Cumhuriyet Halk Partisi Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, Amasya ve ilçelerinde gerçekleştirilen Çalıştay ve İstişare Toplantıları ile ilgili mecliste basın açıklaması yaptı.
CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı basın açıklamasında, “AKP Milletvekillerinin Amasya ve ilçelerinde 27 Nisandan başlayarak 6 Mayısa kadar süren “Çalıştay ve İstişare Toplantısı’’ olarak adlandırdığı ve yalnızca siyasi figürlerin değil aynı zamanda en üst düzey devlet memurlarının katıldığı toplantıları üzülerek takip etmekteyiz. Bu toplantılardan ilki Amasya Merkez’de 27 Nisan tarihinde AKP’li Milletvekilleri, AKP İl Başkanı, AKP İl Genel Meclis Üyeleri kıymetli muhtarlarımız, Amasya Valisi Sayın Yılmaz Doruk ve Amasya Kamu Kurum Müdürlerinin de katılımıyla gerçekleşmiştir. Toplantıya Valimizin de iştirak ettiğini öğrendikten sonra Amasya Valiliği’ni arayarak toplantının kim tarafından düzenlediğini ve Valilik tarafından düzenleniyorsa neden bizim davet edilmediğimizi sorduk. Toplantıları AKP’nin düzenlemiş olduğunu ancak muhtarlarımız hazır bir aradayken Valimizin de katılmak istediğini ve ileriki tarihlerde ilçelerde düzenlenecek toplantılara valimizin katılmayacağını yalnızca Amasya Merkez’e özgü bir durum olduğu bilgisi bizlere verildi. Ancak sonrasında 4 Mayısta Taşova, 5 Mayısta Suluova, 6 Mayısta Gümüşhacıköy’de yapılan toplantılara Valimiz ve Kamu Kurum Müdürlerinin eksiksiz bir şekilde katıldığını gördük. Bunun haricinde 28 Nisanda Göynücek ve 29 Nisanda Merzifon’da olan toplantılara Valimiz katılmasa bile devlet memuru olan Kurum Müdürlerimizin katılmış olduğu bütün kamuoyunun malumudur” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Reşat Karagöz, “Bu durum üzerine hem AKP Milletvekillerine hem de halkımızın vicdanına birkaç soru yöneltmek istiyorum:
1-Bir masa etrafına Vali, Kamu Kurum Müdürleri, AKP Milletvekilleri, Cumhur İttifakı Belediye Başkanları, AKP İl Başkanı, İlçe Başkanı, İl Genel Meclis Üyeleri, Kadın Kolları Başkanı’nın toplanması ve bir parti devleti görüntüsü verilmesi Türk devlet geleneğiyle ne kadar bağdaşmaktadır?
2-Köy ve mahalle muhtarlarımızın sorunlarının koordine bir şekilde çözülmesi için düzenlendiği iddia edilen toplantılara Amasya Merkez, Merzifon, Gümüşhacıköy ve Taşova’nın Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları ve İl Genel Meclis Üyeleri neden davet edilmemiştir?
3-Siyasetten bağımsız olarak yalnızca hizmet odaklı olduğu iddia edilen bu toplantılara hiçbir Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı çağrılmıyorken Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkanları, AKP İl Başkanı, İlçe Başkanı ve Kadın Kolları Başkanı’nın ‘’siyasi olmayan’’ bu toplantılarda bulunma amacı nedir?
4-Amasya nüfusunun %82’sini yöneten Belediye Başkanlarının olmadığı bir toplantıda sorunların çözülmesi hususunda koordinasyondan bahsedebilir miyiz? Örneğin bir mahalle muhtarının alt yapı ile ilgili belirttiği sorunu Belediye Başkanı’nın bilgisi olmadan AKP nasıl çözmeyi düşünmektedir?
Bu durum bile yapılan toplantıların ne kadar samimiyetsiz olduğunu ve yalnızca 31 Mart Yerel Seçimlerinde yaşanan hezimetin üstünü örterek muhtarların gözünü boyamak için yapıldığını göstermektedir. Bu seçim başarısızlığını maskelemek için halkımızın vergileriyle maaş alan devlet memurları bu siyasi oyuna alet edilmiştir. Toplumumuz AKP tarafından bu denli kutuplaştırılmışken, sözde halka hizmet götürmek için düzenlenen toplantılarda bile bu belediye başkanı bizden bu belediye başkanı sizden gibi küçük hesaplar peşinde koşularak bu vatana hizmet edilmez. 31 Mart Yerel Seçimlerinde aziz milletimizin AKP’ye vermiş olduğu mesaj bir türlü kabullenilmemiştir. Halkımız artık AKP’nin bu partizanca tavırlarından ve kendini devletin sahibi sanmasından bıkmıştır. Bu devletin tek bir sahibi vardır o da milletin ta kendisidir. AKP hükümeti bu devletin sahibi değildir. AKP yalnızca 5 seneliğine iktidar görevini üstlenmiş bir siyasi partidir” ifadelerine yer verdi.
“İktidar beraberinde büyük bir sorumluluk gerektirir” diyen Milletvekili Reşat Karagöz’ün açıklamasının devamında, “Ancak AKP iktidarı bu sorumluluğun gereğine yakışmayacak işler yaparak devlet memurlarını siyasetin içine çekmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bizlere miras kalan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında devlet yönetme adabına sığmayacak bu tutumu tamamıyla reddediyoruz. Cumhuriyet tarihimizde devlet ve hükümet kavramlarının birbirine bu kadar karıştırıldığı ve parti devleti uygulamalarının alenen bu kadar insanların gözüne sokulduğu bir dönem yaşanmamıştır. “Mademki iktidar biziz, devlet de biziz. Tüm kurumlar da, tüm bürokrasi de, bizim elimizde istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir oyuncaktır’’ anlayışı AKP’nin 22 yılının özeti olmuştur. Valisinden, kıdemsiz memuruna kadar herkesi birer "parti eri" gibi gören bu zihniyet, 100 yıllık Cumhuriyetimize verilebilecek en kabul edilemez zarardır. Monarşilerden, saltanattan farklı olarak, çok partili demokratik rejimlerin en önemli özelliği, "kim gelirse gelsin kim giderse gitsin, devletin kurumsal olarak baki ve saygın kalması, zedelenmemesi, yara almaması" ilkesi değil midir? AKP’nin "partiyi devletleştirme, devleti partileştirme" ülküsü demokrasimize ve kurumsal devlet yapısına telafi edilmesi mümkün olmayan zararlar vermektedir. Siyasi ahlak ve etik anlayışından uzak olan tutumu normalmiş gibi görmeye çalışmak AKP döneminin enkazını bir kat daha ağırlaştırmaktadır.
100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti asla parti devleti olmayacaktır ve hiçbir zaman demokrasiden, kurumsal devlet yapısında taviz vermeyecektir” ifadeleri yer aldı.

KAYNAK: Nedime Soku
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *