Merzifon Demokrasi platformu, Belediye iş Sendikasının katılımı ile1Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.
Yapılan basın açıklamasında; “Bugün 1 Mayıs. Bugün İşçi sınıfının uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü. 1886 yılında Amerika işçi sınıfının günlük 8 saat çalışma talebiyle başlattıkları mücadele ateşi ülkemiz ve dünya işçi sınıfının yolunu aydınlatıyor. 1886 yılında bu zamana kadar geçen 137 senede maalesef işçi sınıfı açısından değişen pek bir şey yok. 137 sene önceki kötü çalışma koşulları şartlarını giderek artırıyor. İlçemizde ve ülkenin dört yanında Organize Sanayi Bölgelerinde işçiler günde 10-12 saat ve hafta sonları çalışarak açlık sınırının altında bir asgari ücretle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Hatta bazı işyerlerinde 8500 TL olan asgari ücreti alamayan işçiler var. Patronlar işçilerin hesaplarına maaşlarını asgari ücret tutarında yatırıp bir kısmını işçiden elden geri almak suretiyle toplayarak işçileri açlığa mahkum ediyorlar.
İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK
Bugün işçi sınıfının, emekçilerin sesine, sözüne, gücüne hem dünyada hem de ülkemizde her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bugün dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların sesleri daha gür çıkmak zorunda. Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken, biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor. Evet, bu korkunç hikâyenin en kötü, en ağır süreçlerinden bir ülkemizde yaşanıyor. Bugün burada memleketin içinde bulunduğu hali uzun uzun anlatmaya, sorunların hepsini sıralamaya elbette ihtiyaç yok. Sadece başkanlık rejiminin sonrasında, pandemide, ekonomik krizde ve depremde karşı karşıya kaldığımız hakikat belli: İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız. Sadece başkanlık rejimi boyunca 4 yılda 5,5 milyon işsize 3,5 milyon yeni işsiz daha eklendi Ücretlilerin sayısı hızla artarken emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 38'der yüzde 25'e düştü; sermayenin payı yüzde 44'ten yüzde 57'ye yükseldi.
YAŞASIN İŞ EKMEK ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ
İşçiden alıp patronlara verdiler; fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar; rant için kentleri ve doğayı betona boğdular; asırlık yardım kurumlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler; doğal afetleri felakete çevirdiler: Sözün özü evet memleketi bir şirket gibi yönettiler! işimize, ekmeğimize, aşımıza, geleceğimize göz dikenler bununla da yetinmeyip doğamızı katletmekten geri durmadılar. Taşova'nın harika bir doğa ve tarım alanı olan Çambükü köyünün arazisinin tamamına Organize Sanayi Bölgesi yapmak için köylünün ve yöre halkının bütün itirazlarına rağmen ekili araziler iş makineleriyle talan edilerek, köylüler yerlerde sürüklenerek OSB yapılması için çalışma başlattılar. Ancak köylüler ve onlara destek olan çevre dostlarının direnişiyle bu amaçlarına ulaşamadılar. Çambükü halkı kazandı. Şimdi sıra bizde. Emeğimize, geleceğimize göz dikenleri kar ve rant hırslarıyla birlikte siyaset tarihinin çöplüğüne göndereceğiz. Memlekette hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler.
YAŞASIN 1 MAYIS YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ
Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hâkim hale getirdiler. Bizlerin işini ekmeğini, iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. KHK'lar ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa'yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar. Şirket gibi yönettikleri ülkede salgında, depremde, ekonomik krizde en ağır bedelleri biz ödedik ama onların geliri de serveti de katbekat büyüdü. Memleketi şirket gibi yönetenler, bu memleketin tüm değerlerini üreten milyonları yoksullaştırdılar, güvencesizleştirdiler, geleceksizleştirdiler.
İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ
Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiler. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak, hukuk, adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler. Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine... Haklarını savunan kamu emekçileri; etik ilkeleri savunan iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler; bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar; doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü. Bugün artık bir karar anındayız. İşçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, doğaya, kadınlara, gençlere, çocuklara, bugünümüze ve geleceğimize büyük zararlar veren; bu ülkeye, bu halka zararlı olan başkanlık rejimine son vermek için yan yana, omuz omuzayız. Büyük bir çoğunluğu ücret gelirleriyle yaşamını sürdüren nüfusuyla ülkemizin demokratik yeniden kuruluşunun ancak ve ancak işçi sınıfıyla, emekçilerle mümkün olduğunu 1 Mayıs meydanlarında haykıracağız. Yeni bir toplumsal düzen için yeni bir başlangıç yapacağız. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten biz işçilerin, emekçilerin yöneten olduğu bir düzen kurma irademizle meydanlarda birlik olacağız. Evet, 1 Mayıs "BİRLİK" tir. Evet, 1 Mayıs "DAYANIŞMA"dır. Evet, 1 Mayıs "MÜCADELE"dir. 1 Mayıs gelecektir, 2023 1 Mayıs'ı yeni bir başlangıçtır. Bu ülkenin gerçek sahipleri olarak geleceğimize sahip çıkacağız. Hürriyet en şanlı elbisesiyle meydanları dolduracak ve bizler haykıracağız” ifadelerine yer verildi. Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı’nın da katıldığı basın toplantısı halaylar ve sloganlar ile sona erdi. /Meryem Altunay