Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Salih Sarıkaya, Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan kalktıktan sonra Haymana ilçesinde düşen ve Libya askeri komutanlarını taşıdığı belirtilen uçakla ilgili açıklamalarda bulundu. Sarıkaya, Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelerin birbirinden bağımsız olaylar gibi sunulsa da, zamanlama ve sonuçları itibarıyla dikkatle planlanmış bir sürecin parçası olduğunu ifade etti.
Sarıkaya, Suriye’de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konuşmasının yayın sırasında kesilmesi, Libya askeri komutanlarını taşıyan özel jetin düşmesi, daha önce yaşanan insansız hava aracı olayları ve Azerbaycan–Ermenistan sınırında düşen askeri kargo uçağını örnek göstererek, bu gelişmelerin Türkiye’nin güvenlik, istihbarat ve stratejik kapasitesini tartışmalı hale getirmeyi amaçladığını ileri sürdü. Bu olayların, Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya yönelik bir algı zinciri oluşturduğunu dile getirdi.
Açıklamasının devamında, sürecin yalnızca dış güçlerin planlarıyla açıklanamayacağını vurgulayan Sarıkaya, Türkiye’nin geçmişte yaptığı stratejik hataların da bu tabloyu ağırlaştırdığını söyledi. Büyük Ortadoğu Projesi döneminde “bölgesel güç” ve “model ülke” söylemlerine fazla güvenildiğini belirten Sarıkaya, bu yaklaşımın bölgenin etnik ve mezhepsel fay hatları üzerinden istikrarsızlaştırılmasına zemin hazırladığını savundu.
Suriye politikasını örnek gösteren Sarıkaya, krizin başında Esad rejiminin kısa sürede çökeceği varsayımıyla hareket edildiğini, ancak sahadaki dengelerin hızla değiştiğini ifade etti. ABD’nin YPG’yi sahada etkin bir aktör haline getirmesi, Rusya’nın askeri varlığını kalıcılaştırması ve İran’ın etkisiyle Türkiye’nin pozisyonunun zayıfladığını kaydetti. Bugün Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden yapıların oluşmasında bu yanlış öngörülerin payı olduğunu söyledi.
Irak ve Suriye’de yaşanan savaşların, bölgelerin planlı şekilde boşaltılmasına yol açtığını belirten Sarıkaya, bunun “Büyük Kürdistan” senaryosunun önemli ayaklarını oluşturduğunu öne sürdü. Bu süreçte Türkiye’de terör yapılarının siyasallaşmasına zemin hazırlandığını savunan Sarıkaya, bunun hem dış baskıyı artırdığını hem de içeride milli birlik duygusunu zedelediğini dile getirdi.
Sarıkaya, tüm bu gelişmelerin temelinde İsrail’in güvenliği için çevresinde küçük ve kontrol edilebilir yapılar oluşturma fikrinin yattığını iddia ederek, bu planın demokrasi ve özgürlük söylemleriyle süslense de özünde bir güvenlik doktrini olduğunu ifade etti. Türkiye’nin uzun süre bu süreci “bölgesel liderlik fırsatı” olarak görmesinin ise bugün yaşanan sorunların temel nedenlerinden biri olduğunu söyledi.
Açıklamasını değerlendirme ve uyarı mesajlarıyla tamamlayan Sarıkaya, Türkiye’nin hâlâ bölgenin en güçlü aktörlerinden biri olduğunu ancak bundan sonra duygusal refleksler yerine stratejik akılla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. İçeride birliğin güçlendirilmesi, dışarıda ise sabırlı ve akılcı diplomasi yürütülmesinin önemine dikkat çeken Sarıkaya, “Bu coğrafyada ne tesadüf vardır ne de küçük hata. Her yanlış adım, gelecekteki kuşatmanın zeminini oluşturur” ifadelerini kullandı.
Muhabir: Demet SAĞAN
Merzifon’da Güvenlik Masaya Yatırıldı
#GÜNDEM / 25 Aralık 2025
Kesti: Her Gecemiz Regaip Olsun
#GÜNDEM / 25 Aralık 2025
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
