reklam
reklam
38,5968 %0.07
43,8164 %0.4
4.098,56 % 1,98
94.590,08 %-0.975
AMASYA
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Amasya
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM TÜM MEVKİ VE MAKAMLAR EMANETTİR VE YÜZ AKI İLE TESLİM ETMEK KEFALETTİR

TÜM MEVKİ VE MAKAMLAR EMANETTİR VE YÜZ AKI İLE TESLİM ETMEK KEFALETTİR

Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt yaptığı basın açıklamasında, devletine ve milletine karşı mesuliyeti olduğunu bilen her liderin devlet ricali ve buna göre hareket eden, her aklı selimin kabul, makul ve makbul gördüğü gibi demokrasinin yönet ilkesinin erdem, ahlak ve dürüstlük olduğunu söyledi.

Gelecek Partisi İlçe Başkanı Kurt, yaptığı açıklamanın devamında, “Bir hükümetin ya da siyasi partinin toplumun davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler, yapılanmış ve düzenlenmiş fikirleri onun ideolojisini oluşturur. Siyaset ise bunun en önemli enstrümanıdır, ülkede uygulamaya koyma alanı ya da fikir bütünüdür. Osmanlı Türkçesi ile 'seyis' kelimesinden türemiş atkarmak yani 'atı idare etmek' ya da hükümdarın verdiği 'ölüm cezası' olduğu halde, biz eşref-i mahluku yönetme sanatı olarak kullanıyoruz. Bunun yani siyasetin ilk idareci numuneleri  ise peygamberler olması hasebiyle,  'peygamber mesleği' de denmekte ve kutsanmaktadır. Kimilerince de inandırıcı yalan söyleme mahareti, becerisi ve  'yalancı mesleği' olarak tarif edilir ve hiç tasvip edilmez.

Ancak,' siyaset, farklı çıkarlar arasında bölünmüş toplumların, şiddet içermeyen özgür tartışma yoluyla yönetilmesidir' der Bernard Crick ama, dünyanın her yerinde kanlı pratikleri yaşanmakta an itibariyle. Diğer yandan Mao Zedong ise ' siyaset kan dökülmeyen savaş, savaş ise kan dökülen siyasettir' der. Oysa, siyaset bir süreçtir, toplumlar ve insanlık var olduğu sürece vardı ve var olagelecek. Hani uzlaşıcı yönü gibi, içinde çatışma ve çekişme de barındırır hal almıştır. Günümüze en uygun tarif ise Harold Lasswell' in ' siyaset, kimin neyi, ne zaman ve nasıl elde ettiği ile ilgilidir.' dediği ancak, içine 'değişim' olgusunu koymaması ile sanki yarım kalmıştır. Hani değişmeyen tek şey, önlenemeyen, belki durdurulamayan değişim. Elbette değişimdeki kasıt dün ak dediğine bu gün kara demek de değildir. Değişim fikri gelişim, şartlara göre dönüşüm göstere bilme eğilimidir. Döneklik ya da iki yüzlülük barındırmaz. İdeolojinin ayakları, değerler ve duruş yerli yerinde ve sağlam durur, temellik özelliğini korur ve fikriyata zemin oluşturur. Eğer ilkesiz ve istişaresiz, tek ağız olunur ise eski AKP milli eğitim bakanı sayın H. Çelik' in dediği gibi ' siyaset öyle bir şeydir ki; ihtiyaç gördüğün testiden adama su içirir' anlayışı ile karşılık bulur. Bu duruma düşmemek için erdem, ahlak ve öngörü ile hareket etmek bir zaruret kabul edilmelidir. Ataların dediği gibi ' Büyük lokma ye, büyük laf deme' ya da ' duymak istemediğini deme' gibi ibret gözü ile bakılmalı her bir vakıaya ve fiile. Kullanılan dil, uzlaşmacı, bütünleyici ve kapsayıcı olmalıdır. Hakaret, aşağılama ve kibir yıkım getirir, çark ettirir ve itibar eritir. 'Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık ve küslük olmaz' demeye mecbur kalmamak için ya da düşmanlaştırdığına ittifak teklif etmek durumunda kalabileceğini, elini sıkabileceğini öngörmeyi gerektirir. Hani kırmızı çizgi, yeşil ya da gök kuşağı rengi hudutlar- sınırlar tanımaz.  Tüm mevki ve makamlar emanettir ve yüz akı ile teslim etmek kefalettir. Kişi sandığı kadar değil, halkının gösterdiği kadar muteberdir. Bunun da ölçütü demokrasilerde reydir, oydur ve onaydır. İktidarları zirve de zırva da yapan halktır, onun teveccüh ve desteğidir. Şeker üretirken, satın alır duruma düşen,  tarımda kendine yeter iken, savaş halindeki iki ülkeden buğday- saman satın alır hale gelen, çocukları yeterli beslenmeyen, beslemeye çalışanı üniversite içine sokmayan, süt içemeyen, peynir yiyemeyen ve geçinemeyen emekli, işçi ve mazot alamayan çiftçi, şoför ve balıkçı tarifi ile ' Ne Olacak Bu Memleketin Hali' en basit ifadesini buldu ilm-i siyaset sayenizde, şerh olsun” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *