610 %0.03
44,1310 %0.23
4.125,18 % -0,18
94.872,46 %1.539
AMASYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

TEKNOLOJİ İNSAN UFKUNU MU AÇIYOR?

YAYINLAMA:

Her geçen gün bir takım teknolojik gelişmelerle insan ufkunu değişime uğratan olaylar karşısında kendimizi yenilemek gerektiğini düşünmekten geriye kalamıyoruz. Milletler çağa ayak uydurmadıkları takdirde çağın gerisinde kalacağı için halkına hizmettende geri kalacağı kesindir.

Bizim çocukluk ve gençlik yıllarımız davranışlarımız, düşüncelerimiz çok eskilerden bize kalan en önemli mirastır. Çocukluk döneminde kurduğumuz ilişkilerin bugün bizlere sağladığı ilişki kurmaktan korktuğumuzu en iyi anladığımız bazen karşı tarafın bizlere yaklaştığında korkup kaçmamızı neden sağladığını çözmemiz mümkün değil, çünkü çocukluğumuzda anne ve babamızın bizimle kurduğu ilişki biçimidir.

Çocukluğumuzda  aile bireylerimiz tarafından sevme sevilme takdir edilme ve cezalandırılma içimizde kalıcı bir etkileşim bıraktığı bir gerçektir. Farkında olmasak da artık bizde bıraktığı bu izlerin kendi iç bünyemizde şimdi çocuklarımıza uygulamak istediğimizde aile bireyleriyle aradaki bağın gittikçe açıldığını görebilmemiz mümkün değil mi?

O zaman çocukluğumuzdan bizlere kalan bu mirastan kurtulup aile bireyleri arasında ki olumsuzlukların kaldırılmasında etkili olup olmayacağı tartışılıp düşünülmesi gereken bir etkileşimden kurtulmak değil mi)

O zaman belirli davranış kalıplarımızdan kurtulursak   genellikle de hep benzer noktalarda tıkanıp  problem yaşamaktan uzaklaşırız.

Fakat şunu da iyi düşünmek gerekir gelişim ömürlük bir süreçtir, yaşlanmaya kadar devam eder. O zaman bir an evvel çocukluğumuzdan alıp günümüze kadar getirdiğimiz her şeyi yeniden değerlendirip kendimizi yeni yaşama alıştırarak kuşaklar arasında oluşan farkı kapatabilme şansına sahip olabiliriz.

 Yeni nesil ile kendimizi karşılaştırdığımızda   bakmamız gereken yerler çocukluk çağı yaşantıları olmalıdır. . Yetişkin hayatta, geçmiş yaşantılara yeterince benzeyen zorlanmalarla karşılaşılınca takılmanın olduğu aşamaya ya da ondan önceki aşamalara doğru bir gerileme ortaya çıkabilir. Bunun örneklerine  çok sayıda kanıt olduğu incelendiğinde görülmektedir.

O zaman kendimizi gelişen teknolojiyi de göz önüne alarak yeni nesil ile eski nesil arasında bir bağ kurmanın yolunu bulmak yine bizlere düşmektedir. Çünkü yeni nesil ne olursa olsun bizleri eskide yaşamış kendi içine kapanık bir nesil olarak görür, oysaki bizim nesil çok okuyan hiçbir takviye ders almadan öğretmenlerinin öğrettikleriyle başarıyı yakalamış bir nesiliz.

Bilgisayarla uğramadık ama çok okuduk, teknoloji bugünkü kadar yoktu ama bugünkü çağa uyacak kadar bilgi ve donanımla yetiştik.

Tüm bunları göz önüne aldığımız zaman bazı meseleleri çözmek için uğraşmak önemli değil midir?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *