Merzifon Şehit Ahmet Özsoy Kız İmam Hatip Lisesi müzik öğretmeninin kıyafetiyle ilgili açıklamalara Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt’ta katıldı.
İstiklal Marşımızı okutan müzik öğretmeninin kılık kıyafetiyle ilgili eleştiri ve destekleyici haberleri takip ettiğini söyleyen Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, aynı okulun darp olayı ile de gündeme geldiğini söyleyerek, “Adı geçen okulun daha öncede bir darp olayı ile gündeme geldiği, okul müdürü ve yardımcılarının birinin eşi olduğu, diğer yardımcısının bu idareciler ile husumetli olduğu suç duyurusu yapıldığı anlaşıldı” dedi.
Okulun müdürünün eşinin de müdür yardımcısı olduğu ince detayın gözden kaçırıldığını söyleyen Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, “Her ne hikmet ise bu mevzu yine kılık-kıyafet, yönetmelik - yönetmelik, çarşaf, türban vs konulara boğdurulup ve payımıza düşen yine hayal-i sükut.
Hal bu ki; müdür bir hanım, yardımcısı eşi bir beyefendi. Bu ince detay her iki bakış açısından (eleştiren-destekleyen) kaçtı yada kaçırıldı maalesef.. Bu nasıl olur? Aile şirketleri bile bu şekilde yönetilmiyor. Bu nasıl bir iltimas, imtiyaz, bu nasıl bir torpil, nepotizm, bu nasıl bir devlet olma ciddiyetinden uzaklıktır, nasıl bir talim terbiyedir anlamak, anlamlandırmak mümkün değil? Birde darp, kavga ve dövüş. Hem de İHL 'de. Pes! ve ne kadar abes?” dedi.
Gelecek Partisi İlçe Başkanı Kurt, açıklamasının devamında; “Bu tür müdür atamalarına müdahillik, kayırmacılık, kendi eş-dost ve akrabalarını ve yandaşlarını bir yerlere getirme kronik bir hal aldı. Liyakatsiz, ehliyetsiz, adaletsiz ve ahlaksız ama sadık atamalar veya yeni kadrolar açma seçmenini konsolite etme çabalarıdır ve beyhude kalacaktır.
Bu süreç AKP hükümetinin damat vakıası ile başlayıp, ülkenin tüm sathına bir kangren gibi yayılan, ön alınamaz hal alan ve idareci ve temsilcilerin hakları olduğunu dillendirmekten bile ar etmediği bir durum oluşturdu maalesef. Bir AKP belediye başkanı çıktı, ''idarenin yetkisi var, oğlum ya da kızımla çalışma isteğime torpil diyemezsiniz, alabilirim'' deme cüretini gösterdi ve bir babayiğit çıkıp ''sen ne diyorsun, peki ya ahlak'' demedi, diyemedi de. Devlet o kadar büyük bir acziyet içine sürüklendi ki; mahkemeler ve savcılar dahi müdahil olmaya korkar oldu. Devlet hukuku, idare geleneği ve kamu ananeleri devran hukukuna kurban edildi. Kanunsuzluk, hukuksuzluk ve haksızlık meşrulaştırılarak hak haline getirilmesine sessiz ve tepkisiz kalındı. Devlet idare düzeni yetersiz siyasi yetkililere uyumlu mesai arkadaşı adı altında bağlanıverdi de haberimiz bile olmadı, ruhumuz bile duymadı. Devlet memurları, hükümet memurları haline getirildi. Dolayısı ile devletin tüm imkan ve kabiliyetleri siyasilerin at koşturduğu meydan haline getirildi. Kendi soy ismini taşıyan insanlara mevki makam vermede bir beis kalmadı. Utanma, ar etme ve haya rafa kaldırıldı. Bu devlete yazık edilirken tepki ve tenkit olmaması ayrıca düşünülmesi gereken bir konu.. Manzara bu merkezde iken hala kılık-kıyafet vs üzerinden paslaşmalar ve buna tamah etmeler artık sonlandırılmalı, olayların arka yüzünü görmeye gayret etmeliyiz. Biz görüyor, kaydediyoruz, şerh olsun” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: