Merzifon İlçe Müftüsü Sebahattin Kesti, bu gece idrak edeceğimiz Regaib Kandili ve Üç aylarla ilgili haber merkezimize açıklamalarda bulundu.
Açıklamasına, tüm Merzifon halkının ve İslam aleminin üç aylarını tebrik ederek başlayan Müftü Sebahattin Kesti, “Bütün Merzifonlu kardeşlerimizin ve İslam aleminin mübarek üç aylarını, ve bugün idrak edeceğimiz Regaib gecenizi tebrik ederim. Cenab-ı Hak bizleri rahmet, özellikle merhamet ve bağışlama af ayı olan bu aylar vesilesiyle Allah hepimizi rahmetin, mağfiretine nail eylesin. Bizlere ve tüm İslam alemine huzur, barış ve esenlikler getirsin” dedi.
Merzifon İlçe Müftüsü Sebahattin Kesti, açıklamasının devamında; “Bugün 20. Asırda maalesef şefkatten, merhametten uzak olan dünyadaki müfrisçileri de Cenab-ı Hak onları da ıslah eylesin. 20. Asırda Filistin Gazze’de maalesef kadın, çoluk, çocuk, ihtiyar dinlemeden, zerre kadar şefkat ve merhamet olmadan insanlığın vicdanı yara almıştır, devam edecektir. Bu konuda da devletimizi ve milletimizi Allah payidar eylesin, adeta islam aleminin lokomotifi manasında ülkemiz duruşunu fevkalade güzel sergilemektedir.
Bildiğimiz gibi halk arasında üç aylar diye bilinen aylara kavuştuk. Üç aylar gerçekten hayatımızda bir dönüm noktasıdır. Üç aylar Müslümanların adeta bahar mevsimidir. İnsanlar bahar geldiği zaman tohumunu eker. Bu üç aylar içerisinde Recep ayında adeta çiftçi gibi mahsulümüzü ekeriz, Şaban ayında bunları besleriz, Ramazan ayında da hasadımızı almış oluruz. Bazı zamanlar vardır ki içerisindeki önemli olaylardan Cenab-ı Hakk’ın lütuf, bereket ve rahmetinin zirveye taşınmasından ötürüdür ki diğer zamanlara göre çok daha kıymetlidir. İşte bunlardan şuan Recep ayına girdik ve bu ayda onlardan birisidir. Peygamberimiz hadisi şeriflerinde, ‘Recep ayı Allah’ın ayıdır, Şaban ayı benim ayımdır, Ramazan ayı ise tüm ümmeti Muhammed’in ayıdır.’ Peygamberimiz bu üç ayların başlangıcı olan Recep ayına kavuşunca şöyle dua ediyordu, ‘Ya Rabbi bizlere Recep ayını mübarek kıl, Şaban ayını mübarek kıl ve Ramazan ayına da yetiştir.’ İnşallah, Recep ayına, Şaban ayına ve Ramazan ayına da dolu dolu gideceğiz. Ramazan ayında da inşallah hasadımızı alacağız.
Biliyoruz ki bizler Müslümanlar olarak dini hassasiyetimiz, birlik ve beraberliğimizin de teminatıdır. Dünyada huzur ve barışın da teminatıdır. Müslüman Allah korkusu ile hareket eder hiçbir canlı, cansız varlığa kötülük yapmaz. Kainata şefkatle, merhametle bakar. Onun için biz bu aylara girerken birkez daha kalbimizdeki şefkati, merhameti muhasebe etmeliyiz. İnsanın iki yönü vardır, birisi Allah’a karşı kulluk, diğeri ise insanlara karşı vazifesidir. Her ikisi de bizim için çok önemlidir. Peygamberimiz buyurdu ki, ‘Müminlerin iman bakımından kamil olanı, Allah’a karşı iyi bir kul, Allah’a karşı vazifelerini yerine getiren ve Allah’tan affedilmesi için dua edendir.’ İkincisi ise bizim insan olarak insanlığa karşı vazifemiz vardır. Çevremize, kainata karşı vazifemizle kainatı imar etmektir. Hiç şüphesiz ki bu aylar bize sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Bir kez daha nefis muhasebesinde bulunacağız.
Regaip kelimesi istek, arzu, yöneliş, Allah’ın lütuf ve merhametini talep etmektir. Bizim isteğimiz, arzumuz özellikle Cenab-ı Allah’ın rızasına uygun olmalıdır. Özellikle bu gecede, devletimize, milletimize tüm bireyler olarak ortak dua yapmalıyız. Dua ki müminlerin adeta ibadetlerinin özüdür. Yine bu gecede istiğfarda bulunmalıyız. Peygamber efendimiz ve diğer peygamber Allah’ın izni ile onlar günah işlemezler, uyarılırlar. Böyle olduğu halde peygamber efendimiz günde 70 kere Allah’a istiğfarda bulunur. Bizler de çokça istiğfarda bulunmalıyız ve samimi olmalıyız. Günahları bırakacağız, tövbe edeceğiz, pişmanlıklarımızdan dolayı Allah için bir damla gözyaşı döküpte af ve mağfiret istediğimiz zaman inanıyoruz ki bizi affedecektir.
Yine bu gece özellikle devletimizi terörden, her türlü hainlerin şerrinden, tuzaklarından emin kılması için Allah’tan yardım talep edeceğiz. Yerin ve göğün bütün orduları, bütün mülk Allah’ındır. Biz birbirimizi incitmez, birbirimize faydalı olursak inanın Allah’ü Teala bizi hiçbir zaman yardımsız bırakmamıştır, bırakmayacaktır. Bu vatan kolay vatan olmadı. Şehitlerimiz vatan için fedai can eylediler. Allah kimseyi de vatansız etmesin. Dünyanın neresinde olursa olsun zulme düşar olan kardeşlerimize dua edeceğiz, onları destekleyeceğiz. Biz Müslümanlar hiçbir yerde, dini, mezhebi, ırkı ne olursa olsun zulmü, haksızlığı, şiddeti asla istemeyiz. Bugün dünyada barış olacaksa İslamın, Cenab-ı Hakk’ın rahmet mesajları ve Peygamberimizin evrensel mesajlarına borçluyuz.
Özellikle Filistin’de yaşananları da dikkate alarak beş şey önermek istiyorum. Müslümanların her yerde derdi derdimiz, sevinci sevincimizdir. Onun için bu necip milletimiz Müslümanca duruşunu sergilemiştir, sergilemeye de devam edecektir. Merzifonlu kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Üç ayları düşünerek, rahmet, mağfireti düşünerek Filistinli kardeşlerimize karşı beş vazifemizi de yapmaya devam edelim. Birincisi duamız. Biz bütün Müslümanlara, mazlumlara hep dua ederiz. İnanıyoruz ki o mazlumların duası ve bu milletin duası arasında perde yoktur. Filistin özgürdür ve özgür kalacaktır. Bu milletin duaları ve duruşuyla beraber. İkincisi ise infak. Bizim insanımız yardımseverdir. Özellikle Merzifonlu kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. Ayni ve nakdi yardımlarla çok güzel bir dayanışma örneği sergileyerek yardımda bulundular. Üçüncüsü Müslümanca bir duruş. Müslümanlar, hainlere, zalimlere karşı yıkılmaz çelik kale gibidir. Birlik ve beraberlik içerisindeyiz. Allah bu duruşumuzu, birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. Bu duruşumuz Yahudi siyonizmi İsrail’i korkutmaktadır. Dördüncüsü ise, onların ürünlerini, onların şirketlerinde olan her türlü mamullerine karşı Müslüman almayarak dur demesini bilmeli. Zira onların silahlarını durdurmanın bir yönü de, şer güçlerin amaçlarına hizmet etmemekle, onların ürünlerini boykot etmekle inşallah biz bu duruşu da göstermiş olacağız. Son olarak, Müslüman çalışkandır, aktiftir. Hem madden, hem manen güçlü olacaktır” ifadelerini kullandı.