YİNE AYLARDAN ARALIK ….
Evet yine aylardan Aralık…. Eskiden Aralık deyince Kar ,soğuk ,ayaz ,fırtına gibi şeyler gelirdi aklıma. Ancak epey süredir bunlar olmuyor. Soğuk kısmen var ancak kar henüz yağmadı. Görmedik şöyle lapa lapa yağan bir kar. Bir kardan adam yapamadık. Kar topu oynayamadık. Henüz bukle bukle süzülen kar yağışını izleyemedik. Tabiki kış demek kar demek zorluk demektir. Sokak hayvanları ve diğer canlılar için olduğu gibi insanlar içinde zorluk demektir. Özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için çetin bir zaman dilimidir. Bunu kastetmiyorum. Hani olur ya mevsim birden değişmiş kış gelmiş ,her yer bembeyaz… İşte bu hayalin anımsattığı kış aylarından bahsediyorum. Çocukların heyecanla kar topu oynamak için akın akın koştuğu okul bahçelerinden bahsediyorum. Neşe içinde yağan karı izleyen insanlardan ve de kızakla kayan genç yaşlı insanlardan bahsediyorum. O eski zamanlarda bunlar gelirdi aklıma hep 90’lı yılların Ankara’sında böyle geçerdi çocukluğumuz. Eğimli yerlerden kızak ile kayardık. Kızağın altına çelik çakmak herkesin harcı değildi. Sadece özel çocuklarda olurdu o. Ve hep beraber imrenirdik. Çelik çakılı kızak. O kızaklar çok hızlı kayardı. Bizim kızaklara göre. Tabir yerindeyse turbo vites ile giderdi. Çelik çakılı kızağa binen çocuklar öncelikli idi. Önce o gider sonra diğerleri. Bir saygı duyulurdu onlara… Sonuçta çelik çakılı kızağı var çocuğun denirdi. Tabi bu kadar itibarı olmasına rağmen kafasını yaran kolunu bacağını kıranlarda o çocuklar olurdu. Bizim kızaklar ittire kaktıra gittiği için bırak bir yere çarpmayı zor giderdi. Hatta arkada başka çocuklar ittirirdi. Yani çelik çakılı kızağımız olsaydı da bizimde kolumuz bacağımız kırılsaydı diyen çok arkadaşımı hatırlarım hala. Neyse bunlar eskide kaldı. Şimdiki çocuklar ne kızak biniyor ne de çelik çakılı kızak istiyor. Hem zevkler değişti hemde imkanlar. Açıkça söylemek gerekirse o zamanlar kızaktan aldığımız keyfi şimdiki çocukların hiçbir şeyden aldığını düşünmüyorum. Tabi bu konu eleştiriye açık. Ama 90 lı yıllarda Ankara denilince aklıma Kışın başka bir şey gelmiyor. Şimdilerde bu aylarda ne kar var ne de kızak binen .Çocukluğumuzun kafamıza kazınmış olduğu bu anıları unutmak mümkün değil .Ancak bu etkinliğin yerini farklı etkinlikler aldı. Hele bir kar yağdığını görelimde kızak binmeyi boşver dediğinizi duyar gibiyim. Kış zordur. Isınma ayrı bir maliyet. İşe gidip gelmesi zor. Hastalıklar artar derken kış hakikaten zordur. Ancak unutmayalım ki kış mevsimitüm bitikiler için hayat bulma aylarıdır.
SOKAK HAYVANLARINI UNUTMAYALIM…
Unutmayalım ki sokak hayvanları bu zaman diliminde çok zorluk çekiyorlar. Uzmanlara göre; kış aylarında kediler için 6 saat, köpekler için ise 17 saat ve daha fazla açlık hayati risk taşıyor. Bu saatlerin aşılması durumunda bu hayvanlar donarak hayatını kaybedebiliyor. Yaşamaları için elimizden gelen çok şey var... Başlarını sokacak bir yuvaları olmadığı gibi her gün yemek bulabileceklerinin garantisi de yok. Onların hayatı maalesef biz insanların vicdan ve insafına kalıyor.
Tabii bunlar şehir hayatı için kritik eşikler. Köylerde, yaylalarda, kasabalarda inekler, koyunlar, eşekler, kazlar, atlar ve daha birçok hayvan soğuk havalarda meralarda bir başlarına kalıyor. Bir de yuvalarından düşen kuşlar, yeni doğmuş kuşlar ve karın altında yemek bulamayan kuşlar var.
Bütün bu hayvanların yaşamının çok az bir kısmımız tarafından değer gördükleri biz insanların ellerine terk edilmesi her ne kadar acı olsa da onlara hala yetebilme şansımız var. Elbette sokaklarda yaşayan hayvanları zorlu kış şartlarından korumanın en sağlıklı yolu, onların bu dönemde kapalı alanlarda yaşamalarını sağlamak. Eğer evinizi küçük dostlara açma gibi bir imkanınız varsa aşılarını yaptırdıktan sonra kısa bir dönem için onlarla evinizi paylaşabilirsiniz. Kedilerin, ısınma ihtiyacını karşılamak için en sık tercih ettiği yerlerden biri arabaların kaputların altı. Motorun sıcaklığından yararlanmak için kaputun altına ya da tekerleklerin üstüne sığınan küçük dostların zarar görmesini engellemek için yapmanız gereken ise oldukça basit: Aracınızı çalıştırmadan önce kaputa vurun. Kaputa vurduğunuzda o, uyarınızı anlayacak ve güvenliği için bulunduğu yeri terk edecektir. Soğuk havalar ve zorlu kış şartları, sokak hayvanlarının bağışıklık sistemlerinin güçsüz kalmasına ve daha çok hastalanmalarına neden olabilir. Onları korumak için ise onları veterinere götürüp tedavi ettirmek şart.
Ancak eğer böyle bir imkanınız yoksa yine de onlara sırtınızı dönmeyin. Veterinerler zaten sokak hayvanları için bir indirim yapıyor. Eğer yine de altından kalkamayacağınız bir masrafsa hayvan koruma derneklerine ulaşarak yardım isteyebilirsiniz.
İlçe belediyelerinin sokak hayvanları için oluşturdukları özel klinikleri aramak da bir diğer seçenek. HOŞÇA KALIN….