AK Parti Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil düzenlediği basın toplantısında depremin birinci günü bölgeye hareket ettiğini söyledi.
Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil, TBMM’de düzenlediği basın toplantısına depremde hayatlarını kaybedenleri anarak başlayarak, “Acımız büyük, Kahramanmaraş merkezli iki deprem sonrası 11 ilimizin etkilendiği bu asrın felaketinde rahmet-i Rahman'a kavuşan tüm kardeşlerimize, çocuklarımıza, gençlerimize, büyüklerimize rahmet diliyorum.
Mekanları Cennet-ül Firdevs, makamları ali olsun, şehitlik mertebesi ile müjdelenen, şehadet şerbetini içen tüm insanlarımızı Yüce Allah'ım merhameti, mağfireti, muhabbeti ile karşılasın inşallah…
Rabbim yakınlarına, akrabalarına, sevenlerine sabr-ı cemiller, ecri cezirler ihsan eylesin…
Asrın felaketinde yaralanan tüm afetzedelere acil şifalar diliyorum” dedi.
Milletvekili M. Levent Karahocagil, açıklamasının devamında; “Depremin ilk gününden, ilk saatlerinden itibaren, kötü hava şartlarına, kar-kışa aldırmadan koşan “Devlet nerede?” diye paylaşım yapan, bağıran çağıran soytarılara aldırmadan, bölgeye ulaşıp bir taşı kaldırabilmenin, bir duvarı delebilmenin, bir canı cananlarına kavuşturabilmenin hesabını yapan, uğraşını veren, tüm gönüllüleri, tüm sivil toplum kuruluşları, tüm vatansever, tarikat ehli mücahitlerimizi, vakıfları, askerleri, polislerimizi, jandarmamızı, madencilerimizi, Kızılay’ımızı, UMKE ve AFAD’ımızı, resmi kurum ve kuruluşlarımızı, belediyelerimizi, 100’ün üzerinde yardım gönderen ülkeleri, yurt dışında bizle aynı acıyı paylaşan, yardım gönderebilmek için anında organize olan, yüzlerce tır yardım ulaştıran vatandaşlarımızı, iş adamlarımızı yürekten kutluyor, tebrik ediyorum.
Hepsinden bizler razıyız, Rabbim de razı olsun inşallah…
O günler konuşamıyorduk, ama şimdi sorma zamanı, şimdi milletin hakikatleri bilmesi gereken zaman.
Ben AK Parti Milletvekili olarak depremin 1. günü yani pazartesi günü sabahında, AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı’ndan arandım.
Adıyaman, Besni ilçesinde görevlendirildiğim ve hemen bölgeye geçmem söylendi. Hemen hareket ettim, ilk günüm yolda geçti, yaşanan afetin yollara ve altyapıya verdiği zarar ve ülkemizin dört bir yanından yola çıkan yardım tırları, kamyonları, yardım ekiplerinin yoğunluğu ve uzun kuyruklardan dolayı ikinci gün ancak Besni’ye varabildim.
Vatandaşlarımızı, kurtarma ekiplerini canhıraş bir şekilde arama yaparken gördüm. Millete çorba verebilme derdindeki cemaat mensuplarını gördüm, iş makinalarını gördüm, bölgenin en önemli eşrafından Ali Erdemoğlu’nu enkaz başında gördüm.
Ama ahkam kesmede, iftirada, yalanda, tezviratta başrol oynayan, çirkinleri, bedbahtları görmedim, yoktular, demek ki siper almışlar, kahveleriyle koltuklarında nasıl dezenformasyon hazırlıyalımın hesabını yapıyorlardı. Kahrolasıcalar, bitesiceler…
Her zaman, her olaya, yumurtlamadan, laf söylemeden duramayan, hükümeti, devleti aşağılama adına hiçbir fırsatı kaçırmayan geziciler bölgede yoktular.
TUSİAD yoktu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yoktu.
Atatürkçü Düşünce Derneğinin, Hayvan Severlerin, Mimarlar Odasının, Tabipler Derneğinin, Barolar Birliğinin esamesini duymadım, görmedim.
Ne ormanları seven şahıslar, ne Kaz Dağları sevicileri, ne de Boğaziçili sağduyulu menfaatperestler yoktular.
Her fırsatta devlete vurmaya çalışanlar, “İran'la savaş çıksa, İran'ın yanında olurum.” diyen şerefsizler yoktular.
Onlar devletin değil, depremin, felaketin yanında oldular. Sosyal medyada provokatörlük yapan felaket tellallarının yanında oldular, depremzedelere destek olmak, el uzatmak yerine ekran karşısına geçip oturdukları yerden depremin ortaya koyduğu felaketi film seyreder gibi izleyip, yalanlarının, iftiralarının planını yapma gayretinde oldular.
Ama yine olumsuzluk adına, iftiradan, yalandan, dezenformasyondan, tezvirattan zerre geri durmayarak batasıca kinlerini kusuyorlardı.
Yağmacılardan daha çok midemi bulandıranlar, siyasi yağmacılar oldu.
Göçük altında ölen şehitlerimizin kanından ve etinden koparmaya çalışan akbabalar…
“Bu felaketi nasıl oya çevirebilir, nasıl iktidara bir adım daha yaklaşabiliriz.” diyen haramilerden, kalitesizlerden, haysiyetsizlerden daha çok tiksiniyorum.
“Depremzedeyim, Hatay'dayım, kimse yardım etmiyor, burada Devlet yok” diye tweet atan kişi Tekirdağ'da bir barda “yok” dediği devlet tarafından enselendi.
İnşallah devletin her zaman, her saat, her yerde olduğunu anlamıştır.
Onlar kentsel dönüşüme “Hayır” deyip, salyalarına akıta dursunlar devlet mart ayı itibariyle 11 ilde 199 bin 739 konutun inşasına başlıyor.
Bir yıl içinde evler yapılıp teslim edilecek, fakat benim depremzedem bir yıl nerede ikamet edecek deyip, konteyner kentler hazırlama gayretindeki devletim, siyasetten uzak hizmetin plan ve programı gayretinde.
Muhalefet ise felaketi oya tahvil etme peşinde.
Bu büyük millet çirkin hesap yapanları da, hizmet ehlini de her zaman ayırmasını bildi, yine bilecektir, diyor saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.