Sessiz ve ağır adımlarla yürüdüm, ıssız gecenin karanlığında. Durdum ve kendimi dinledim. Gecenin karanlığında kaybolmuş beni düşündüm. Oysa aklımdan çıkardığım bir şey vardı; ben gecenin karanlığında değil, gündüzün o pencereden içeri doğru Işıl ışıl parlayan aydınlığında çoktan kaybolmuştum ve yine vakit kaybetmeden kendimi aramak varken zamanı yitirdim ve geceyi bekledim. Bir ışık aradım ama bulamadım. Işığın kendisiydim çünkü, ama sönmüş bir ışık... Sönmüş bir ışık olduğum için karanlıkta seçilemezdim de. Bu yüzden kaybolup gittiğim doğruydu.