Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Selçuk Sezikli, Dünya AIDS Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yaptı.
Hastalığın tarihi hakkında açıklamalarda bulunan Sezikli, “AIDS ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde tanımlanmıştır. Sonrasında tüm dünyada yaygın olarak görülmeye başlamıştır. 1 Aralık Dünya AIDS günü HIV (AIDS Virüsü)'nün yayılımını durdurmak ve salgından etkilenenlere destek olmak üzere ortak bir toplumsal hareket oluşturulması amacıyla seçilmiş bir gündür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Aralık 2020 verilerine göre şimdiye kadar 79 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğunu ve hastalığın tanımlandığı 1981 yılından beri yaklaşık 36 milyon kişinin hayatını bu hastalıktan kaybettiğini bildirmektedir. Ülkemizde ilk defa 1985 yılında üç HIV/AIDS hastası bildirilmiş, daha sonra her yıl vaka sayılarında giderek artma gözlenmiştir. Sağlık Bakanlığı, Aralık 2020 verilerine göre ülkemizde 28.421 HIV veya AIDS hastası vardır” dedi.
Sezikli, gazetemize yaptığı açıklamada, AIDS virüsü HIV nedir, bulaşma yolları, tanı, tedavi yöntemleri, tedavinin takibi ve korunma yolları hakkında şu bilgileri aktardı,
HIV NEDİR?
HIV (Human Immmunodeficiency Virus), Türkçe'de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü olarak adlandırılan bir hastalık etkenidir. Virüs insan bağışıklık hücrelerine nüfuz ederek bağışıklık sistemini zayıflatır ve fırsatçı enfeksiyonların görülmesine neden olur.
HIV POZİTİF NE DEMEKTİR?
HIV + (pozitif) olmak, kişinin vücudunda İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü'nün bulunması demektir. HIV'in bağışıklık sisteminin zayıflaması ve fırsatçı enfeksiyonlara açık hale gelmesiyle karakterize bir kronik enfeksiyondur. Kişi hiç bir hastalık belirtisi olmaksızın uzun yıllar yaşamına devam edebilir.
AIDS NE DEMEKTİR?
AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe'de "Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" olarak adlandırılan bir hastalıklar tablosudur. Bağışıklık hücrelerinin yüksek düzeyde tahribatı sonucu fırsatçı enfeksiyonların ilerleyerek ciddi hastalık tabloları oluşturması durumudur. Yetersiz bağışıklık sistemi durumlarında ortaya çıkan bakteriyel, viral, mantarlara bağlı ya da protozoal enfeksiyonlara fırsatçı enfeksiyonlar adı verilmektedir. Erken tanı ve gelişen tedavi koşulları ile HIV pozitif kişiler AIDS dönemine geçmeden uzun yıllar yaşayabilmektedir.
BULAŞMA YOLLARI NELERDİR?
İnsan immün yetmezlik virüsü, HIV,
HIV pozitif kişi ile korunmasız (kondom kullanılmadan) yapılan her türlü (oral, vajinal, anal) cinsel ilişki ile,
Ortak kullanılan ve HIV enfekte enjektör veya steril edilmemiş cerrahi malzemelerle
Enfekte kan ve kan ürünleriyle (Ülkemizde 1987 yılından itibaren, her kan ve kan ürününe gerekli testler yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir.),
HIV pozitif anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum sonrasında emzirme ile bulaşabilmektedir.
Riskli Gruplar Kimlerden Oluşur?
BULAŞ YOLLARI DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE:
HIV pozitif kişinin partneri olanlar, Korumasız cinsel ilişkiye girenler,Riskli temas öyküsü bulunan kişiler,Damar içi madde bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar,HIV pozitif gebelerin bebekleri risk altındaki grupları oluşturmaktadır.
HIV'İN BULAŞMADIĞI DURUMLAR NELERDİR?
Dokunmak, tokalaşmak ve sarılmakla, gözyaşı, ter ve tükürükle, aynı yerde oturmak ve aynı havayı solumakla, aynı havuzu, tuvaleti saunayı ve duşu paylaşmakla, giysilerin ortak kullanılması ile tabak, çatal, kaşık bıçak ve bardak paylaşmakla, telefon kulaklığı ve kapı tokmağı ile sivrisinek, böcek sokması ve hayvan ısırması ile HIV bulaşmamaktadır.
HIV/AIDS ENFEKSİYONUNUN TANI YÖNTEMLERİ NELERDİR?
HIV/AIDS enfeksiyonun tanısı hastalığa özgü laboratuvar testleri ile konulmaktadır.
HIV ENFEKSİYONUNUN SEYRİ NASILDIR?
Enfeksiyon belli evrelerle seyretmektedir. Virüs vücuda alındıktan 1-6 hafta içerisindeki ilk çoğalma döneminde HIV enfeksiyonuna özgü olmayan ve değişken belirtiler gösteren akut enfeksiyona neden olmaktadır.
6-12 hafta içerisinde HIV'e karşı antikorlar gelişmektedir. Antikorlar hastalığın teşhisi açısından önem taşımaktadır. Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur ve hasta bulaştırıcıdır.
Kişide hiçbir belirti ve bulgunun olmadığı 6-13 yıl (ortalama 8-10 yıl) süren Asemptomatik dönemde bulgu yoktur ancak kişi bulaştırıcıdır.
Hastaların ilk kez doktora başvurmalarına neden olan belirtiler Erken Semptomatik Dönemde ortaya çıkar. Bu dönemde HIV enfeksiyonuna özgü testler yapılarak tedaviye başlanmaktadır.
HIV enfeksiyonun son basamağı AIDS dönemidir. Bu dönemde bağışıklık eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, fırsatçı enfeksiyonlar veya bazı özel tür kanserler ortaya çıkabilir. Özellikle bu dönemde fırsatçı enfeksiyonların tanısı, tedavisi ve önleyici tedavi önemlidir.
İleri evreye gelmiş hastalarda, tedaviye rağmen ortalama 2 yıl içerisinde yeni bir AIDS göstergesi hastalığın ortaya çıkışı engellenememektedir.
HIV'İN TEDAVİSİ NASILDIR?
HIV enfeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz yoktur ancak virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar vardır. Bu ilaçlar, hastalığın kesin tedavisini sağlamamakla birlikte virüsün vücutta çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık sisteminin zayıflamasını önlemekte ve AIDS tablosunun ortaya çıkışını engellemektedir.
DÜZENLİ TAKİP VE TEDAVİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Tedaviye erken dönemde başlanması, düzenli takip ve tedavi ile bulaşın engellenmesi, kişinin yaşam süresinin uzaması, yaşam kalitesinin artması, HIV ile ilişkili hastalık ve ölümlerin azaltılması sağlanabilmektedir. Ayrıca doğumdan önce anneye ve doğum sonrası bebeğe uygulanan koruyucu tedavi ile anneden bebeğe HIV bulaş büyük ölçüde önlenebilmektedir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: