Merzifon Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş, yem fiyatlarında görülen yüksek artışın sonu gelmezse et ve süt fiyatlarının da kaçınılmaz olarak yükseleceğini ve vatandaşların ete ve süte hasret kalacağını dile getirdi.
Değişen ekonomik koşullar ve yüksek enflasyon, birçok üründe olduğu gibi yem fiyatlarında da sürekli artışa sebep oluyor. Yem fiyatlarındaki artış, besicilerin giderlerinde artışa sebep olduğu için etin fiyatının da yükselmesine sebep oluyor.
Başkan Aktaş, Yem fiyatların düşürmek için bir an önce bir çalışma yapılması gerektiğini dile getirdi. Öksüz, yem fiyatları düşmezse zamanla vatandaşın et ve süt almaya çekinir hâle geleceğini dile getirdi.
Merzifon Ziraat Odası Başkanı Erkan Aktaş yaptığı açıklamada, "Son dönemde yem fiyatları o kadar arttı ki, üreticilerimiz damızlıklarını kestirip elden çıkarmaya, genç dişi hayvanları (düve) ise damızlığa çekmek yerine besleyip kesime göndermeye başladı. Yem giderlerinden kısmak için hayvanını kesime gönderiyor üretici. Sahada damızlık hayvan kesimlerinin hala devam ettiğini artık kabul etmemiz gerekiyor. Damızlık hayvanların kesilmesi demek, yarın yeterli sayıda hayvanımız olmayacak demek. Az olan her şeyin fiyatı yükselir. Bu süreçte etin de sütün de fiyatının yükselmesi kaçınılmaz.
Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor ne de geleceğini planlayabiliyor. Yetkililerin ‘süt fiyatları artırıldığında yem fiyatları da artıyor, bu yüzden süt fiyatlarında artışa gitmeyeceğiz’ şeklinde söylemleri bulunuyor. Bu gerekçeyle nereye kadar süt fiyatları artırılmayacaktır? Krize giren süt işletmeleri nasıl ayağa kaldırılacaktır? Azalan üretim nasıl artırılacaktır?
Sektörde işlerin iyi gitmediğini sadece biz söylemiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de bizi destekliyor. TÜİK’e göre son beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre toplanan inek sütü miktarı yüzde 2,8, içme sütü üretimi yüzde 6,5, peynir üretimi ise yüzde 5,2 oranında azaldı.
Sanayiciler çiğ süt bulmakta, marketler ise süt ve süt ürünlerini satmakta sıkıntı yaşıyor. Hem üretim hem de talep ayağındaki daralma, sektördeki ciddi sorunu gözler önüne seriyor. Asıl sorun talep ayağındaki daralma ortadan kalkınca yaşanacaktır. İşte o zaman artan talebi karşılayacak yeterli ürün bulunamayacak, tüketiciler çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri tüketmek zorunda kalacaktır. Buna yönelik hazırlıklı olmak zorundayız.
Sütün üretimden pazarlamasına kadar ki tüm sürecin, doğrudan döviz kuruyla ilişkili olduğunu kabul etmemiz gerek. Dövizdeki yukarı yönlü en ufak bir hareketlenmede, zincirin her halkası ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşıyor.
Bu artışların üretime ve tüketime olası yıkıcı etkilerini azaltmaya yönelik her türlü tedbir hayata geçirilmelidir. Son dönemde yem fiyatları o kadar arttı ki, üreticilerimiz damızlıklarını kestirip elden çıkarmaya, genç dişi hayvanları (düve) ise damızlığa çekmek yerine besleyip kesime göndermeye başladı. Sahada damızlık hayvan kesimlerinin hala devam ettiğini artık kabul etmemiz gerekiyor.
Önceliğimiz damızlık hayvan kesimlerinin durdurulması, yem başta olmak üzere girdilerdeki fiyat artışlarına yönelik etkili tedbirlerin hayata geçirilmesi, üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanması, tüketiciye ise ulaşılabilir fiyattan gıda sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalıdır.
Hep söylediğimizi bir kez daha tekrar etmek istiyoruz. Üretimin devam etmesi için ya çiğ süt fiyatları artırılmalı ya da yem fiyatlarını düşürmeye ve kontrol etmeye yönelik tedbirler alınmalıdır. Gıda Komitesi’nin yem fiyatlarındaki artışların olası etkilerini önlemeye yönelik bir yol haritası belirlemiş olmasını da olumlu buluyoruz. Her ne kadar detayları sektör paydaşlarıyla paylaşılmamış da olsa bizce üreticilerin elindeki sağmal hayvan sayısı bellidir. Üreticinin ne kadar süt ürettiği de, hayvan başına tüketilen kesif yem miktarı da bellidir. Dolayısıyla bu veriler ışığında çapraz kontroller de yapılarak üreticiye yem desteği verilebilir ve olası suistimaller önlenebilir.
Gıda enflasyonu ile mücadelede üretim artışına daha fazla önem vermek gerekiyor. Süt fiyatlarını baskılayarak enflasyonu önlemeye çalışmak üretimin azalmasıyla birlikte daha da yüksek enflasyon olarak bize geri dönecektir." ifadelerine yer verdi.