reklam
reklam
38,5992 %0.33
43,6545 %0.2
4.018,80 % 0,37
95.761,91 %-0.656
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Parçalı az bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM SİZ BİLMESENİZ DE, GÖRMESENİZDE SİZİN İÇİN DE ÇALIŞIYORUZ

SİZ BİLMESENİZ DE, GÖRMESENİZDE SİZİN İÇİN DE ÇALIŞIYORUZ

Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, yaptığı basın açıklamasına merhum Necmettin Erbakan’ı rahmetle anarak başladı.

Gelecek Partisi İlçe Başkanı Kurt açıklamasında, “Öncelikle 'milli görüş ve adil düzen' fikriyatının mimarı, millet ve memleket idaresi ve ibatesi için kafa yormuş, eserler oluşturmuş, bir çok parti kurup liderlik etmiş, bir çok hizmet ve nimet sunmuş, bir çok konuda ön görülerde bulunmuş namı değer mücahit, cennet mekan sayın Necmettin Erbakan beyefendiyi rahmet, minnet ve 'yolundan gidiyoruz' diye iddia edenlerin, onun asgari nezaket ve nezahetinden pay almalarını, aklı seliminden nasiplenmelerini  dileyerek başlamak istiyorum sözlerime” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Yeniden Refah Partisi Merzifon İlçe Başkanı Sinan Tunç tarafından yapılan basın açıklamasının bir kısmını esef ve teessüfle yerel basından okuduğunu söyleyen Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, “03 Kasım 2022 perşembe günü mahalli basınımızda yer alan Y.R Partisi Merzifon ilçe başkanı sayın Sinan Tunç'un mülakatını esef ve teessüfle okumuş bulunmaktayım.

Mülakatının bir kısmına iştirak etmekle beraber, geriye kalan kısmının ise talihsiz, mesnetsiz ve gereksiz olarak nitelendirmek istiyorum. Memleketin iktidar boşluğu kadar muhalefet boşluğu da var mealindeki; 6'lı masa denilen tuhaf yapının arz ettiği acziyet, masa başı grubu, altı benzemez, güçlendirilmiş parlamenter sistem de parlamenter sistem, 43 kere bir araya geldiler de ortada ne var gibi tabir ve tarifler ile küçümser söz, itibarsızlaştırıcı, bihaber yaklaşımı ve tavrı üzülerek müşahede ettim. Muhalefet olup ta, önünde % 7'lik siyasi parti baraj puanı bulunan, %7'lik mali yardım engeli konulan, %50 +1 Cumhurbaşkanı barajı olan ve yeni kurulan bir siyasi hareketin 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' konusuna eleştiri, tenkit ve ya aşağılamasını inanılmaz buldum(şayet muhalefetse). Zira bu kendini yok saymak, kendini aşağılamaktır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem sizin gibi, bizim gibi genç partilerin iktidar hayali içindir.

Gerçi başkanlık sistemi mi?, yoksa parlamenter sistem mi? sorularını 'sistemsel mi?, yönetsel mi? olduğuna bakıp öyle karar vereceğiz' babında değerlendirmeleri neticelendirmeden bu tür çıkışlar hayal kırıklığı olmuştur” dedi.

Kurt, yaptığı basın açıklamasının devamında; “Altılı masa diye adlandırdığınız siyasi partiler menfaatlerini öteleyip, memleket, devlet ve sistem aksaklıklarını gören, önceleyen, bir çok siyasi risk barındırmasına rağmen bir araya gelen, sabırla ve uyumla çalışan, ilk hedefte Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp, 2 yıl içerisinde  G. P. Sisteme geçişi gün -gün planlayıp mutabakat metnine kaydeden ve toplumla paylaşan bir mutabık ve ya meşakkat ekibidir. Hiç okumamış, merak etmemiş ve sorgulamamış olduğunuzu aşikar etmişsiniz. Yaptığınız bu mülakat ile emele, emeğe ve amele en hafif tabirle büyük haksızlık, saygısızlık ve vebal almışsınız vesselam .

Siyasi konjonktürün ittifaklara zorladığı bir süreçte, benzemezler diye yaftaladığınız ama, aslında benzerliği siyaset değil; tam da devlet, millet, sistem ve demokrasi olan, Ya da reel siyaset ile beka sorunu vs ile bir araya gelen birlikte yaşadığımız bu çıkmazın müsebbipleri arasında bir tercihe muhatap olduğunuzda ve birini karar kıldığınızda sarf ettiğiniz bu söylemleri nereye koyacağız?

Yani hem iktidara hazırız diyeceksiniz, hem de parlamenter sistemi tenkit ve tahrif edeceksiniz, hem iktidara ve hem de muhalefete sağlı sollu vuracaksınız. Ya ittifak etmeyip yok olacaksınız, ya da ittifak kurup çok olacaksınız, akil olmak bunu gerektirir ve gerçekleştirir. Yine erken söylenmiş ve çark edile bilecek bir meseldir, tıpkı ' İkinci tura kalırsak Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleriz' deyip geri adım atmak gibi. Bu tür söylem ve eylemler için oldukça erken malum siyasette bir saat bile uzun bir zaman. İhtimalleri kıymetlendirip ona göre hareket etmeyi tavsiye ediyorum, nihayetinde genel merkezlerin kararlarına itaat ile yükümlüyüz.

Diğer taraftan ' ilim kalıtım ile mi?, yoksa katılım ile mi geçer? diye soran vatandaşlara nasıl cevap verilir bilmiyorum? İlim babadan oğula geçer mi?, o mirasın varisi halk mı? orta malı mı?, ya da sahibin tedrisinden geçen dava arkadaşlarının, mesai arkadaşlarının mı? Sahip her hangi bir hüküm bırakmamış ise elbette halkın, kamunundur diyorum ben acizane..

 Milli görüş, adil düzen diye yola çıkan, yolsuzlukla mücadele, yoksulluk ve yasaklarla mücadele deyip sözünü unutup, adi düzenler kuranlara şahit oldu bu aziz millet. Muazzez nizam kuracağım deyip vahşi kapitalizme uşak müesses nizamlar kuruldu. Daha dün hükümetin imkanlarını, muhkem mevki ve makamlarını, memuriyetlerini, müdüriyetlerini sınavsız iltimas ve imtiyazla kullananlar gördük. Özel sektöre dahi sirayet eden, işçilerini, eleman ve ekipmanını yandaş şirketlere peşkeş çeken, hak ve hukuk noktasında üyelerinin çıkarlarını korumakla mükelleflerin şahsi menfaatleri, aile efradı ve evladı için kullandıklarına, iş kovaladıklarına şahit olduk. Tüm bunlar orta yerde dururken, nimetlerini kullanıp ya da kullananları bilip, bunu unutup külfetini bize yamamak oldukça insafsızca olmuş açıkçası...

 Biz meşakkat masası olarak milli menfaat ve faydaları halka eşit ve adil olarak planlıyor ve zabıt altına alıyoruz siz müsterih olun. Başkanlık sistemi ile bu içine düşürüldüğümüz bu vahim ekonomik ve sosyolojik depresyonu biz hal edeceğiz merak etmeyin. Hem de siz iktidar hayali kurun diye çalışıyoruz

Kaldı ki; ehliyetsiz ve liyakatsiz bakanların bile itiraf ettiği gibi' son iki yılı saymazsak, altın ve döviz artışını saymazsak, cari fazla verirdik, tersten bakarsak ya da enerji krizi olmasaydı, savaş çıkmasaydı, pandemi olmasaydı vs. vs. vs. gibi sözlerle ikrar ederken, şu vahim tabloya bizi dahil edip; ''ülkeyi birlikte borçlandırdılar, milyarlarca lirayı faize birlikte verdiler, ülkenin devletin varlıklarını birlikte sattılar, tarımı ve hayvancılığı birlikte bitirdiler, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan ekonomik modeli yıllarca birlikte uyguladılar, Suriye, Irak, Libya'yı bu hale birlikte getirdiler, ülkeyi FETÖ'ye birlikte teslim ettiler'  gibi mesnetsiz, vicdansız ve su-i zan ifadeleri kınıyor ve iade ediyorum.

 Sayın Davutoğlu ve sayın Babacan el çektirildiğinde dolar 2,88 idi. Enflasyon %8-10 bandında idi ve 6,57 ye kadar geriletildi. Makro verilerde toparlanma sağlanmış,%4 büyüme ile gelişmiş ülkelerden pozitif ayrışmıştır. O dönemde tahvil faizi % 9,11 idi. Bu çamur tutmaz. Diğer isnatlar iftira boyutundadır, Rus savaş uçağının düşürülmesinin sahiplenme erdemini göstermiş ve tarihe geçmiş, Rus turist aksamasını aldığı ekonomik paket ve tedbirlerle bertaraf etmiştir.  Şu günümüzde dahi liderler içinde tek ekonomist lider sadece sayın Davutoğlu'dur. Ve tüm ekonomistlerin mutabık olduğu en güçlü ekonomi ekibi de gelecek kadrolarında.

 O 6'lı masa var ya, genç ve rüştünü ispatlamamış siyasi hareketler iktidar hayali kura bilsinler diye gece-gündüz çalışıyor. Ördek sendromunu hatırlatmak isterim. Hani su yüzeyinde sakin yüzen ördeğin altında makine gibi çalışan ayaklar vardır. Altılı masada da böyle; alt komisyonlar, gölge kabineler ve çalıştaylar var. Onların hakkına girmişsiniz.

O 6'lı masa var ya, herkesin özlem duyduğu demokrasi, insan hakları, bağımsız yargı, ifade özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya, birlikte yaşama kültürümüzü yeniden tesis için, eşit bölüşüm, milli refah ve alım ferahlığı için, milli haysiyeti yine muteber etmek için, yeniden ve tamamen hukuk devleti, sosyal ve laik devleti tertip için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya, barış, huzur ve güven ortamının inşası için çalışıyor.

O 6' lı masa var ya, mazlumlara ses, nefes olmak, imdada koşmak için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya, devlet ile hükümeti ayırmak için, devlet memuru ile hükümet memurunu ayırmak için, vatandaşlarını mutlu ve asıl sahipliğini iade için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya, basın yayın özgürlüğü için, yandaş-yanlı haber ve sansürü bitirmek için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya, herkesin ve kesimin temsil hakkı kazanması, kendini ifade edebilecek zemin ve zamanı oluşturmak için çalışıyor.

O 6'lı masa var ya yeniden güçlü Türkiye olmamız için çalışıyor. Siz bilmeseniz de, görmeseniz de  sizin için de çalışıyoruz. Anlamadan, bilmeden inkar esaret getirir, kendine kör kılar, şerh olsun” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *