reklam
reklam
38,4571 %-0.09
43,7681 %0.03
3.985,69 % -2,08
95.927,50 %0.851
AMASYA
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Amasya
Kapalı
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM KARABEK: HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ!

KARABEK: HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ!

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, ellerinde çeşitli dövizlerle taleplerini dile getirdi.

Toplanan sağlık çalışanları adına açıklama yapan SES Merzifon Temsilcisi Recep Karabek, “Haklarımız, emeğimiz ve sağlık hakkımız için sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak üretimden gelen gücümüzle Mart ayında mücadeleyi büyütüyor, hiçbir yere gitmiyoruz” dedi.

14 Mart’ın pandeminin başından beri yaşamak ve yaşatmak istiyoruz diyenlerin mücadele haftası olduğunu da söyleyen SES Merzifon Temsilcisi Recep Karabek, “En temel insan hakkı olan “sağlık hakkı” için halkın sağlığı, emeğimin hakkı diyenlerin haftasıdır 14 Mart. Pandemi öncesinde olduğu gibi Tıp Bayramının 103. Yıldönümünde de;

Sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına,

Sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine,

Performans -güvencesizlik- şiddet kıskacı ile faturanın kendilerine kesilmesine

Uzun çalışma saatleri, iş yükü, mobbing ve angarya gibi modern kölelik çalışma koşullarına isyan edenlerin, karşı duranların mücadele haftasıdır 14 Mart.

Önlenebilir bir hastalık nedeniyle, 553 çalışma arkadaşını yitiren “yaşam hakkı” yok sayılanların haftasıdır 14 Mart.                                                                                                                 

Pandeminin başında kahraman ilan edilip alkışlatılan, sonrasında değersizleştirilenlerin haftasıdır 14 Mart.

Toplu sözleşmelerle mali, sosyal, özlük hakları iyileştirilmeyen, çalışma koşulları daha da ağırlaştırılan, iş barışı bozulanların haftasıdır 14 Mart.                                                      

Enflasyonun, verginin yükünün altında ezdirilen, sadaka gibi zamlara muhtaç edildikçe yoksullaşanların; insanca yaşayacak meslek riskini karşılayacak, emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırının üstünde OECD ülkeleri standartlarında temel ücret diye iş bırakanların, eylem örgütleyenlerin haftasıdır 14 Mart.

36 saat nöbet tuttuktan sonra evine giderken araç başında uyuyakalan Rümeysa Şen’in kutlayamadığı Tıp Bayramıdır 14 Mart.

Melike ve Mustafa gibi angaryaya, psikolojik şiddete, değersizleştirmeye daha fazla dayanamayıp intihara sürüklenen hekimlerin, hemşirelerin, anestezi teknikerlerinin yardım çığlığıdır 14 Mart.

Hasta yakınının saldırılarına karşı birlikte bariyer oluşturan ekibin haftasıdır 14 Mart.

Sağlık ekibinin ekip ruhunu, ortak mücadelesini ve dayanışmasını bozmaya çalışanlara inat, bir olanların, birlik olanların haftasıdır 14 Mart.                                                                     

Önce insan, sonra sağlık emekçisi olan, emeğinin hakkını alamayan, şiddetin her türlüsüne maruz kalan, 24 saat yüreği ağzında, yükü sırtında, liyakatı iki dudak arasında, güvenliği takdiri ilahiye havale 112’cinin haftasıdır 14 Mart.

Atama bekleyen yüzbinlerce sağlık meslek mensubu varken atama yapmayan, OECD ülkelerinin istihdam ortalamalarını yakalamak yerine Sahra ülkelerinin istihdam ortalamalarını yakalamak için çaba harcayan sağlık yöneticilerin iş yükü ve angaryayla tükettiği, ülke dışına göç ettirdiği sağlık emekçilerinin haftasıdır 14 Mart.                                                             

Mali, idari ve bilimsel özerkliği Sağlık Bakanlığı tarafından adeta kuşatılmış, İflasın eşiğine getirilen üniversite hastanelerinde borç batağından çıkmak için, hakları olan Covid -19 ek ödemelerini bile borç ödemek için kullanan yöneticilere karşı, meslek etiği, bilimsel, özerk nitelikli eğitim için mücadele edenlerin haftasıdır 14 Mart.

Nöbete giderken bırakacak yeri olmayan çocuklarını komşusuna emanet edip, nöbet ertesinde çıkan yangında onların yanmış bedenlerinin kokusunu sineye çeken sağlık emekçisi Fatma hemşire ve eşinin dinmeyen evlat acısıdır 14 Mart.

Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, artık en temel insani hakkımız olan yaşam hakkımızı dahi koruyamayan sağlık politikacılarına, acil sorunlarımızın çözümü için derhal harekete geçmelerini yoksa sağlık sisteminin onarılamaz yaralar alacağını uyarı grevlerimizle defalarca hatırlattık. Bizleri dinlemek, çözüm üretmek yerine Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 25.02.2022 tarihli bir görüş yazısıyla sağlık emekçilerinin haklı taleplerini ve mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girmiş, gözdağı vermeye çalışmıştır. En son icraat olarak Cumhurbaşkanı tarafından hekimlerin emeğini, niteliğini, değerini ve kamusal sağlık hizmetlerini hiçe sayan “gidiyorsa gitsinler” söylemiyle adeta sarsıldık ama şaşırmadık. İşte, sendikal hakları, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan bu yönetim anlayışı tam da sorunlarımızın esas nedenidir ve Tıp Bayramı da bu nedenle de bayram olarak kutlanamamaktadır. 14 Mart Sağlık Haftasını, “Bayram” olarak kutlayabilmek için bu yıl 14-15 Mart “Grev” haftamızdır” dedi.

Talepleri hakkında da bilgiler veren Karabek, açıklamasının devamında; “Aşağıda yer alan taleplerimiz; halkımızın nitelikli ve kamusal sağlık hizmeti alması için gerekli talepler olup, halkımızın mağdur edilmemesi ve hak ettikleri sağlık hizmetini alabilmeleri için halkın bir parçası olan biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en acil talepleri derhal karşılanmalıdır. Taleplerimiz;

Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.

Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.

3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.     

Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.

OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.

Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.

Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.

Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.

Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.

Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın

Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.

Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın

Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın. Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun” ifadelerine yer verdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *