Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanı ve Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tuğg. Mete Kuş, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde yaptığı konuşmada o karanlık gecede yaşananları ve duygularını Merzifon halkıyla paylaştı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin olduğu gece kendisinin Ankara’da olduğunu söyleyen Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tuğg. Mete Kuş, “15 Temmuz gecesi ben eşimle birlikte Ankara’da idim. Tahmin edebileceğiniz gibi o gece yaşananların hem içinde olduk, hem de şahidi olduk. O gece kalkışmayı durdurmaya çalışan milli unsurlar ile beraber hain kalkışmaya karşı mücadele ettik. 15 Temmuz sonrasında da Fetö terör örgütüyle yapılan savaşın tam ortasındaydık. TSK’nın temizlenme sürecinde devletin en üst makamlarını havada seyahatleri esnasında koruduk.
Anadolu’nun Türk’ün anavatanı olmasından sonra hiçbir düşman saldırısına maruz kalmayan Başkent Ankara’nın bombalanmasını unutamadığını da belirten Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tuğg. Mete Kuş, “O gece unutamadığım olaylar var. Anadolu’nun anavatanımız olmasından sonra hiçbir düşman saldırısına maruz kalmayan başkentimiz Ankara’nın bombalanmasıdır. Çünkü tarihimiz boyunca Ankara’ya ulaşamayan emperyalistler bizim içimizden devşirdikleri kansız kuklaları ile başkentimizi bombalayarak kardeşlerimizi şehit ettiler. O gece Polis arkadaşlarım Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün bombalanması esnasında beni aradılar, Komutanım bunlar ne zaman bombalamayı durduracaklar, yaralı ve şehitlerimizi alamıyoruz dediler. Bu anlattıklarımdan yaşadığım üzüntü ve kederi sizler sadece hissedebilirsiniz.
Türk milleti Oğuz atasından kendisine kalan özgürlük aşkıyla mandacı zihniyete dur diyebilmek için milyonlar çelikten uçaklara, tanklara etiyle, kanıyla dur dedi. Dünya tarihi insan etinin çelik ve demire galip geldiği ender gecelerden birisine şahitlik etti. Milletin zaferine” dedi.
Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tuğg. Mete Kuş, yaptığı konuşmanın devamında; “15 Temmuz’u hep beraber ve bir olarak atlattık. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel güç olmasının önüne geçmek isteyecek, bizim refaha ulaşmamızı çekemeyecek, bize ait olan mavi vatan ve misakı milli sınırlarımız içerisindeki doğal enerji kaynaklarından faydalanmamızı engellemek isteyecek mandacı zihniyet asla ve asla durmayacaktır. Biz Türk milleti olarak dünya tarihi boyunca 16 devlet kurduk. Bu 16 devletin hiçbirisi dış güçler tarafından yıkılmamıştır. Ne zaman Türk milleti esaret altına düşme tehlikesi yaşasa bir vatan evladı çıkmış yeni devlet kurmuştur. Bunun en yakın örneğini 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı ile yaşadık. Biz esaret altında yaşayamayız. Biz bu uğurda gerekirse 19 Mayıs’lar yaratırız. Ancak, önemli olan yeni 19 Mayıs’lara ihtiyaç duyacak şartların oluşturulmasına izin verilmemesinin olduğunu da unutmamalıyız.
Karşımızdaki düşmanın ne kadar sinsi ve şeytani olduğunu anlamamız için yaşanmış bir örnek vermek istiyorum. Bunların beynini yıkayan ne demişti, ‘Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Onlar kadınınıza, kızınıza, mabedinize ilişmezler.’ Darbecilerin beyinleri bu sözlerle yıkanmıştır. Oysaki gerçekte Haçlı savaşlarında yüzbinlerce Müslüman çoluk, çocuk, kadın demeden katledilmiş, daha fazlasının ev barkı dağıtılmış, ırzına ilişilmiştir. Bırakın camileri Haçlılar Kudüs’te dört büyük dinin mabetlerini yıkmışlardır. Haçlı zihniyetin uşağı olan bu zihniyete karşı her an tetikte olmalıyız. Yoksa bugün Fetö, gelecekte başka adla karşınıza çıkacaktır. Bu tür oluşumlar ilk olarak ülkelerin ordularına sızmak isterler. Irak’ta fetö benzeri Kesnizani örgütü tüm ordu içerisinde etkili olmuş, subayların ve astsubayların beyinlerini yıkamıştır. Irak savaşında bu beyni yıkanan askerler aynı bizim beyni yıkanan haşhaşiler gibi Hristiyanlar canınıza, karınıza zarar vermez diyerek silahlarını vererek teslim olmuşlardır. Orduları ele geçirilmiş olan Irak’ın durumu ortadadır. Aynı şekilde orduları dağıtılmış Suriye ve Libya gibi bize yakın ülkelerin halleri de halkının durumu da yine ortadadır. Eğer bu haşhaşiler başarılı olsaydı bizi ne bekliyordu, nasıl bir ülkemiz olacaktı? Tabi ki Haçlı işgaline kesinlikle bizler razı olmayacak ve iç savaş çıkacaktı. Bizi bu iç savaştan kurtarmak için yabancı askerler gelecek sonuç Irak ve Suriye gibi ülke ile karşı karşıya kalacaktık. Şükürler olsun ki bizi ve dinini milletin kalplerine fısıldayarak korudu. Türk Silahlı Kuvvetleri bu örgütün pençesinden kurtulduktan sonra misakı milli sınırları içerisinde çok başarılı harekatlar icra etti. Suriye ve Libya’da masumun yanında olmuş, Kandil’de teröristlerin tepesinde, Karabağ’da Azerbaycanlı kardeşlerinin yanında ve mavi vatanda Türk milletinin menfaatlerinin peşinde olmuştur.
Merzifonlular’ın evsahipliğini yaptığı 5. Ana Jet Üs Komutanlığı tüm bu harekatların içerisinde olmuş, Kastamonu ve Sinop sel felaketlerinde vatandaşlarının çöken evlerin altında kalmaması için gücünün son raklesine kadar uçarak yüzlerce vatandaşımızın kurtarılmasında önemli rol oynamıştır” ifadelerini kullandı.
