ZAMANIN KIYMETİNİ BİLELİM
Zaman o kadar çok çabuk geçiyor ki, kıymetini bilmek lazım. Her şey daha dün gibi, hatıralar taptaze.
Bizim yaş gurupları kısacası yaşı kırkı geçenlerimizin hissettikleri şeylerden biri de geç kalmışlık hissidir. Hayıflanır dururuz çocukluk ve gençlik yıllarımız daha dün gibi hafızalarımızda nasıl da çabuk geçti hiç bir şey anladık deriz, işlerin ve amaçların peşinden koşarak hiç memnun olmayan insanları memnun etmek için hem zamanını hem de kendimizi tüketmedik mi?
Onun için insan, hayatının kıymetini bilmeli ve zamanı israf etmemelidir. Bir telaşa kapılıp yol alırken hayatta dönüp geriye bakıldığında, her bir şeyin çok çabuk olup bittiğini görmek mümkün değil mi?
Çoğu insan hayatındaki önceliklerin neler ve kimler olduğunu bilmeden ya da umursamadan ona her koşulda sevgiyle kucak açacakların değil de onu hiç sevmeyen ve belki de sevmek bile istemeyenlerin peşinden giderek onların sevgisini ve onayını kazanmak için hem kendini hem zamanını yer bitirir!
“Yıllar sonra öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. güveni geliştirmek yılları alsada yıkmak bir saniye bie etmiyor.
Şöyle bir düşünüyorsunuz insanların bazıları sizi gerçekten sevse de bunu nasıl göstereceğini bilemediği için, dürüst insanlarla daha uzun yol yüründüğü kesin oluyor.
Bazen ömür hiç bitmeyecekmiş gibi gelir insana. Oysa zaman ve yıllar ne çabuk ve hızlı geçtiğini anlamıyor bile insan.
Yaşamımızı önce bir gözden geçirelim, İçimiz de hep bir kaçırdım duygusu ile yaşarken değil peşinden koşarken buluyorum nedense. Onun için, zamanın kıymetini bilelim.