reklam
reklam
40,8062 %0,51
47,8065 %0,57
4.397,53 % 0,30
121.118,05 %1.215
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM Türk’ün Tarihi Pur ū Pāk’tır, Lekelenemez!

Türk’ün Tarihi Pur ū Pāk’tır, Lekelenemez!

Türk Eğitim-Sen Merzifon İlçe Temsilcisi Selim Aydıner, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bir açıklama yaptı. Aziz Türk milletinin tarihinde soykırıma asla yer olmadığına dikkat çeken Aydıner, Türkiye’yi dünya kamuoyu önünde mahkûm ettirme gayretlerinin boş bir hevesten ibaret olduğunu söyledi. Türk Eğitim-Sen Merzifon İlçe Temsilcisi Selim Aydıner, “Ermeni cemaatinin yoğun lobi faaliyetleri neticesinde sözde soykırımı resmen tanıyan ülkelerin yanı sıra, ABD senatosu da 2019 yılında soykırımı tanıdığını açıklamıştı. Tüm bu çapsız girişimler, süslü yalanlar tarihi gerçeklerin üzerini örtemeyecek, Türk milletinin haklılığını savunmasına engel olamayacaktır” dedi.

Kirli elleri, nasır bağlamış yürekleriyle Türkleri yapmadığı bir suçla damgalayarak, yargılatmaya namzet edenlerin önce kendi yüz karası tarihleriyle yüzleşmeleri gerektiğini belirten Aydıner, “Sömürgeciliği sosyal ve siyasal politikası haline getiren, geçmişi katliamlarla dolu devletlerin, binlerce yıllık tarihinde soykırım ya da asimilasyonla adı asla yan yana anılmayan Türklere “soykırımcı” yaftası yapıştırmaya çalışması idraksizliktir, olaylara miyop bakıştır, hadsizliktir” diye konuştu.

Türklerin tarihinin pur ū pāk olduğunu, lekelenemeyeceğini kaydeden Aydıner, Türklerin ve Müslümanların yaşadığı katliamları da hatırlatarak, buna dünyanın sessiz kalmasına tepki gösterdi. Aydıner, “Biz topraklarımızda ne ABD’liler gibi Kızılderili katliamı yaptık, ne de Almanlar gibi Yahudi katliamı. Aborjinleri de katletmedik, Vietnamlıları da, Boşnakları da. Ne Afrika ülkelerini sömürgemiz yaptık ne atom bombası kullanıp Hiroşima ve Nagazaki’yi yok ettik, ne de Fransızlar gibi Cezayirlileri fırınlarda yaktık. Aksine dünyanın neresinde bir çığlık duysak, kim olduğuna dönüp bakmadan yardıma koştuk.

Çin’in Uygur Türklerine yönelik sistematik soykırımının karşısında durduk, Rumların baskı ve zulmüne uğrayan Kıbrıs Türklerinin yanlarında olduk, Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yaptığı insanlık dışı muamelelere, Karabağ işgaline, Hocalı ve Cilveoluk katliamına karşı tek yürek olduk, Yunanlıların Türklere uyguladığı Mora, Navarin ve Tripoliçe katliamlarını asla unutmadık, katil İsrail devletinin Filistin halkına yönelik terörist eylemlerini şiddetle kınadık, Suriye’de, Irak’ta insanlar katledilirken, yaşanan vahşete göz yummadık. Peki tüm bu Türk-Müslüman katliamlarının müsebbibi olanlar cezalandırıldı mı? Ya da bugün demokrasi havarisi kesilen, sözde insan hakları savunucusu devletler geçmişte yaptıkları katliamların, emperyalist faaliyetlerin bedelini ödedi mi?” dedi.

O günün koşullarında yapılan tehcir politikasının Osmanlı Devleti’nin kendi güvenliği için aldığı gerekli, yerinde ve meşru bir tedbir olduğuna, Ermeni örgütlerin, çetelerin, cemiyetlerin tedhiş ve bölücü faaliyetlerini engellemeyi, isyanlarını bastırmayı, ayrılıkçı hareketlerin körüklemesini önlemeyi amaçladığına dikkat çeken Selim Aydıner, bu tehcirin tüm Ermeni nüfusu kapsamadığını, stratejik öneme sahip alanlarla sınırlı olduğunu, tehcirin de güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için Osmanlı Devleti’nin gayret ortaya koyduğunu hatırlattı. Aydıner, “Şayet Osmanlı Devleti, soykırım uygulamış olsaydı imparatorluk çatısı altında ne başka milletlere, ne başka dinlere ne de başka mezhep ve kültürlere yaşama hakkı tanırdı. Milel-i Selase adı verilen Ermeni, Rum ve Yahudi azınlığı esas kabul eden Osmanlı Devleti, müslim-gayrimüslim ayrımı yapmadan tüm dinlere ve milletlere hoşgörü ile yaklaşmış, onların barış ve huzur içinde yaşamalarına zemin hazırlamış, hak ve hukuklarını öncelemiştir” dedi.

Türk Eğitim-Sen Merzifon İlçe Temsilcisi Selim Aydıner, sahte bilgi ve belgelerle, sübjektif ve bilimsel temellerden yoksun değerlendirmelerle tarihin dizayn edilemeyeceğine de dikkat çekerek, “Emperyalist devletlerin Türkler üzerindeki sapkınca hayallerine asla müsaade etmeyeceğiz.

Türk’ün üzerinde onulmaz yaralar açmayı hedefleyenler, iftira kusarak, şan ve şerefle dolu tarihimizi yerle yeksan etmeye çalışanlar bilsin ki; tarihimiz ve ecdadımızla gurur duyuyoruz. Adaletle yönetilen topraklarımızda hiçbir dönem kıyım, katliam ya da soykırım gerçekleşmemiş, asla ve kat’a masum ve mazlum kanı dökülmemiş, Türkler hiçbir mezalimin öncüsü, uygulayıcısı ya da savunucu olmamıştır” diye konuştu./Meryem Altunay

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *