reklam
reklam
38,5992 %0.33
43,6545 %0.2
4.018,80 % 0,37
95.536,57 %-0.611
AMASYA
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Amasya
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM EMEP: KAZA DEĞİL, KADER DEĞİL, FITRAT DEĞİL, CİNAYET

EMEP: KAZA DEĞİL, KADER DEĞİL, FITRAT DEĞİL, CİNAYET

Emek Partisi (EMEP) Merzifon İlçe Örgütü tarafından, Bartın'ın Amasra ilçesinde 41 işçinin yaşamını yitirdiği patlamaya dair açıklama yapıldı. 10 yıl önce çıkarılan 6331 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Yasası sonrası adeta kuzunun kurda teslim edildiğinin belirtildiği açıklamada, çalışma hayatının bütünüyle kuralsız hale getirildiğini, esnekleştirildiğini belirtti.

EMEP Merzifon İlçe Örgütü tarafından yapılan açıklama şöyle: "Amasra Türkiye Kömür İşletmelerine bağlı Amasra Maden Ocağı’nda grizu patlaması nedeniyle yaşanan iş cinayetinde 41 işçi kardeşimizi kaybettik. İşçiler yaşarken gerekli önlemleri almayan iktidar ricali, patlamayla yaşanan facia karşısında sürece nasıl müdahale ettikleriyle övünüyor. Dökülen timsah gözyaşlarıyla, dokunaklı konuşmalarla günah çıkarıyorlar. Çok değil daha 25 gün önce Enerji Bakanı patlamanın yaşandığı ocağı ziyaret etmiş, sözde denetim yapmış, her şeyin dört dörtlük olduğunu söylemiş, fotoğraf vererek bunu övgüyle kamuoyuyla paylaşmış.

Oysa, madende çalışanlar gelecek felaketi, yaşanacak iş cinayetini, metan gazının nasıl biriktiğini, her an bir patlamanın olabileceğini ulaşabildikleri bütün yetkililere söylemişler. Teknolojik yenilenmenin olmadığını, sensörlerin yetersiz olduğunu, yanlış yerlere konulduğunu anlatmışlar. Sadece gaz sensörleri değil, işçilerin kullandıkları gaz maskelerinin yetersizliği ve kullanılamaz halde olduğuna dair işçi beyanları var. Dahası Sayıştay’ın 2019 raporunda -300 kotta daha fazla metan gazı biriktiğini, aşırı üretim olduğu ve bu yoğunlukta üretimin sakıncalarını anlatan uyarıların yapıldığı da ortaya çıktı.

Dinleyen, anlayan tedbir alan yok. Varsa yoksa daha fazla üretim, daha fazla kâr, can ve kan pahasına daha fazla sömürü. 6000 bin işçinin çalıştığı ocakta şimdi sadece 600 işçi çalışıyor. İşçiler aşırı üretime zorlanıyor. ‘Hadi hadi’ düzeni sürüp gidiyor. Tek adam yönetimi, onun Enerji Bakanı ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin bürokratları ise bütün şikâyetlere ve uyarılara gözlerini, kulaklarını kapatmış, daha fazla iş daha fazla sömürü için işler yolunda diyor. Sendika bürokratları ise her zamanki gibi susarak onların ekmeğine yağ sürüyor.

Ve şimdi bu can pahasına yürüyen yoğun sömürü düzeni bir kez daha 41 işçinin canına mal olmuş durumda. Her gün ortalama beş işçiyi iş cinayetlerinde yitiriyoruz. Son yirmi yılda 2000’e yakın maden işçisi hayatını kaybetti. Son yirmi yılda 25 bini aşkın işçi kardeşimizi iş cinayetlerinde kurban verdik. Soma’dan Ermenek’e, Torunlar’dan, Büyükcoşkunlar patlamasına kadar yaşanan kitlesel cinayetlerden doğrudan sorumlu olan kapitalistler ve yöneticiler caydırıcı cezalara çarptırılmadı. Adeta ödül gibi cezalarla yeni iş cinayetleri işlesinler diye teşvik edildiler. 10 yıl önce çıkarılan 6331 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Yasası sonrası adeta kuzu kurda teslim edildi. Çalışma hayatı bütünüyle kuralsız hale getirildi, esnekleştirildi.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *