Merzifon İlçe Müftüsü Sebahattin Kesti yaptığı basın açıklamasında, Allah Resûlü (s.a.s) ve güzide ashabının Mekke’nin fethi için hazırlıklara başladığı günlerde olduğumuzu söyledi.
Mekke’nin Fethi'nde yaşananları bir kez daha hatırlamak ve hayata olumlu katkılar sunacak gerekli dersleri çıkartmak gerektiğini söyleyen Merzifon İlçe Müftüsü Sebahattin Kesti, “Hicretin sekizinci yılıydı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve sahabe-i kiram, hüzünle ayrılmak zorunda kaldıkları vatanlarına kavuşmak ve Kabe’yi putlardan arındırmak amacıyla Mekke’ye doğru sefere çıktılar. Fetih hazırlıklarının ardından İslam ordusu Mekke’ye girdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), büyük bir tevazu içinde Rabbine hamdederek Kabe’ye yöneldi; Beytullah’ı tavaf etti, iki rekat namaz kıldı. Sonra da Kabe’nin merdivenlerine çıkarak, “Hamd Mekke’nin fethine dair vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.” dedi. Mekke halkı ise Kabe’nin etrafında toplanmış, endişe ve korkuyla Allah Resûlü (s.a.s)’in kendileri için vereceği kararı beklemekteydi. Rahmet Elçisi (s.a.s), kendisini bekleyen kalabalığa doğru şefkat ve merhametle şöyle seslendi: “Tıpkı Hz. Yusuf gibi ben de sizlere, “Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.” diyorum. Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz” dedi.
Müftü Sebahattin Kesti yaptığı açıklamanın devamında; “Mekke’nin fethi; her zorluktan sonra bir kolaylığın, her sıkıntının ardından bir ferahlığın, her hüznün peşinden bir sevincin olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz İnşirah suresinde, “Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.” buyurmaktadır. Mekke’nin fethi; hakkın batıla, adaletin zulme, iyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğini haber vermektedir. Toprakları fethetmeden önce gönülleri fethetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Kaybederken Allah’ın yardımından ümidimizi kesmemeyi; kazanırken de adaleti, merhameti ve hakkaniyeti esas almamız gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Tarih bize göstermektedir ki zulüm asla payidar olamamıştır, olamayacaktır. Tarih boyunca zalimler hain emellerine asla ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır. Yüce Rabbimizin, “Kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Zulümle abad olmaya çalışanın sonu berbat olmuştur, berbat olacaktır. Zulme yardımcı olanlar, zalime kol kanat gerenler ise tıpkı zalimler gibi Allah’ın gazabından asla kurtulamayacaktır. Mazlumların ahı hiçbir zaman yerde kalmamıştır, kalmayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır: Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü onunla Allah arasında hiçbir perde yoktur.” Dünyanın neresinde olursa olsun; dinine, ırkına ve rengine bakmadan mazlumların yanında yer almaya devam edelim. Mekke’nin fethinde olduğu gibi Kur’an ve sünnetin rehberliğinde birbirimize kenetlenelim. Kardeşlik hukukunu ve ahlakını gözeterek geleceğe dair umutlarımızı diri tutalım. Aramıza fitne ve fesat tohumu ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım. Ecdadımıza, Endülüs’ten Balkanlar’a, Kırım’dan Kafkaslar’a, Asya’dan Afrika’ya kadar mazlumlara kol kanat germeyi nasip ettiği gibi torunları olarak bizlere de aynı yolu benimseyip mazlumların duasını almayı lütfeden Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdüsenalar olsun. Zalimlere karşı hak ve hakikat mücadelesi veren, iyiliğin yeryüzünde hâkim olması için gayret gösteren, bütün insanların onurlu, güvenli ve özgürce yaşamaları için çabalayan kardeşlerimizi muvaffak kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
Yayınlanma: 22 Aralık 2024 - 10:42
Kesti: Her Zorluktan Sonra Kolaylık Vardır
GÜNDEM
22 Aralık 2024 - 10:42
İlginizi Çekebilir