HERŞEYİN BİR BAŞLANGICI VAR
Hayal ederek günü geçiremezsiniz, çünkü hayalde yalandan öteye bir şey değildir. O hayallerin içinde hafızanın da aslında insanın en büyük düşmanı olduğunu görürsün. Orda değer verdiklerin varsa bakarsın ki hafızan onları bir anda silip atmış, belki doğru yapmış belki de sana acı vermenin bir başka yolunu seçmiştir.
Zamana takılıp kalmak da doğru değildir, zaman bazen çok acımasızdır, inasanı kendisinden vazgeçemediklerinden alıp götürmüş fakat birde bakarsınız ki dalga geçer gibi önüne uzatır ama sen artık ona yetişemezsin çünkü onlarda senden uzaklaşmışlardır.
Sen kendini sorumlu tutarsın tüm olan bitenden, zamanın günahını üzerine alırsın ve hafızanın yarattığı koskoca bir uçurumda yuvarlanır durursun ve tüm bu olumsuzlukları unutursun.
Sonra bir umutsuzluk kaplar içini denizden çıkmış balık misali çırpınır durursun. Bu kadar çabuk nasıl unutulduğunu düşünürsün bu kadar kısa sürede nasıl unutulduğunu aklının içerisinden geçirir kendi kendini yargılarsın. Belki bunları gece rüyanda görmüş gibi düşünür durursun şaka mı gerçek mi diye saatlerce kafa yorarsın.
Aslında kafa yormaya hiç gerek yoktur, kendini yargılamayı kenara bırak onları rüyanda bile görme zahmetine katlanma, onlar senin için bir çöplük olmuşsa hakkettikleri yeri bulmuşlardır bence, bak iğne deliğinden geçip geldiğin bu yaşamın arkasında kalanlar o delikten sığamamışlardır. İlle de çuvaldız iğnesini bulmak mecburiyetinde de değilsin.
Artık sana hayat bir oyun havası, belki kulaklarına söylenen küfür, beklide suratına atılan bir tokattan bir parça olduğunu düşünürsün. Yazın sıcakları bile olsa sen kara kışı yaşarsın çünkü içinde fırtına ve kara bulutlar vardır. İliklerine kadar üşürsün.
Bence hafızan artık seni yanlış yönlendirmeye çalışmaktadır ne senin içinde fırtına vardır nede yazın içinde karakışı yaşamıyorsundur.
Artık çalan her kapının ziline fırlamayacaksın ve koşmaktan vazgeçeceksin. Eline kalemi alıp iki satır karalamaktan umuduna yeniden kavuşacaksın.
Bilirim hiç bir teselliye ihtiyacın kalmadı şu an sana, her söylenen söz sadece keyfinin bozacak kadar ağır olmadığı gerçeğidir.
Korkmuyorsun kendi benliğinden bir köşede rahatça kahveni yudumluyorsun ve bundan da keyf alıyordur belli.
Fakat ben şunu derim hep hayatımız bir kısır döngüdür. Ezanla başladığımız hayatımız selayla son bulmayacak mı ölümün soğuk yüzü nasıl olsa bir gün ulaşacaktır ama sen hayatının keyfini yaşayarak sona ulaşacaksın, geleceğe bakarak neler yaptık dediğimizin hiç olmadığı bir dünya da ne için yaşadığımızı bilerek yaşamanın azmi seni gururlandıracaktır. Neler yapmadık ki insanlık için arkamızdan bıraktığımız hoş sedadan keyf alacaklardır.
O zaman iğne deliğinden geçip geldiğimiz yaşamımızda arkada bıraktıklarımızı düşünmeden insanlığa hizmet ederek kaybolmaya ne dersiniz?