reklam
reklam
38,6055 %0.08
43,8970 %0.46
4.234,78 % 2,43
94.560,00 %-0.085
AMASYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Amasya
Açık
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM "BU YIL ÇİFTÇİLERİMİZİN YÜZÜ GÜLSÜN"

"BU YIL ÇİFTÇİLERİMİZİN YÜZÜ GÜLSÜN"

İçinde bulunduğumuz ekonomik süreçten en çok etkilenen grupların başında yer alan çiftçilerin 2023 yılından memnun olarak çıkmasını isteyen Suluova Ziraat Odası Başkanı Adnan Öksüz, bu yıl tarımsal üretim alanında alınacak yeni kararlarla çiftçilerin yüzünün gülmesini istedi.

2020 yılı ile başlayan ekonomik krizler hemen hemen her sektörü zor soktu. Ekonomik süreçlerden en çok etkilenen meslek gruplarından biri de tarımsal üretim alanında emek veren çiftçiler oldu. Her geçen gün artan maliyetler karşısında kimi üreticiler tarlalarını ekmekten vazgeçti. Hayvancılık yapan bazı işletmeler de hayvanlarını topluca kesimhanelere gönderdi. Son birkaç yıldır yaşanan olumsuzluklara karşı çiftçinin artık yüzünün gülmesi gerektiğini ifade eden Suluova Ziraat Odası Başkanı Adnan Öksüz, bu yılın çiftiler için iyi bir yıl olmasını temenni etti. 2023 yılındaki beklentilerini sıralayan Öksüz, ilk olarak girdi fiyatlarının düşürülmesi ve sabit tutulması için gereken önemlerin alınmasını istedi.

Geçtiğimiz haftalarda açıklanan gübre ve yem fiyatlarındaki indirim ve fiyat sabitlemesi uygulamasının uzatılmasını isteyen Öksüz, konu ile ilgili açıklamasında; "Ülkemizde girdi fiyatlarının üreticilerin alım gücünün çok üstünde. Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmeli veya girdi destekleri üreticinin alım gücü göz önüne alınarak artırılmalıdır.

Destek bütçesi, Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın en az yüzde 1’i oranında olmalıdır. Destekler ekimden önce açıklanmalı ve zamanında verilmelidir. Desteklerde adalet sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir.

Tarımdan kaçışı önlemek için genç çiftçilere yönelik ek teşvik ve destekler getirilmelidir.

Üzerinde tarımsal üretim yapılan fakat çeşitli nedenlerle Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilemeyen araziler de tarımsal destekleme sistemine dahil edilmelidir.

Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarında destekler artırılmalıdır.

Organik, organomineral gübreler ve toprak düzenleyicilerin kullanımını yaygınlaştırmak için desteklemeye devam edilmelidir.

Zeytinyağı ve pamuk prim desteğine getirilen dekara verim sınırlaması kaldırılmalıdır.

Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği artırılmalıdır. Üretim fazlalığında veya krizlerde olduğu gibi talep azalışının yaşandığı durumlarda üreticimizin fiyatı düşüyor ve alıcı bulunamıyor. Bu durumda devletin kurumlarıyla piyasaya müdahalesi şarttır.

Tohumda AR-GE çalışmalarına hız verilmeli, dışa bağımlılık azaltılmalıdır.

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalıdır. Bu amaçla tarımsal kredi kullanımı için verilen destek miktarı artırılmalıdır.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla bankalar ve tarım kredi kooperatifleri masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası, tarım sigortası gibi çiftçinin masrafını artıran taleplerde bulunmamalıdır.

Her ne kadar tarım sigortasında sigorta prim oranları bazı risklerde düşürülse de artan ürün fiyatları poliçe fiyatlarını artırıyor. Bu amaçla sigorta prim oranlarında indirim devam etmelidir.

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil olmayan çiftçiler de tarım sigortası yaptırabilmelidir.

Köy bazlı olarak uygulanan kuraklık verim sigortasında tüm ürünlerde parsel bazına geçilmeli, tüm ürünler ve riskler kapsama alınmalıdır.

2022 yılında pilot olarak uygulanmaya başlanan Gelir Koruma Sigortası çiftçileri afetlere karşı daha fazla koruyacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır.

Tarım sigortası kapsamında halen yer almayan risklerin veya çeşitli nedenlerle sigorta yaptıramayan çiftçilerin afet zararını karşılayacak şekilde destekleme her yıl yapılmalıdır.

Yıllardır çay alımı ve pazarlaması konusunda yeterince etkin bir politikanın uygulanamaması çayda sorunları artırmıştır. Bu sorunların çözümü için hazırlanan Çay Kanunu taslağı bir an önce yasalaşmalıdır.

İklim değişikliğinin etkisini azaltmak ve su gibi önemli bir metada sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla yeraltı barajlarının yapımına hız verilmeli ve sayıları artırılmalıdır.

Çiftçilerimizin ekonomik açıdan örgütlenmeleri desteklenmelidir. Bu örgütler idari ve mali yönden güçlendirilmeli, fonksiyonel ve profesyonel olmaları sağlanmalıdır.

Sözleşmeli üretim, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları yaygınlaştırılmalıdır. Depo kurulumu tüm bölgelerde destekleme kapsamına alınmalıdır. Lisanslı depoculukta küçük çiftçilere pozitif ayrıcalıklar tanınmalıdır.

Hayvansal üretim kayıt altına alınmalı, veriler sürekli güncellenmelidir.

Yem sanayisini dışa bağımlılıktan kurtaracak tedbirler alınmalı, üretimin büyük bir kısmının iç üretimle karşılanması sağlanmalıdır. Hayvancılıkta kesif yeme olan bağımlılığı azaltıcı, kaba yem üretiminin artırılmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Hayvancılığın yoğun yapıldığı yerlerde devlet destekli yem fabrikaları kurulmalıdır.

Hayvancılıkta öncelikle sürdürülebilir bir süt fiyatı tesis edilmelidir. Damızlık hayvanlar için çok önemli olan süt/yem paritesinin 1,5 seviyelerde olmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Et/yem paritesine yönelik bilimsel çalışma yapılmalı, piyasa fiyatları bu eksende belirlenmelidir.

Küçük aile işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlayacak ‘gelir telafi edici ödeme’ hayata geçirilmelidir. Özellikle aile işletmelerinin buzağılarını elden çıkarmalarını önlemek için buzağı destekleri artırılmalıdır.

Et ve Süt Kurumu özerk yapıya kavuşturulmalı, piyasayı etkin regüle etmesi sağlanmalıdır.

Yem piyasasında istikrar sağlamak için TMO, Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve üretici örgütleri kanalıyla üreticilere sözleşmeli üretim kapsamında uygun fiyattan yem satışı yapılmalıdır.

Birçok işletme yabancı işçi çalıştırıyor, yabancı işçiye bağımlılık her geçen gün artıyor. Bizim insanımız buralarda çalışmak istemiyor. Gençleri üretime teşvik edecek politikalar hayata geçirilmelidir.

Besicilikte verimi ön plana alan, alım garantili sürdürülebilir sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalı, üretim bu kapsamda planlanmalıdır.

Ülke içi bitkisel ve hayvansal üretim teşviklerine devam ederek besicilikte dana da dahil her türlü ithalatın kısa zamanda ülke gündeminden çıkarılması sağlanmalıdır.

Buzağı kayıplarını azaltacak ve kaba yem piyasasına yönelik ‘ulusal eylem planı’ hayata geçirilmelidir.

Çocuklar ve gençler başta olmak üzere gelir düzeyi düşük vatandaşların et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere ulaşabilmesi için sosyal yardımların kapsamı genişletilmelidir. Meralar korunmalı ve ıslah edilmelidir. Küçükbaş hayvanlardan elde edilen başta peynir olmak üzere ürünlere katma değer kazandırılmalı, markalaştırılmalıdır. Hayvan hastalıkları ile etkili mücadele edilmelidir.

Yumurta sektörünün en büyük sorunu plansız üretim ve arz fazlasına bağlı üretici fiyatında yaşanan düşüşlerdir. Sektörde özellikle üretimin yoğun olduğu Nisan-Mayıs-Haziran aylarında arz fazlası gerçekleşiyor. Bu dönemde ürün fazlalıklarının piyasadan çekilmesine ihtiyaç vardır. Yine aynı şekilde sektör, üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini ihracat odaklı üretiyor. Dış pazarlarda gerçekleşen herhangi sorunda da bu fazlalığın çekilmesine ihtiyaç vardır. Arz fazlası üretim için Et ve Süt Kurumu ya da üretici örgütlerinin devreye girmesi, ihtiyaç duyulan tesisi kurarak, gerektiğinde piyasadan yumurta çekmesi çok önemlidir. Likit yumurta ve yumurta tozu üretim tesisine ihtiyaç vardır.

Üreticinin tavuk başına alacağı ücret sürdürülebilir seviyeye getirilmelidir. Sözleşmede belirlenen üretici fiyatı şeffaf bir şekilde, üreticiye sürdürülebilir bir gelir sağlayacak, performansa dayalı belli bir metodolojiye bağlı olarak belirlenmeli, bu konuda paydaşlarca oluşturulacak komisyonca bir çalışma yapılmalıdır.

Son günlerde yaşanan kalifiye eleman sıkıntısına çözüm bulunmalıdır. Sektör masaya yatırılmalı, üretim, pazarlama, dış ticaret olmak üzere kısa, orta ve uzun vadeli atılacak adımlar belirlenmeli, bu adımlar titizlikle takip edilmelidir.

Damızlık konusunda büyük oranda dışa bağımlılık hala devam ediyor. Bu durum, herhangi bir ticari ambargo uygulanması veya hastalık nedeniyle karantina uygulanan ülkelerden ithalatın yapılamaması gibi durumlarda, tavukçuluk sektörünün kısa sürede darboğaza girme riskini de beraberinde getiriyor. Bu riski bertaraf etmek için damızlık ihtiyacının yurt içinden karşılanmasına yönelik Ar-Ge yatırımlarının yapılması gerekiyor.

Dünyada çok büyük miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt ürünleri talebi vardır. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere yakın pazarlara yoğunlaşmalı, mevcut pazarlarda rekabet edici ve pazar payını artırıcı tedbirler alınmalıdır. Verilen ihracat destekleri artırılmalıdır.

Tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetinin kesintisiz sürdürülebilmesi gerekiyor. Dolayısıyla, tarım danışmanlarımızın ve onlardan önemli bir hizmet alan çiftçilerimizin mağduriyetlerinin önlenmesi için tarımsal yayım ve danışmanlık desteği artırılmalıdır. Bununla ilgili mevzuat ivedilikle çıkarılmalıdır.

Sosyal Güvenlik Sisteminde Kadın ve genç çiftçilere pozitif ayrımcılık yapılmalı, zor şartlarda üretim yapan çiftçilere her yıl için 90 gün fiili hizmet zammı verilmelidir. Genç çiftçilerin tarım BAĞ-KUR primleri devlet tarafından karşılanmalıdır. Tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapabilmelidir. Muafiyette geçen süreler çiftçilerimizin çalışma gün sayılarına eklenmelidir. Diğer sigortalılar 7 bin 200 prim gün sayısı ile emekli olurken, Tarım Bağ-Kurlular ve esnaf Bağ-Kurlular 9 bin gün prim ödüyor. Çiftçilerimizi rahatlatmak için, yıpranma payı verilmeli, diğer meslek gruplarına göre çiftçimizin tarımı terk etmemesi için bu avantaj sağlanmalıdır.

Tarım ve kırsal kalkınmada görev alabilecek ziraat mühendislerimizin pek çoğu iş bulamıyor veya alanlarının dışında istihdam ediliyor. Ziraat mühendislerimizin eğitimleri boyunca kazandıkları bilgi ve becerilerini uygulayabilecekleri ortamlarda çalışmaları hem mesleki onurlarının güçlenmesini sağlayacak hem de ülkemizin tarım sektörünün ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Bakanlığımızın daha fazla sayıda tarım danışmanı istihdamı için daha kapsamlı düzenlemeler yapmasını ve bu bağlamda ziraat mühendislerinin daha fazla desteklenmesini bekliyoruz." ifadelerine yer verdi.

"SONUÇ OLARAK"

2022 yılında görülen rekor maliyetlerin düşürülmesinin sadece tarım sektörü için değil, ülkedeki her vatandaşın refahını arttıracağını ifade eden Suluova Ziraat Odası Başkanı Adnan Öksüz; "2022 yılında görülen rekor girdi fiyatları artışlarına rağmen, hava koşullarının da geçen yıla göre iyi gitmesiyle bitkisel üretimde önemli bir artış yaşandı. Çiftçilerimiz, bütün zor şartlara rağmen üretimini sürdürdü. Bu büyük bir şanstır. Başta girdilerin pahalılığı olmak üzere çözülmesi gereken sorunlarımız bulunuyor. Bu sorunlar çözülür ve yeterli destek verilirse çiftçilerimiz üretimden kopmaz ve 2023 yılında üretimde sıkıntı yaşamayız.

Tüm halkımıza ve çiftçilerimize doğal afetlerden uzak, bereketli, sorunsuz bir yıl temenni ediyorum." ifadelerine yer verdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *