reklam
reklam
38,5032 %0.04
43,9694 %0.04
4.093,00 % -0,30
94.884,06 %0.457
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM AHİLİK BİR AHLAK, İNANÇ VE DÜŞÜNCE SİSTEMİDİR

AHİLİK BİR AHLAK, İNANÇ VE DÜŞÜNCE SİSTEMİDİR

Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Kemal Öztürk, Yavuz Selim Meydanında kutlanan Ahilik Haftası programına katıldı. Ahiliğin öneminden ve kavramından bahseden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öztürk, “Ahilik anlayışının günümüz Kapitalizmiyle bütünleşme sürecine geçmeden önce Ahiliğin bir ahlak, inanç ve düşünce sistemi olduğunu vurgulamak isterim: Ahiliğin kurucusu olarak bilinen, asıl adı Şeyh incelikle Nasirud-Din (1172-1261) olan Ahi Evran, tam bir ahlâk abidesi ve iyi bir deri ustasıdır. Kendisi gibi, topluma örnek insanların yetişmesi ve bunların helal kazanç kapısına sahip olabilmeleri için Ahilik ocağının temellerini atmıştır. Onun yaşadığı dönemde Anadolu hem bir kargaşalık içerisindedir hem de Müslüman olmayanlarla bir arada yaşanmaktadır. Ahi Evran'la birlikte, Hünkar Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve O'nun şeyhi Tabduk Emre, Baba İlyas gibi Anadolu'da mevcut olan Türkmencilik ülküsünü sürdüren fikir adamları da, bir taraftan bu kargaşalığı "Sevgi" tohumları ekerek durdurmaya, topluma barışı ve huzuru getirmeye çalışmışlar, diğer taraftan da dürüstlükleri ve hoşgörüleri ile çevresindekilere örnek olmuşlardır. Öyle ki sadece Müslüman Türkmenler değil, gayrimüslimler de kendilerini karanlıktan kurtaracak bu Ahlak abidelerine sarılmışlardır.

Aynı zamanda, Milli birlik ve beraberliği sağlamanın esasları da yine Ahilik kültüründe mevcuttur. Ahiler, insana saygının doruk noktasında olduğu bir anlayışla, ayrılıklara sebebiyet verecek temel yanlışlara da dikkat çekmişler, insanları bunlara karşı uyarma görevini de üstlenmişlerdir. Nitekim Hacı Bektaş Veli şöyle buyurmaktadır: "Vay sana ki içinde; kibir ve haset, cimrilik, düşmanlık, tamah, öfke ve gıybet ile bunlar gibi daha nice şeytan fiili varsa, suyla yıkanıp nasıl arınacaksın?" (Hacı Bektaş Veli, 1996: 5). İşte bu anlayış ile o dönemde ayrılık tohumları henüz ekilmeden yok edilmeye çalışılmıştır.

Bu çerçevede şekillenen Ahilik Teşkilatı, 13. ve 20. yüzyıllar arasında, Anadolu bölgesinde bir araya gelmiş olan sosyo-ekonomik birlikleri ifade etmektedir. Kuruluşu, Selçuklu imparatorluğu dönemine kadar uzanan bu birlikler, toplumsal ihtiyaçların karşılanması yönünde farklı alanda büyük hizmetler vermiştir. Ahilik, sanat, ticaret ve mesleğin.. olgun kişilik, ahlak ve doğruluğun.. dürüst ve güvenilir kişiliğin iç içe girmiş halidir’dedi.

SMİTH, BİR FELSEFE BİLİMCİ OLUP ASLINDA BİR AHLAK HOCASIDIR

Ahilik yüce ve öncü değerlerden olduğunu da ifade eden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öztürk konuşmasının devamında;”Bu yıl 35. kez vurguladığımız bu yüce değerler ve öncüleri artık herkesin kabul ettiği değerlerdir. Bundan sonra yapılması gereken, harekete geçip Ahilik sisteminin günümüz kapitalizmi içinde nasıl yer bulacağının somut olarak ortaya konması olmalıdır. Çünkü Ahilik, kapitalizmin ve batı medeniyetinin oluşumunda büyük pay sahibi olan burjuva zihniyetine alternatif bir model olarak karşımıza çıkmaktadır. İçinde, ünlü düşünür S.Ülgener'in deyimiyle, "diğerkâm" bir zihniyet barındıran bu teşkilat, iç dinamikleri gereği büyük servetlere sahip olmayı engelleyerek, bir burjuva sınıfının oluşumunu ortadan kaldırmaktadır. Öyle ise Ahlakı ön planda tutan zihniyet ile kar maksimizasyonuna dayanan ve günümüzde hemen hepimizin iliklerine kadar işlemiş olan kapitalist yaşam tarzı nasıl bağdaştırılacaktır?

İşte bu noktada esas mesele ahlaki mi yoksa iktisadi mi öncelemeliyiz? sorusunun sorulup sorulamayacağıdır. Ancak böyle bir öncelik arama anlayışı nedeniyle, ahlâk ve iktisat birbirinden ayrı düşünüldüğü için sorunlar ortaya çıkmaktadır. Çünkü temelinde ahlak ve inanç yatan Türkmen esnaflık anlayışına rağmen, bir takım günümüz insani, iktisadi ahlaksızlığına, A.Smith'in kapitalizmini kilif yapmaktadır. Halbuki modern iktisadi analizin ve bilimsel kapitalizmin kurucusu olarak bilinen Adam Smith, bir felsefe bilimci olup aslında bir ahlak hocasıdır. Herkes onu "Ulusların Zenginliği" kitabıyla tanisa da ilk eseri "Ahlaki Duygular Kuramı"dır. Dolayısıyla A.Smith, bilinenin aksine, serbest piyasada insanın rasyonelliğinden önce, vicdanı ve sağduyusuna güvenmektedir. Öyle ise, biran önce iktisadi ahlaksızların sığındıkları bu yanlış anlayışın giderilmesi, günümüzde, toplumsal barış ve refahın sağlanabilmesi adına, Ahilik felsefesi göz önünde bulundurularak, ahlaki ilkelere bağlı, erdemli bir toplumsal yapı inşa edilmesi ve toplumun değer yargılarının dönüştürülmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bugünün küresel kapitalizminde, Ahilik zihniyetinin kendine bir beden bulması, ancak bu iktisadi ahlaksızlığı, ekonomik sisteme yüklemeyi bırakıp, insan olarak bu yükün taşıyıcısı olan bireyin, kendisini sorumlu hissetmeye başlamasıyla mümkündür.

Bu yüce değerlerin anlatıldığı etkinliklere, daha erdemli, iktisadi ahlakı ön planda tutan bir toplumsal yapı inşa edilene kadar, ısrarla ve inatla, devam edilmesini diliyor, saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *