ADAY OLMAK – BAŞARILI OLMAK
Bireylere aday olmak ne zor bir iştir. Dünyada en zor işlerden biridir. Bu zamanda milleti gezmek, millete bir şeyler anlatmak, milleti kendine inandırmaya çalışmak hakikaten zor iş. 2022 yılının soğuk ve bol zamlı bu ilk aylarında milletin geçim derdine düştüğü, evlerin ve işyerlerinin yangına döndüğü bu aylarda adaylık seçim çalışması yapmak çok zor bir iş diye düşünüyorum. Kısıtlı, durgun, kazanç gelirlerin aylıkçı olan gelirlerin üçte biri doğalgaza, elektriğe gitmesi herkesi kara kara düşünceye sevk etti. Maaşlara bir defa zam karşılığında doğalgaz, elektrik ve yüz çeşit gıda ihtiyaçlarının her birine yüzde yüze yakın zamlar gelmesi herkesi korkuttu, şoka uğrattı daha da yetersizleştirdi. Siyasetçilerin gergin tartışmalı atışmaları maalesef kimsenin mutfağına refahlık olarak yansımıyor, karın doyurmuyor. Herkes bu kötü gidişattan memnun değil, ne olacağını da kimse kestiremiyor. Milletin geçim derdi var. Kredilerinin borçlarını ödeme derdi var. Millet gülmeyi, eğlenmeyi, bir araya gelmeyi unuttu. Yüzler gergin, içlerinde bunluk karamsarlık endişeli durumundalar. İstikrarsız ekonomik gidişatın bütün faturasını halk, millet olarak bizler ödüyoruz. Hala her şeye etki yapan akaryakıtlara zamlar devam ediyor. Devletimiz borçların faizlerini ödemekte iyice sıkıştı mı, kasamız hazinemiz son noktada mı acaba bilemiyorum.
İyi ki bireylere aday değilim. Bunca sıkıntının, derdin arasında adaylık, seçim, başkan olma yarışına çok zor olsa gerek. Otuz yedi yıllık esnaflık hayatımda kendime başardım, başarılıyım diyemedim. Hele bu ekonomik istikrarsızlık içinde oraya buraya savrulup giderken. Bugün döviz ne, faiz ne , enflasyon ne, devalüasyona ne, paramızın gücü ne derken, şok sürprizlerle her an karşılaşırken ayakta kalabilme yarışı verirken başarmak başarılı olmak için uğraşmak biraz zor sanırım.
Başarmanın, başarılı yaşamanın kıstası ne onu da çok anlamış değilim. Kimine göre başarmaktan geçiyor. Kimine göre okulları bitirip kariyer sahibi olmak. Kimine göre en iyi sanatçı, en iyi zanaatkâr olmak. Kimine göre makam, mevki sahibi olmaktan geçiyor. Kimine göre sağlıklı kalmak, mütevazi bir yaşam sürmek doğru kalmak insanların gönlüne girebilmekten geçiyor. Kimine göre aday olmak, lider olmak, herkesin önünde durmak, yönetmek, üstünlüğünü göstermekten geçiyor. Her insan kendini beğenir. Kendini daha üstün bulur. En doğrusunu yaptığını düşünüyor.
Yaşamış bir olay sözlerime son vereyim. Küçük bir kasabada yönetici bir anons yapıyor. Ey sakinlerimiz herkes yarın meydana şu saatte gelsin. Ahali meydanda toplanır. Kasabamızın en akıllısını belirleyeceğiz derler. Herkesin eline bir kağıt bir kalem verirler. Kasaba için, insanlar için, doğa için, çevre için neler yapılmalı görüşlerinizi yazın derler. İsmini yazıp herkes imzasını atar. Kâğıtlar okunur. Herkes beğendiği kâğıdı alsın işaretlesin, imza atsın. Bakarlar ki ortada kâğıt kalmamış. Herkes kendi yazdığı kâğıdı almış. Herkes kendi aklını beğenmiş. Saygılarımla.
