“Hayat çok çabuk geçiyor ve hayat gerçekten kısa” sözüne katılır mısınız?
Allah her canlı için önceden takdir ettiği bir hayat süresi ve bu sürenin sonu olan ölüm belirlemiştir. Buna ömür diyoruz. Bu serüveni Allah ayette şöyle anlatır: “Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir "alaka"dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir "mudga"dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.” (Hac: 5)
Bu ömür denilen hayat serüvenini Allah imtihan için yaratmıştır: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk: 2)
Ancak kimisi için uzun, kimisi için kısa olan ömür her insan tarafından kısa bulunur. Özellikle inkârcılar için hayat çok kısa hissedilir.
“Allah, “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” diye sorar. “Bir gün veya günün bir bölümü kadar kaldık; işte, saymakla görevli olanlara sor” derler. Allah buyurur: “Pek kısa bir süre kaldınız; keşke bunu (dünyada iken) bilmiş olsaydınız!” Sizi sırf boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Gerçek egemenliğin sahibi olan Allah yüceler yücesidir. O’ndan başka tanrı yoktur. O, şerefli arşın sahibidir.” (Müminun: 112- 116)
“Allah onları mahşerde topladığı vakit, sanki (dünyada) sadece günün bir saatinde, aralarında tanışacak kadar kısa bir süre kaldıklarını sanacaklardır. (İşte o vakit) Allah’ın huzuruna çıkarılacakları uyarısını asılsız sayanlar ve doğru yolda yaşamamış olanlar hüsrana uğramış olacaklar.” (Yunus: 45)
“O gün sura üfürülür ve günahkârları o gün gözleri göğermiş olarak toplarız. “On günden fazla kalmadınız” diyerek aralarında fısıldaşırlar. İçlerinden en aklı başında olanı, “Hayır, ancak bir gün kaldınız” der. Hâlbuki söyledikleri şeyi en iyi biz biliriz.” (Ta Ha: 102- 104)
“Günaha saplanmış olanlar kıyamet koptuğu gün (dünyada) sadece çok kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar haktan (oradayken de) böyle saptırılıyorlardı.” (Rum: 55)
“Azim ve kararlılık sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret. Onlar için de acele etme. Başlarına geleceği vaktiyle söylenen şeyleri gördüklerinde sanki gündüzün kısa bir süresini yaşamış gibi olacaklar. Tebliğ konusu işte budur; hiç günaha sapanlardan başkası helâk edilir mi?” (Ahkaf: 35)
“Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti veya onun kuşluğu kadar kaldıklarını sanırlar.” (Naziat: 46)
Ama Allah insana ömür denen yeterli bir süreyi verdiğini, insanın ise bunu iyi değerlendiremediğini belirtir: “Ve onlar orada, “Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmış olduklarımızdan tamamen başka, iyi işler yapalım” diye feryat ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da gelmişti. Şimdi tadın bakalım! Zalimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur!” (Fatır: 37)
Biz asıl hayatın Ahiret hayatı olduğunu aklımızdan çıkarmadan yaşayacağız: “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebut: 64)
Allah değerlendirmemiz için emanet olarak verilen hayatımızı iyi değerlendirmeyi hepimize nasip etsin.
En emin olan Rabbime emanet olunuz.
و لن يأخر الله نفساً إذا جآء اجلها و الله خبير بما تعملون صدق الله العظيم MâşâAllah Kıymetli Hocam Allah Razı Olsun و آخر دعواهم أن الحمدلله رب العالمين