reklam
reklam
38,4562 %0.05
43,9776 %-0.06
4.109,01 % -0,57
95.166,11 %1.441
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM 30 YILDA 4,8 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ KAYBETTİK

30 YILDA 4,8 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ KAYBETTİK

Suluova Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Öksüz, “İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin artması, temel gıda ürünlerinde dünyada söz sahibi olan Rusya ve Ukrayna’da yaşanan savaş, 2 yıldır süren pandemi süreci, birçok ülkede yaşanan ekonomik kriz gibi sorunlar dünyada gıdaya ulaşım sürecinde tedirginlik oluşturmaktadır. Tüm bunların sonucunda gıda krizi veya gıda da kıtlık beklentileri de her geçen gün daha fazla konuşulur hale gelmiştir. Gıda dediğimizde ise olmazsa olmazımız topraktır. Ülkemizde toplam arazi miktarı 1990-2020 döneminde 27,9 milyon hektardan 23,1 milyon hektara geriledi. Yani 30 yıllık bir süreçte 4,8 milyon hektar tarım arazisini kaybettik dedi.

Gıdaya erişimde toprağın en önemli değer olduğuna dikkat çeken Öksüz, “Toprağa ve toprakta üretim yapan çiftçiye yeteri kadar değer verilmemektedir. Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor, kırsalda genç nüfus azalıyor, maliyetler nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Sonuç olarak son yıllarda Toprak Bayramı bayram coşkusu ile kutlanamıyor. Ülkemizde topraklar yeteri kadar korunamıyor” diyerek şöyle devam etti: “Topraklarımızın tuzluluk, çoraklaşma, yanlış kullanım gibi nedenlerle kalitesi bozulmakta ve diğer taraftan da erozyon, amaç dışı kullanım ile de topraklarımız kaybedilmektedir. Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliği ile verimli kullanımı da sağlanamamaktadır. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 1990-2020 döneminde 27,9 milyon hektardan 23,1 milyon hektara geriledi. Yani 30 yıllık bir süreçte 4,8 milyon hektar tarım arazisini kaybettik.

Ülkemizde en fazla tarım arazisine sahip olan Konya ilinde, son 10 yılda tarım alanları yüzde 10,5 azalmıştır. Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Şanlıurfa’da yüzde 16,6, Sivas’ta yüzde 17,8, Yozgat’ta yüzde 15,7, Çorum’da yüzde 12,5, Adana’da yüzde 12,4, Mersin’de yüzde 13,1, Kırşehir’de yüzde 17,6, Mardin’de yüzde 12,9, Edirne ilinde yüzde 14,0, Malatya’da yüzde 11,9, Muş’ta yüzde 12,3, Hatay’da yüzde 16,9 ve Kastamonu’da yüzde 13,4 oranında azalma gerçekleşmiştir.”

Öksüz, “Ülkemizde 23,1 milyon hektar alanın 15,2 milyon hektarı ÇKS’ye kayıtlıdır. ÇKS’ye kayıtlı alanda üretim yapan çiftçiler tarımsal desteklerden faydalanabilmektedir. Bu durumda ülkemizde 8 milyon hektar tarım arazisi kayıt altına alınamamakta, bu alanların bir kısmında üretim devam etse de üretici destek alamamaktadır” diyerek, “ÇKS’ye kaydolamayan 8 milyon hektar tarım alanı; intikali yapılamamış, hissedarlar arasındaki sorunlar veya arazilerin çok küçük olması nedeniyle işlense de ÇKS’ye kaydettirilmeyen, atıl tarım alanları ve ecrimisil ile işlenen hazine arazilerinden oluşmaktadır. Bu alanlarda üretim yapan çiftçi yüksek üretim maliyetleri karşısında destek de alamayınca üretimden vazgeçmek durumunda kalmaktadır.

ÇKS’ye kaydolamayan 8 milyon hektar alanın 2,9 milyon hektarı atıl tarım alanıdır. Bu durumda ülkemizde tarım yapılabildiği halde nadasa bırakılan 3,2 milyon hektar nadas alanı ve 2,9 milyon hektar atıl tarım arazisi ile yaklaşık 6 milyon hektar tarım alanında üretim yapılmamıştır.”

“Dünyada ve ülkemizde gıda fiyatlarının hızla arttığı bir dönemde ülkemizin topraklarını boş bırakma lüksü yoktur” vurgusu yapan Öksüz,  “Stratejik ürünlerimizden buğdayın 2021 yılında ekim alanı 6,7 milyon hektardır. Biz buğdayın ekim alanına yakın bir alanda ülke olarak üretim yapamıyoruz. 6 milyon hektar alanda çiftçiye sanayicinin talep ettiği kaliteli üretimi yaptırabilmeliyiz. Bunu başarabilirsek, 2021 yılında yapılan toplam 8,1 milyon ton buğday ithalatına ihtiyaç duymak bir yana ihracat yaparak tarımın ülke ekonomisine katkısını artırabiliriz. Diğer taraftan üretim planlamasının yapılamaması, sözde değil, tarafların hakkını koruyan gerçek anlamda sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılamaması, artan üretim maliyetleri, ürün satış fiyat belirsizliği gibi nedenler çiftçinin dönemsel karar almasına neden olmaktadır.” Diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *