Merzifon Vakfı tarafından düzenlenen Akademik Konferansa katılmak üzere ilçeye gelen Prof. Dr. Ahmet Kavas ‘Merzifon Muharebesi’ni anlattı.
Akif Gülle Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Kavas, 12’nci yüzyılın başında Avrupa’da kabaran Haçlı ruhunu daha da şımartan gelişmelerin yaşandığını belirterek, “Anadolu üzerine birbiri ardına başlayan seferlerin en önemlilerinden birisi 5 Ağustos 1101 günü Merzifon Ovasında Haçlılarla yapılan muharebedir” dedi.
Merzifon Ovasında yapılan muharebenin düşman ordularına vurulan unutulması imkansız bir darbe olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet Kavas, “Anadolu Selçuklu Sultanı Birinci Kılıç Arslan ile o dönemde Danişmendli idaresinde olan Amasya ve Merzifon çevresinde Melik Gazi Gümüştekin’in orduları üzerine gelen düşmanlarına vurdukları unutulması imkansız bir darbedir. Bu sefere Haçlılar adında Lombard, Fransız ve Almanlardan katılan 20 bin kişilik birliğin beşte dördünün etkisiz hale getirilmesi Anadolu’da Türkler’in varlık mücadelesini kalıcı hale getiren önemli gelişmelerden birisidir. Birinci Haçlı Seferi’nin üçüncü safhasındaki birinci grubun hezimetinin bilhassa çoğu Avrupa tarihçileri tarafından hiç yaşanmamış kabul edilir” diye konuştu.
Haçlıların Merzifon Ovası’ndaki savaş alanını terk edişlerini anlatan Prof. Kavas, “5 Ağustos 1101 günü Merzifon ile Amasya arasında çıkan ve tam gün süren çatışmada Fransız Haçlıları tüm gerekli hazırlıklarına rağmen dayanamadılar. Zaten Lombardlar kısa zamanda çözüldüler ve başlarındaki komutanları Alpert de Biandrate dahil cepheyi terk edip çadırlarına çekildiler. Konrad ve Kont Raymond epeyce direndilerse de Turkopol ile bazı Bizanslılar ile savaş alanını terk ettiler. Fransız baronlar da gecenin çökmesiyle Bafra ve Sinop’a kaçtılar. Savaş meydanında kalan silahlar ganimet olarak alınırken batılıların iddialarına göre silahlı, silahsız ne kadar insan varsa kadın erkek demeden ya esir edildiler ya da katledildiler. Haçlı birliğinin beşte dördü bu savaşta kırıldı. Canını kurtarabilenler kaçarak özellikle Karadeniz sahillerine ulaştılar. Franklardan kurtulanlar 1101 yılı Eylül ayında İstanbul’a ulaştılar” şeklinde konuştu.
Merzifon Muharebesinin sonuçları hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Ahmet Kavas, “Merzifon Muharebesini Haçlıların Anadolu’daki mücadelelerinin akıbeti noktasında tek başına değerlendirmemek gerekir. Bu savaş en azından Anadolu Türk tarihi açısından adeta İkinci Malazgirt’tir. Hatta birincisinden farkı ne kadar ilk defa bir Hıristiyan ordusu ile karşılaşmış olsalar bile 1096’daki ilk Haçlı ordusunda yenilgiden sonra bir daha toparlanamayacak bir vaziyete düştükleri için toparlanmaları zordu. Bu savaş bir meydanda değil adeta sath-ı vatanda ve Bizans’ın desteğini de alan tüm Avrupa’nın en seçkin savaşçılarına karşı yapılmıştı. 1101 yılında yapılan her üç savaşın bir başlangıcı olması ve başarıyla neticelenmesi, Anadolu Selçukluları ile Danişmendliler arasında büyük bir işbirliğinin oluşması da bu başarıda önemli bir adımdır. Zira Melik Gazi bu muharebede Birinci Kılıç Arslan’a yardım etmeseydi, bu şekilde bir muvaffakiyet alınması zordu. Bizans’ın doğusunda yaşayan başta gayri Müslim tebaa olmak üzere buralar yakın bir zamanda Türklerden alınacak düşüncesinin yeni filizlenip birden patlamaya geçtiği anda Lombard –Fransız ve Alman Birliklerinin kaybetmeleri artık bunların uzun bir süre bu bölgeden ümitlerini kesmelerine sebep oldu. Yeni yola çıkacak olanlar için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Birinci Haçlı Seferi’nin Avrupa’da oluşturduğu coşkunun bir benzerini yaşamaları bir daha mümkün olmadı. Anadolu onlara bir yağma alanı değil, mezar oldu. Kahramanlıklarını anlatacakları savaşlar yerine kaçmaları sebebiyle kitaplarında dahi 1101 yılı hiç yaşanmamış gibi geçiştirilmektedir. Merzifon Muharebesi öncesinde artık bir araya gelemez denilen Türkler çok kısa zamanda toparlanmış ve üzerlerine gelen tüm Haçlı saldırılarına karşı bir güç birliği tesis etmişlerdi. Bağdat merkezli Abbasi hanedanının 11. Yüzyılın başından itibaren Şii Büveyhilere boyun eğmesi karşısında Türkler daha öncesinden itibaren bu gücü yok etmek için de uğraştılar. Ayrıca halifeliğin sınırları içinde Karmatiler gibi başka bir aşırı Şii toplumla mücadeleleri gerekti. İranlılar hala Sasani kültürünün tesirine kapılıp geçmişten bazı özellikleri yaşatmak istiyorlardı. Tarihte çok az rastlanan bir süreç yaşanıyordu ve 1096 – 1270 yılları arasında Haçlılar onları zaman zaman ciddi tehlikeli durumlarda birleşmeye zorladı. Haliyle kazanılan zafer Müslümanları çok sevindirdi. Hatta ilk Haçlı seferinin verdiği kırgınlığı unutulmasına vesile oldu. Ancak bu birleşme Türkler arası olup özellikle Kahire’de bir asrı aşkın süredir hükümran olan Fatımilerin tüm Avrupa ayaklanmışken kılı bile kıpırdamadı. Avrupalı tarihçiler bu yenilginin temel sebebi olarak bu tür savaşa hazırlanmadıkları halde inatları yüzünden kendilerine yapılan tavsiyelerin aksine hareket eden ve cehaletle itham ettikleri Lombardları sorumlu tutmaktadırlar” ifadelerine yer verdi.
Düzenlenen konferansa Merzifon Kaymakamı Ahmet Karaaslan, Belediye Başkanı Alp Kargı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Aydın, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Erbil Terbıyık, İlçe Emniyet Müdürü Levent Kürşad Aykaç, siyasiler, MERVAK Yönetimi, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
GÜNDEM
Yayınlanma: 07 Kasım 2024 - 11:50
Kavas: Merzifon Muharebesi Haçlılara Vurulan İlk Darbedir!
GÜNDEM
07 Kasım 2024 - 11:50
İlginizi Çekebilir