Tema Vakfı Merzifon İlçe Sorumlusu Kadir Acar, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Çölleşmenin temel nedenleri insan faaliyetleri ve iklim değişiklikleridir diyen Tema Vakfı Merzifon İlçe Sorumlusu Kadir Acar; “Çölleşme mevcut çöllerin doğal yayılması değildir: Kurak, yarı kurak ve kurak, az nemli bölgelerde, insanların gerçekleştirdiği faaliyetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak verimliliğinin yavaş yavaş kaybolması ve yeşil örtünün azalmasıdır. 250 milyonu aşkın kişi çölleşmeden doğrudan etkilenirken, dünya yüzeyinin üçte biri veya bir başka deyişle 4 milyar hektarı aşkın arazi çölleşme tehdidi altındadır. Ayrıca, ihtiyaçlarının çoğu için toprağa bağımlı olan 1,2 milyarı aşkın insanın hayatı ve 110 ülkedeki dünyanın en yoksulları da aynı kaderi paylaşmaktadır.
Ancak çölleşmenin etkileri yalnızca doğrudan etkilenenler tarafından hissedilmemektedir. Çölleşme, kurak bölgelerde yaşayan insanların yoksulluğunu daha da şiddetlenirken, aynı zamanda sağlıklarının bozulmasına ve farklı geçim kaynaklarına yöneldikleri için gıda güvenliğinden yoksun duruma düşmelerine neden olmaktadır. Bu da beraberinde çatışmaları, şehirlere ve yurtdışına toplu göçleri getirmektedir.
Çölleşmenin temel nedenleri insan faaliyetleri ve iklim değişiklikleridir. Geçmişte, kurak araziler büyük kuraklıklar ve kurak dönemler sonrasında kolaylıkla kendini yenileyebilirken, günümüzün modern koşullarında sürdürülebilir bir şekilde yönetilmedikleri taktirde biyolojik ve ekonomik verimlerini hızla kaybetmektedir. Üst toprak, doğru ve verimli kullanılmadığı takdirde birkaç mevsimde yok olmakta, oysa yeniden oluşması yüzyıllar sürmektedir. Bugün kurak araziler, aşırı işleme, aşırı otlatma, ormansızlaşma ve yanlış sulama uygulamaları nedeniyle tahrip olmaktadır. Bu istismarın temel nedenleri ekonomik ve sosyal baskı, cehalet, savaş ve kuraklıktır. Her türlü etkili strateji yoksulluk sorununun çözümüne hizmet eder. Çölleşmeyle mücadele ancak sosyal yapıları ve toprak sahipliğini, eğitimi ve iletişimi kapsayan entegre bir yaklaşımla mümkündür” şeklinde konuştu.