Türk Eğitim-Sen olarak 1 yılda 64 bin üye kaydı yaptıklarını bildiren Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, Türk Eğitim-Sen teşkilatına teşekkürlerini iletti. 64 bin üye kaydı yapmanın her babayiğidin harcı olmadığını bildiren Terzi, “Hiç kimseye gayri ahlaki teklifte bulunmadınız, tehdit etmediniz, makam, mevki vaat etmediniz. Bu üye artışını sadece işinizi iyi yaparak şube yöneticilerimiz yapmıştır” dedi.
Genel merkez yönetim kurulu üyesinden, şube başkanına, ilçe ve işyeri temsilcisinden şube kadın komisyonu üyelerine kadar Türk Eğitim-Sen teşkilatının alanlarda mücadele ettiğine dikkat çeken Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, 15 Mayıs 2021 tarihinden 15 Aralık 2022 tarihine kadar yaptıkları üye kaydının ise 25 bini aştığını söyledi. 15 Mayıs 2023 tarihine kadar Türk Eğitim-Sen teşkilatının var gücüyle çalışarak, Türk Eğitim-Sen’i yetkiye ulaştıracağına inandığını bildiren Terzi, şunları kaydetti: “Türk Eğitim-Sen yetkili olmalı, bunu kamu çalışanları için istiyoruz. Çünkü kamu çalışanları toplu sözleşme masasında altı dönemdir kaybediyor. Yetkili konfederasyon attığı imzanın mürekkebi kurumadan ek zam talebinde bulunuyor, zira imza attıkları artışlar kamu çalışanının cebine girmeden kuş olup uçuyor. Bu noktada sizlerin gayretiyle yetkiyi alacağız. 2023 yılında toplu sözleşme masasına yetkili sendika olarak oturarak, kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumak için güdümlü değil, bağımsız mücadele edeceğiz. Kamu çalışanlarının özlük haklarının artırılmasını, ücretlerinin insanca yaşayabilecek seviyeye çıkarılmasını, kayıplarının telafisi edilmesini sağlayacağız.” dedi.
KADIN ÇALIŞANLARDAN EN BÜYÜK İSTEĞİMİZ; DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMALARI VE TALEPKÂR OLMALARIDIR.
Kadınların sendikalarda, sivil toplum kuruluşlarında, siyasi partilerde daha fazla sayıda ve aktif görevlerde yer alması gerektiğine dikkat çeken Terzi, Türk Eğitim-Sen’e üye kadınların da daha fazla sorumluluk almasını istedi. Terzi, “Kadın çalışanlardan en büyük isteğimiz; daha fazla sorumluluk almaları ve talepkâr olmalarıdır. Özellikle kadınlarımızın iş yeri temsilciliğinde çok daha aktif yer almasını arzu ediyoruz. Bu hususta kadın meslektaşlarımıza güveniyoruz. Türk Eğitim-Sen bu sayede daha da güçlenebilir, faaliyetlerini daha etkin yürütebilir, alanlarda kendisini daha iyi ifade edebilir” dedi.
BİR ARA UNUTTUK KENDİMİZİ, ATATÜRK, BİZE BİZİ HATIRLATTI. TÜRK’E TÜRKÜ HATIRLATTI.
Kültürümüzün, töremizin kadın-erkek ayrımcılığına dayanmadığını belirten Türk Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Kamil Terzi, Nene Hatun, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Tomris Hatun’u hatırlattı. Dünyanın birçok yerinde kadına değer verilmediği dönemde, devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün kadınlara 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıdığını söyleyen Terzi, “Bir ara unuttuk kendimizi, Atatürk, bize bizi hatırlattı. Türk’e Türkü hatırlattı. Türk milletinin tarihte var olduğu andan itibaren töresinde kadın-erkek ayrımı yoktur” dedi.
KADINA VE ÇOCUĞA YÖNELİK HER ŞİDDET VE İSTİSMAR, OLAĞANÜSTÜ BİR DURUMDUR.
Terzi, Türkiye’yi sarsan 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesine de değinerek, Türk milletinin böyle bir hadiseyle gündeme gelmesinden utanç duyduğunu söyledi ve “Allah sıfatı, pozisyonu ne olursa olsun çocuklarımızı istismar edenleri kahretsin. En ağır şekilde cezalandırılsınlar ki, bu aynı hastalıklı zihniyete sahip müptezellere ibret olsun. Unutulmasın ki; kadın ve çocuk istismarı ne Türk töresinde ne de itikadımızda vardır. ” dedi.
Son olarak Türkiye Sağlık-Sen Isparta Eğirdir EKHTR Hastanesi İşyeri Temsilcisi Server Bulut’un eşi tarafından katledildiğini hatırlatan Kamil Terzi, “Kadına yönelik şiddet olaylarının ülkemizin büyük bir ayıbı olduğunu vurguladı. Bu ayıptan kurtulmanın yolunun cezai müeyyidelerin tavizsiz olarak uygulanmasından geçtiğini söyleyen Geylan, kadına yönelik şiddet ve istismar olaylarında medyanın kullandığı dili de eleştirdi. Geylan, “Medya öyle bir dil kullanıyor ki, adeta olay sıradanlaşıyor. Oysa ki bu haberlerin topluma sunuluş şekli çok önemli. Kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddet ve istismar, olağanüstü bir durumdur. Bu yaşananlar sıradan adli vakalar gibi topluma sunulmamalıdır” dedi.
Enflasyonun yüzde 84’e ulaştığı bu dönemde, kamu çalışanlarının vergi diliminden dolayı yılın 5’inci ayından itibaren maaşlarının eridiğini ve gelir kaybı yaşadığını söyleyen Terzi, “Öncelikli gündemimiz maaş artışları olacak. Gider kalemlerindeki artışlar ve enflasyondan dolayı uğradığımız gelir kaybının telafisi için ek zam ve refah payı uygulamasının ocak ayından itibaren hayata geçirilmesi, enflasyon farkının aylık olarak ödemesini istiyoruz. ‘Çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz’ söyleminin altının doldurulması gerekmektedir. Kasım 2022’de 4 kişilik asgari geçim haddinin 18 bin 595 TL, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırının 8 bin 555 TL olduğuna vurgu yapan Geylan, öğretmenlerin de neredeyse en alt gelir grubu haline geldiğine dikkat çekti. Terzi, “4 yıllık öğretmenin kasım ayı maaşı 8 bin 567 TL’dir. Öğretmenler bugün en alt gelir grubu haline gelmiştir. Asgari ücretin 8 bin TL’ye yükseltilmesi gündemdeyken, eğitim çalışanlarının ve kamu çalışanlarının ücretlerinin bu kadar düşük olmasını kabul etmiyoruz” dedi. Terzi ayrıca tüm ek gelirlerin emekliliğe yansıtılarak, çalışan ve emekliler arasındaki ücret makasının da daraltılmasını istedi.
