Türkiye’de yayıncılık faaliyetlerini düzenleyen ve denetleyen RTÜK, Tele1 Televizyonu’na verilen 5 gün geçici yayın durdurma cezası sonrası yoğun tartışmaların odağına oturdu. Kararın ardından sosyal medyada ve ekranlarda RTÜK’e yönelik eleştiriler artarken, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin yazılı bir açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirdi.
Şahin açıklamasında, RTÜK’e yönelik yapılan eleştirilerin bir algı operasyonunun parçası olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Meşruiyetini ve gücünü yasalardan alan Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna yönelik yine bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız. Birileri ekranlarda ve klavye başında, bizi itham ettikleri en iyi işi yaparak, gerçekleri görmezden geliyor ve yargısız infaz yapmaya çalışıyor.”
RTÜK Başkanı, yayıncı kuruluşların hangi yasal ve etik çerçevede yayın yapacağının açık olduğunu hatırlatarak, Tele1 Televizyonu’na verilen cezaya ilişkin detayları da paylaştı.
Şahin, Tele1 Televizyonu’na verilen cezayı şu sözlerle açıkladı: “Tele1 Televizyonu’na da ısrarlı yapıcı uyarılarımıza rağmen 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer alan ‘Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.’ hükmünün ihlali dolayısıyla 5 gün geçici yayın durdurma müeyyidesi uygulanmıştır.”
Şahin, söz konusu cezanın basın özgürlüğü ya da ifade hürriyeti ile bağdaştırılamayacağını belirterek, yayıncılıkta sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
RTÜK Başkanı, sosyal medyada RTÜK’ü hedef alanlara yönelik eleştirilerinde, bazı yayınlarda dile getirilen sözlerin toplumu kin ve düşmanlığa sevk edebilecek nitelikte olduğunu vurguladı: “Sosyal medyada ve ekranlarda RTÜK’ü hedef alanlara sormak lazım: Sizler için ilgili cezaya konu olan; ‘15 Temmuz bir İslamcı darbe girişimiydi’, ‘Bu darbenin temel sorumlusu AKP iktidarıdır’, ‘Bu darbeyi bir fırsata çevirip krizi, olağanüstü hâl ilan edip Cumhuriyet’i imha etti’ sözleri basın ve düşünce hürriyeti midir? Darbe yapmaya kalkışan hain bir terör örgütüne arka çıkmak mıdır?”
Şahin, devletin ve milletin 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı verdiği mücadeleyi küçümseyen ve yok sayan bu tür yayınların asla kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Açıklamasında basın özgürlüğünün önemine de değinen Şahin, konunun asla ifade hürriyetini kısıtlamak olmadığını, yasaların açık hükümlerine uygun davranılmasının zorunlu olduğunu belirtti: “Konu basın özgürlüğü, ifade hürriyeti, gazetecilik, eleştiri hakkı değil. Konu, ‘Yeter ki bu iktidar gitsin, gerekirse darbe olsun’ mantığıdır. Memleket meselelerini dahi iktidarda hangi partinin olduğuna göre yorumlayanların, yasaları uygulayan Üst Kurulumuza yönelik yaptıkları saldırılar beyhudedir.”
RTÜK Üst Kurul Üyesi Hasan Davulcu da Başkan Şahin’in açıklamalarına destek vererek şu ifadeleri kullandı: “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Anayasa, kanun ve ilgili yönetmeliklerden aldığı güçle görevini yapmaya devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Şahin açıklamasının sonunda, RTÜK’ün her zaman olduğu gibi Anayasa ve ilgili mevzuattan aldığı güçle görevine devam edeceğini yineledi: “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Anayasa, kanun ve ilgili yönetmeliklerden aldığı güçle görevini yapmaya devam edecektir.”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in açıklamaları, basın özgürlüğü tartışmalarının gölgesinde RTÜK’ün toplumsal sorumluluk anlayışıyla görevini sürdürdüğünü ortaya koydu. Şahin’in kararlılığına RTÜK Üyesi Hasan Davulcu’nun da destek vermesi, kurumun birlik içinde çalışmalarını sürdüreceğinin göstergesi olarak değerlendirildi.