Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, yaptığı basın açıklamasında, “Çin büyük elçiliği önünde anayasal haklarını kullanmak, toplanmak, yürüyüş yapmak ve ya eylem yapmak için toplanmış Uygur Türk'ü kardeşlerimize reva görülen ağır muameleyi ve psikolojik şiddeti kınıyor, seyirci kalan sözde milliyetçileri ve yerli-millicileri necip Türk milletine şikayet ediyorum” dedi.
Kurt, yaptığı basın açıklamasının devamında; “Pandemi ve salgın bahane edilerek Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi'de üç ve ya beş milyon olarak tahmin edilen kardeşimiz önceden hazırlanmış kamplara toplatılarak insanlık dışı muamele, işkence, tecavüz, kısırlaştırma, köle işçilik, dinsizleştirme, çocukları ailelerinden koparma, aile bütünlüklerini bitirme, evlere erkek Çinli yerleştirme ve Çinlileştirmeye tabii tutulmaktadır. Tüm dünya kamuoyu bu gerçekleri biliyor ve kınıyorken, bu üç maymunu oynamak nedir? Hala Çin'in iç işleri midir? İçiniz sızlamıyor mu? Hem Türk ve Müslüman olan bu insanları neden görmezden geliyorsunuz?
Devleti yöneten AKP, MHP, BBP gibi muhafazakar, mukaddesatçı ve mütedeyyin olduğu iddiasında olan partilerin, neden ve niçin sus-pus olduklarını, neden kınama ya da elçi çağırma cesaretini bile gösteremediklerini diğer ortakları VP'ni gücendirmemek için olduğunu merak ediyoruz?
Uluslar arası arenada 'dünya beşten büyüktür' diyenlerin, her defasında ümmet kardeşliği, ensar-muhacir kardeşliği, Filistin ve dünyanın her yerindeki mazlumların hamisi olduğunu iddia edenlerin, Turan ordusu kuruyoruz diyen, yapılan silah sistemlerine önasya Türkçesi isimler verenlerin ve hamasetin mahir aktörlüğünü yapan, bir çok konuda sahte hassasiyet gösterileri yapanların aslında, riya içinde oldukları bu kayıtsızlıkla ispat etmiş bulunmaktadırlar. İçerde vatandaşlarını açlık sınırı altına itenlerin, hallerini, ahvallerini dinlemeyenlerden, dışarıda Uygur sorunu çözümü beklemek hayal ama, bizimkisi kötü gönle teselli babında belki. Vebali üzerimizden atma ve ya tebliğ. Bunun bir karşılığı olduğu ve ya olacağını hatırlatmak bizim gibi her müminin vazifesidir.
Tüm bunlara ilave olarak kendi kardeşlerine yapılanları, vahşeti ve şiddeti kınamak, bizi ve dünyayı haberdar etmek için bir araya gelen Uygur Türkü kardeşlerimize bir polis müdürü marifeti ile yapılan haksız-hukuksuz, şuursuz söylem, eylem ve buna meydan veren, gerekli tedbir almayan, görüntüler ortaya çıktıktan sonra sadece üzüntü ifade eden İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu'yu da kınıyorum. Sizi tarih kayıt etmektedir, milli vicdan kaydetmektedir, günü gelene kadar sabretmektedir, şerh olsun” ifadelerini kullandı.